Davutoğlu, "Yavuz Sultan Selim" adı verilen köprünün inşaatını havadan helikopterle inceledikten sonra, Garipçe'de bulunan şantiye alanına geldi. Burada yetkililerden yaklaşık 1 saat brifing alan Davutoğlu, daha sonra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve diğer yetkililerle birlikte köprü ayakları önünde basın toplantısı düzenlendi.
Köprünün dünyada köprü mimarisi açısından ilk niteliği taşıdığını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"O anlamda da sadece ülkemize ve İstanbulumuza değil, dünyada bu yönde yapılan çalışmalara da bir katkı mahiyetinde. Dünyanın en geniş asma köprüsü, 59 metre genişlik, 322 metre kule yüksekliği ile dünyada genişlik ve kule yüksekliği bağlamında dünya birincisi bir köprü. Bu iki kombinasyonu bir araya getiren de yegâne köprü. Ayrıca, üstünden demiryolu da geçen 2 bin 164 metre uzunlukta olması bağlamında da bir ilk niteliği taşıyor. Son derece özgün bir mimari, hem mimari görüntü anlamında hem de bütün bu özellikleri barındıran bir köprü mahiyeti taşıması anlamında dünyada bir ilk. Gerçekleşmesi anlamında da 2,5 yıl gibi benzer örneklerde görülmeyen bir hızla gerçekleşti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na, emeği geçen bütün bakanlara, teknik yetkililere, müteahhit firmaya teşekkür ederim. Odayeri-Paşaköy arasındaki bağlantı yolları süratle tamamlandı. Daha önce iki ayrı açılış planladığımız bir projeydi, ama şimdi, bugün aldığımız bilgilerle, Sayın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı'mızla birlikte şu hususta firma yetkilileriyle mutabık kaldık: Aradaki süre gittikçe kapanıyor. Köprünün devreye girmesiyle bağlantı yollarının devreye girmesi arasındaki süre, bağlantı yollarındaki hızlı seyir dolayısıyla kapanıyor. Bu konuda yetkilileri de tebrik ediyorum. Dolayısıyla neredeyse arada birkaç ay gibi bir süre kalıyor açılış bakımından. Şu ana kadar da projenin yüzde 88'i gerçekleşti, gerçekleşme oranı yüzde 88... Dolayısıyla, bağlantı yollarıyla köprünün birlikte bu yaz içinde açılmasına, inşallah olağanüstü bir durum söz konusu olmazsa, karar verdik. Köprü ve bağlantı yolları birlikte inşallah bu yaz içinde, mümkün olan en erken vakitte İstanbulumuza, ülkemize kazandırılmış olacak.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU'NA BÜYÜK İLGİ
"Bu köprü İstanbul'daki diğer iki köprünün yükünü almanın yanı sıra, Avrupa-Asya arasında transit geçiş konusunda şehre büyük bir rahatlama getirecek. Ulaşıma getirdiği rahatlama dışında, şunu da bütün İstanbul'a bir taahhüt olarak söylüyoruz ve gerçekleşen bir taahhüt olarak: İstanbulumuzun bu bölgesinde bulunan ekolojik denge de en detaylı şekilde hesaplarla, çalışmalarla korunacak ve hiçbir şekilde yeşil dokudan bir kayıp yaşanmayacak, yaşanmıyor, yaşanmayacak. Bu konuda da gerekli bütün tedbirler alındı. Projede ilk bağlantılarla Şile Yolu ve diğer TEM bağlantı yolları da tamamlanarak, bir anlamda şehir trafiği ile proje birleştirilmiş olacak. Eminim devreye girdikten sonra da köprü ziyaretleri, bu anlamda geçenler açısından da Avrupa-Asya arasında transit geçiş bağlamında da neredeyse bir tarihi geçiş, turistik bir ziyaret anlamı taşıyacak kadar etki uyandıracak bir yeni proje devreye girmiş olacak. İnşallah daha sonraki aşamada da Odayeri'nden Kınalı'ya kadar ve Asya tarafında da Kurtköy, İzmit Körfez Geçişi bağlantıları tamamlandığında, Kuzey Marmara Otoyolu, Marmaray ile birlikte neredeyse bir ring halinde Çanakkale Köprüsü'ne kadar da uzanan hatlarla bütün Marmara birbirine entegre bir şekilde buluşmuş olacak. Bu, bizim her bir adım atarken ne kadar dikkatli şekilde planladığımızın açık bir göstergesi. Bütün bu etaplar tamamlandığında, bütün bu projeler birbirleriyle irtibatlandırıldığında, İstanbul'u, Türkiye'yi önümüzdeki 2023 sonrasına hazırlayan etaplar tek tek gerçekleşmiş olacak."
"Ramazan'da köprü üzerinde işçilerle iftar yaptık ve bu süre içinde evlenen bütün işçilerin düğün, nikah törenlerinin açılış esnasında yapılacağını konuştuk. Dolayısıyla niyeti olanın biraz acele davranmasında fayda var. İnşallah nikahları Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Bey kıyacak. Şimdiye kadar herhalde yüzleri bulan bir rakam var. Dolayısıyla, hem Asya ile Avrupa'yı köprü ile birleştireceğiz hem de burada çalışan Türk ve Koreli, Koreliler de niyetliydi bu konularda, genç işçilerimizin evlilik üzerinden gönülleri birleşmiş olacak. Gönülleri de birleştireceğiz, kıtaları da."
Başbakan Davutoğlu, konuşmasının sonunda, isteyen basın mensuplarının da köprüde evlenebileceğini ifade etti. Daha sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, DAEŞ militanlarının Irak'taki Başika Kampı'na yönelik saldırı girişimiyle ilgili son gelişmelerin sorulması üzerine, "Başika'nın neden kurulduğu ortadadır. Irak hükümetiyle geçen sene yaptığımız temaslar neticesinde bir eğitim kampı olarak devreye girmişti. Daha sonra DAEŞ'ten gelen bazı saldırı ihtimalleri ve güvenlik gerekçesiyle istihbari bilgiler temelinde bir askeri tahkimat yapma gerekçesi söz konusu oldu. Daha sonra bu riskler de göz önüne alınarak gerekli düzenlemeler yapıldı. Başika Kampı'ndaki askerlerimizde şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk söz konusu değildir. Güvenlikleri konusunda herhangi bir olumsuz gelişme yaşanmamıştır. Münferit olaylar yaşandığında da güvenlik güçlerimiz anında gerekli cezalandırmada bulunuyor. Şehit haberleri doğru değildir" diye konuştu.
Davutoğlu, geçen hafta 9 DAEŞ mevziinin yerle bir edildiğini belirterek, "Geçmişte Türkiye'nin DAEŞ'le yeteri kadar mücadele etmediğini söyleyenler, şimdi DAEŞ'e en doğrudan mücadelede bulunacak kesimleri eğittiğimiz için bize eleştiride bulunuyor. Biz teröre karşı hiçbir zaman taviz vermedik. Irak toprak bütünlüğüne ve egemenliğine de sonuna kadar saygılıyız. Orada bulunuşumuz Irak'ın toprak bütünlüğüne destek olmak içindir. Ümit ederim ki Irak'taki tüm terör unsurları; sadece DAEŞ değil, PKK da dahil temizlenir, Irak dost ve kardeş ülke olarak Türkiye ile yan yana olmaya devam eder" dedi.
Obama-Abadi görüşmesi ile ilgili bir soruya da Davutoğlu şu yanıtı verdi:
"ABD'yle de bu konuda yakın temasımız var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Obama ile görüşmeleri, benim yaptığım görüşmeler bellidir. Tutumumuz ABD'ye açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu tutumun parametreleri bellidir. Türkiye terörizmle mücadele etmektedir. Başika'daki varlığımız bu çabanın doğal bir sonucudur ve sadece teröristlere karşıdır. Musul'un kurtarılması, Türkiye için de Kuzey Irak için de ulusal güvenlik alanı halindedir. Çünkü PKK'nın ve DAEŞ'in mevcudiyeti herhangi başka bir ülkeden çok Türkiye'yi tehdit etmektedir. Bütün bu faaliyetler Irak'ın toprak bütünlüğü ve saygı çerçevesinde yapılmaktadır. Varlığımızın nedeni açıktır. Yaptığımız iş şeffaftır ve yürütülen faaliyet de tümüyle DAEŞ'e karşı yapılmaktadır. Irak hükümeti gerekli tedbirleri aldığında Türkiye'nin orada kalmasına da ihtiyaç kalmayacaktır. Türkiye'nin PKK ve DAEŞ'e karşı sınır bölgelerinde aldığı tedbirler, uluslararası çabaların bir parçasıdır, güvenliği için önemlidir."
Davutoğlu, yeni anayasa hazırlıklarıyla ilgili olarak ise "Bizim yaptığımız faaliyetler kamuoyunun önünde oluyor. Her yaptığımız görüşmeyi arkadaşlarımızla paylaşıyorum. Muhalefet liderleriyle yaptığımız görüşme sonrasında Meclis Başkanı'yla görüştüğümde ona şunu dedim: 'Üç partinin mutabık kaldığı üç hususu teyid ettim. Bunlardan birincisi yeni anayasaya duyulan ihtiyaç. Üç parti de darbe anayasasını istemiyor. AB vize muafiyeti konusunda da 3 parti anlaşmış durumda. Biraz önce Sayın Merkel'le de bu konuda bir görüşme yaptım. Bundan sonraki çalışma TBMM Başkanı tarafından yapılacak. Biz de parti olarak Meclis Başkanı'na isimleri bildireceğiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, basın toplantısının ardından protokol ile birlikte günün anısına hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra köprü üzerinde yaklaşık 1,5 kilometre yürüyen Davutoğlu, burada çalışan işçilerle bir süre sohbet etti. Kedi yolunda çalışan işçilerle konuşan Davutoğlu, "İkramiye vereceğiz size" dedi.
Başbakan Davutoğlu, köprü üzerinde işçilerle birlikte fotoğraf ve selfie de çektirdi. Davutoğlu, köprünün halatları üzerinde çalışan işçilere de el sallayarak, kolaylıklar diledi.
Öte yandan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun köprü üzerindeki gezisi sırasında bir savaş gemisi de Karadeniz'e doğru geçiş yaptı.