Müezzinoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a Genelkurmay Karargahı'nda yaptığı ziyaretle ilgili, "Bu özel bir ziyaretti. Geçtiğimiz hafta kendisi Şırnak'taydı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bizden bir talepleri olup olmadığıyla ilgili konuştuk. Bunları paylaşarak bir çözüm üretmek için bu özel görüşmeyi yaptık" diye konuştu.
"ZIRHLI AMBULANS SÜRECİNİ DEVREYE SOKUYORUZ"
Terör olaylarının yaşandığı bölgelerde sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlardan bahseden Müezzinoğlu, sağlık konusunda bir eksik ya da sorun yaşanmadığını ifade ederek, "İki tane ambulansımıza molotof geldiği zaman, hemen peşinden 3 tane, 4 tane, 5 tane yeni ambulans geliyor. Önümüzdeki günlerde zırhlı ambulans sürecini de devreye sokuyoruz. Dünyada çok olağanüstü durumları olan bölgeler de var, biz de artık bu ambulansları kullanacağız" şeklinde konuştu.
"AYNI ANDA SİLAH SESLERİ VE DOĞUM MUTLULUĞUNU DUYDUM"
Bakan Müezzinoğlu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan terör olayları nedeniyle bölge halklarının mağduriyet yaşadığını dile getirdi. Sağlık çalışanlarının zor şartlar altında görevlerini yerine getirdiklerini, bütün zorluklara rağmen de görevlerini yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Müezzinoğlu, "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 20 Temmuz'dan sonra başlayan süreçte, en ağır bedeli o bölgedeki insanımız yaşadı. Bizim sağlık camiası olarak, o bölgedeki insanımıza sağlık hizmeti sunmamızda veya onların bizden sağlık hizmeti almasında ciddi sorunlar var. Ya sağlığa ulaşımda güvenlik nedeniyle sorun yaşıyorlar veya biz onlara acil hizmetleri götürmekte zorluklar yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen bu ülke bizim ülkemiz. Hakkari'siyle, Silopi'siyle, Şırnak'ıyla, Şemdinli'siyle, Cizre'siyle bu ülkenin her karış toprağı bizim toprağımız. Dolayısıyla her köşeye gitmek, her köşede var olmak, her köşedeki insanımıza sağlık hizmetini en ideal şekilde sunmak gibi bir görevimiz var. Ben buradan bütün sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Önceki akşam Cizre'yi aradığımda, bir taraftan silah sesleri geliyor, bir taraftan da yeni bir doğum olmuş. Arkadaşlarımız o doğumun, bebeğin mutluluğunu kendi aralarında yaşıyor; telefonda iki sesi bir arada duyuyorum. Bu mesleğin onurunu güçlü bir şekilde taşıyan sağlık çalışanlarımız, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde zor şartlarda çalışan arkadaşlarıma, meslektaşlarıma teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"İNSANIN OLDUĞU HERHANGİ BİR YERDEN ÇEKİLMEMİZ SÖZ KONUSU OLMAZ"
Sağlık çalışanlarının, terör olaylarının yaşandığı yerler dahil ülkenin herhangi bir yerinden çekilmesinin söz konusu olmadığını kaydeden Müezzinoğlu, "Bazı sivil toplum kuruluşu üyeleri, 'can güvenlikleri yok' gibi gerekçelerle bölgeden sağlık çalışanlarının çekilmesi gerektiği gibi sözler söylemeye çalışıyorlar. Hastaneye roket atıyorlar, arkadaşlarımız sığınağa iniyor. Orada yine sağlık hizmeti sürüyor; çünkü orada yatan hastalar var, orada doğum bekleyen anneler var. Sağlık camiası olarak insanın olduğu herhangi bir yerden çekilmemiz söz konusu olmaz. Biz, tıbbi öğrencilerimizin neredeyse tamamını Çanakkale'de şehit verdik. Biz, orada 'tıbbıyeliyiz, hekimiz, sağlıkçıyız, biz rahat ve huzurlu ortamda sadece mesleğimizi yaparız' dersek, bu mesleğin onuruyla da sorumluluğuyla da bağdaşmaz. Hiçbir halükarda çekilmemiz söz konusu değil. Ama güvenli ortamın sağlanmasını, meslektaşlarımızın sağlık hizmeti sunmada can güvenliğinin ve hizmet sunmada güvenlik ortamlarının sağlanmasını, valiliklerimiz, emniyet güçlerimiz yoluyla sağlıyoruz. Biz her halükarda oranın her karış toprağında olacağız" değerlendirmelerinde bulundu.
"4 TANE KÜRT KÖKENLİ SAĞLIK ÇALIŞANIMIZI KAYBETTİK"
"Biz 4 tane Kürt kökenli sağlık çalışanımızı kaybettik. Cizre'nin mahallesinde oturan Eyüp Ergen isimli sağlık çalışanımız, mesaisi bitiyor ve evine giderken aracında katledildi" diyen Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ambulans şoförümüz Şehmuz; yine Diyarbakırlı ve Kürt kökenli arkadaşımız ambulansın direksiyonunun başında vuruluyor. Eczacı Yunus Koca, Diyarbakır'da eczanesinde katlediliyor. Bu katledilenler bizim meslektaşlarımız, bizim kardeşlerimiz, bu ülkenin vatandaşları, Kürt kökenliler ve o bölgenin Kürt kökenli insanları terör örgütü tarafından katlediliyor. Dün bir şehit eşi 'sizin Kürtlüğünüz batsın' diyordu. Bütün bu olanlar bizim sağlık çalışanlarımızın psikolojilerini olumsuz etkiliyor tabi. Bunlara rağmen meslek sevgisi onların bu meslekten kopmalarına engel oluyor."