Cihaner, CMK 133. maddenin böyle bir olanak tanıdığını vurguladı, "ancak, öncelikle Fethullah Gülen yapılanmasının suç örgütü olup olmadığı yönünde bir karar olmalı. Bu karar eğer varsa, bu yapıya destek olan şirketlerin yönetimine kayyum atanması doğal karşılanabilir" dedi.
"DOSYAYI, GEREKÇEYİ GÖRMEM LAZIM..."
Verilen kararın ayrıntısını görmediği için ancak genel çerçevede bir değerlendirme yapabileceğinin altını çizen Cihaner, ""CMK 133'de böyle bir olanak var. Eğer ortada suç varsa, mal varlığının da suçtan kaynaklandığı yönünde bir şüphe varsa, kanun böyle bir karara olanak sağlıyor. Bu genel bir madde. Ayrıca terörizmin önlenmesine dair yasada da terörizmin finansmanının önlenmesine ilişkin hükümler var. Ancak ayrıntılı değerlendirme için, verilen kararları, dosyayı görmem gerekir" dedi.
"EĞER GÜLEN YAPILANMASININ BİR SUÇ ÖRGÜTÜ OLDUĞUNA KARAR VERİYORSANIZ..."
Cihaner şöyle konuştu:
"Eğer Fethullah Gülen örgütlenmesinin, yapısının, cemaatinin, ya da MGK'nın deyimiyle Fethullah Gülen Terör Örgütü'nün bir suç yapılanması olduğuna karar veriyorsanız, o şirketlerin de o yapılanmayla ilişkilerini belgelemişseniz, bu tarz tedbirlere başvurulabilir. Kanalları Digitürk'ten çıkarma gibi tedbirlere de böyle bakmak gerekir. Ancak üzerinde asıl durulması gereken şey, Fethullah Gülen yapısının bir suç örgütü olup olmadığıdır. Bana göre, bu yönde güçlü emareler, bulgular var. Sadece kanun dışı dinlemelerin bile, belli bir organik yapı içerisinde bu gruba mal edilebileceğine ilişkin ellerimizde veri var. "
Cihaner, bu tip tedbirlerin suça karıştıkları gerekçesiyle daha önce bankalara da uygulandığını hatırlatarak, şöyle bir örnek verdi:
"Mesela, bir yapılanma eğer uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı yapıyorsa, onun beslediği, ya da kendisini besleyen şirketlere karşı bu tip tedbirler uygulanabilir. Ancak bunu yapmak için, o yapılanmanın suç örgütü olduğunu ortaya koymanız, bu şirketlerle organik bağını belgelemeniz gerekir"