ABD'nin Michigan eyaletinde yaşayan PKK'lı İbrahim Parlak'a sınırdışı edilmeden önce, İç Güvenlik Bakanlığı tarafından 90 gün ek süre verildi.
Yetkililer tarafından yapılan açıklamada, Parlak'ın avukatına BM İşkenceyi Önleme Sözleşmesi çerçevesindeki başvurusuna istinaden bu ek sürenin verildiği belirtildi. Parlak ve bölücü terör örgütü elebaşlarından Murat Karayılan'ın da aralarında bulunduğu PKK'lı grup, 1988'de Suriye sınırından Türkiye'ye geçerken jandarma ile girdikleri çatışmada iki askeri şehit etti.
Üzerinde kalaşnikof ve el bombasıyla yakalanan Parlak 16 ay hapis yattıktan sonra, sahte pasaportla 1991 yılında ABD'ye kaçarak siyasi iltica talebinde bulundu.Kendisine 1992 yılında ABD hükümeti tarafından siyasi iltica hakkı verilen PKK'lı terörist Parlak, Michigan'da "Gülistan Cafe" adlı bir işletme açtı ve "green card" başvurusu yaptı.
1997 yılında ABD'nin PKK'yı terörist örgütler listesine alması, Parlak'ın ileride Amerikan vatandaşı olma hayalini sona erdirmiş oldu.
10 AY HAPİS YATTI
2004 yılında, "bir terör örgütüne mensup olduğunu ve hakkında kesinleşmiş hüküm bulunduğunu gizlediği" için FBI tarafından gözaltına alınan Parlak, 10 ay hapis yattı ve daha sonra 50 bin dolar kefaletle serbest bırakıldı.
Ancak mahkeme, 2005 yılındaki son duruşmada PKK'yı hala desteklediğini ifade eden Parlak'ın Türkiye'ye iadesine karar verdi.
PARLAK İÇİN ÖZEL YASA
Siyasi çevrelerle iyi ilişkiler kuran Parlak için özellikle Michigan'ın Demokrat Senatörü Carl Levin, İç Güvenlik Bakanlığı'nda devreye girerek, iki kez ikişer yıl sınır dışı kararının Kongre'de ertelenmesini sağladı.
Kısa zaman önce emekliye ayrılan Levin'in yerine seçilen yeni Senatör Gary Peters ise Parlak için özel bir yasa çalışması yapmayacağını açıkladı.
Levin ile Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Fred Upton, Parlak'ı ABD vatandaşı yapmak için Senato'ya ve Kongre'ye 3 kez özel yasa önergesi verdi. Ancak PKK'lı Parlak'a Amerikan vatandaşlığının yolunu açan yasa önergeleri kabul edilmedi.
CLINTON'UN E-POSTALARINDA ADI GEÇİYOR
Parlak'ın hukuki süreçleri devam ederken, dönemin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın ifşa olan e-postaları arasında da "İbrahim Parlak" ismine rastlamak mümkün.
2009 yılında Parlak ile ilgili haberi içeren bir e-posta alan Clinton, söz konusu e-postayı, "Bu davayı takip ediyorum" notuyla Dışişleri Bakanlığı'ndaki bir kişiye yönlendirmiş. Clinton, birkaç e-posta trafiğinin ardından Dışişleri Bakanlığı'ndaki ilgiliye, "Levin'in ofisinin bu konuda etkin çalıştığını kaydederek, onlarla irtibata geçmesi" tavsiyesinde bulunmuş.
Söz konusu e-posta trafiğinin akıbeti bilinmese de bu görüşmelerden Parlak'ın, kendisiyle ilgili Clinton'a "ricada bulunacak" bazı etkili kişilere yakın olduğu görülüyor.Parlak'ın, 2005 yılında Türkiye'ye iadesi yönündeki mahkeme kararı, Kongre'de çıkarılan özel yasa ile iki kez ertelendi. Ancak son ertelemenin süresi bu hafta doluyor ve Kongre, Noel tatilinde olduğu için başka bir uzatma yapılması mümkün değil.