Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay yaptığı açıklamada Balbay için "Kendisi, gazetenin kurumsal olarak kendisine verdiği görev ve talimatlardan dolayı değil, kendi tercihleri ve tutumu nedeniyle mağdur olmuş, tutuklanmış ve yargılanmıştır" dedi. Akın Atalay ayrıca "Balbay'ın Cumhuriyet gazetesi için bedel ödeyip ödemediği tartışmalıdır ama Cumhuriyet gazetesinin Balbay nedeniyle maddi-manevi çok ağır bedeller ödediği, halen daha ödemeye devam ettiği kuşkusuzdur." sözlerini kullandı.
BALBAY'IN KENDİ TERCİHİ
Kumpas davalarını yakından bilmesi gereken Avukat Akın Atalay'ın Balbay'ın yıllarca hapiste kalmasını ve ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasının asıl nedenlerini hala "Balbay'ın kendi tercihleri ve tutumu"na bağlaması dikkat çekti.
Zira akıllara, Ergenekon Davası'nda suç delili olarak gösterilen Ulusal Medya 2001-2010 sahte belgelerinde kurumsal olarak "Cumhuriyet gazetesinin" adının geçmesi geldi. Yani hedef sadece Balbay değil, bizzat Cumhuriyet'in kendisiydi.
Keza,
"Madem öyle, aynı kumpas davasının şüphelisi İlhan Selçuk da mı 'kendi tercihleri ve tutumu' nedeniyle mağdur edildi" sorusu da yanıt arıyor.
Yine bir Cumhuriyet yazarı Erol Manisalı da, Türkiye'nin çağdaşlaşmasının öncülerinden Türkan Saylan da ya da bugün beraatinin gerekçesi açıklanan İlhan Cihaner de Ergenekon kapsamında gözaltına alındı, evleri arandı ya da tutuklandı. Bu ve benzeri onlarca insan da mı "kendi tercih ve tutumları" dolayısıyla bu kumpasların mağduru oldu? Cumhuriyet gazetesi bu kumpaslara "kendi tercih ve tutumları" açısıyla mı bakıyor?
İŞTE AKIN ATALAY'IN SOSYAL MEDYA HESABINDAN YAPTIĞI AÇIKLAMANIN DİĞER KISMI;
GAZETENİN SUNDUĞU OLANAKLARI KULLANMAYA DEVAM EDİYOR
Bu gazetenin, halkı bilgilendirme, gerçekleri yazma görevini büyük bir cesaret ve kararlılıkla yerine getiren genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül, gazetecilik görevlerini yerine getirdikleri için "FETÖ'ye yardım ve yataklık" suçlamasıyla tutuklu bulunuyor. Tam da bu zamanda, adeta bu suçlamaya hak verirmiş ya da tanıklık yaparmışcasına gazeteyi, yazarlarını, yöneticilerini "Fetoculuk", "Kürtçülük" gibi iftira söylemleriyle hedefe koymak, daha da vahimi "beni FETÖ kovdurdu" manşetlerine zemin hazırlamak, bu saçmalıklara, bu ağır ve kabul edilemez iftiralara, haksızlığa neden olmak, bu noktaya kadar sürüklenmek, …