TÜBİTAK'ın 50. Bilim, Hizmet, Teşvik Ödülleri ve Özel Ödülü töreni dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayesinde gerçekleşen törene, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Bilim ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç, rektörler ve bilim, sanat, ve siyaset alanından seçkin isimler katıldı. Törende konuşan Erdoğan, Türkiye'nin dört bir yanındaki ve yurtdışındaki üniversitelerden 18 bilim insanının yaptıkları başarılı çalışmalardan dolayı ödül aldıklarını belirterek, "Marifet iltifata tabidir, dolayısıyla aksi olursa zayidir. TÜBİTAK ödülleri de işte tam bu sözün ifade ettiği anlam bakımından önemlidir" dedi. Erdoğan şunları kaydetti:
DÜNYANIN GÖZÜ BU SİLAHLARDA
*
AZİZ SANCAR ÖRNEĞİ: Nobel Kimya ödülünü alan Prof. Aziz Sancar'ın aldığı ödülü sevinçle karşıladık. Halbuki bizim her yıl bu şekilde dünya çapında ödül alan, ödüle aday gösterilen daha çok bilim adamımızın olması gerekiyor. Bundan sonra her alanda olduğu gibi bilimsel çalışmalarda da çıtayı yükseltmemiz, hedeflerimizi büyütmemiz gerekiyor. Bu konuda en önemli görev, bilim dünyamızın temsilcilerine düşüyor. Ben sizlere inanıyorum, güveniyorum. Devlet olarak da üzerimize ne düşüyorsa yerine getirmeye hazırız. Bu kapsamda 2002 sonrasında üniversitelerden yapılan bilimsel proje başvuru sayısında 6 kattan fazla, destek verilen proje sayısında ise 5 kata yakın artış yaşandı. Bu iş için tahsis edilen bütçe ise 17 kat arttı.
NOBELLİ SANCAR ÜYE OLDU
* MİLLETE KAFA TUTAMAZ: Biz 2023 hedeflerimizi ilk ilan ettiğimizde bazıları bunlara inanmamış hatta istisra ile yaklaşmıştı. Ülkemizin geldiği noktadan bir haber şekilde yaşayanlar, siyaset yapanlar bu hedefleri 'ham hayal' olarak görüyordu. 'Savunma sanayinde dışa bağımlılığı tamamen ortadan kaldıracağız' dediğimiz, dışa bağımlılığı yüzde 80 düzeyinde olan bir sektörden bahsediyorduk. Şimdiden savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı yüzde 40'lara düşürmüş durumdayız. Eğer siz bu alanda bağımsızlığınızı sağlayabilirseniz o zaman birileri böyle rastgele gelip de bu millete kafa tutamaz.
* EBEDİ DOSTLUK VE DÜŞMANLIKLAR YOK: Ebedi dostlukların ve ebedi düşmanlıkların olmadığı, dengelerin sürekli değiştiği bir dünyada milletimiz ve umutlarını bize bağlamış tüm kardeşlerimiz için her alanda kendi kendimize yeterli olmak durumundayız. Bunun yolu da araştırmadan, geliştirmeden, inovasyondan geçiyor. Bunun yanında güçlü bir ekonomiye, güçlü bir devlet ve toplum yapısına sahip değilseniz, bu sorunların her biri sizi rüzgârın önündeki bir yaprak gibi savurur. Şu anda hamdolsun güçlüyüz. Onun için de bunlara katlanıyoruz. Türkiye'nin tarihi ve coğrafi olarak zayıf olma şansı yoktur. Güçlü olmaya mecburuz. Eğer güçlü olmazsak bizi bu coğrafyada bir gün bile barındırmazlar."