Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan'ın Hilton Otel arazisine otel yapmak için gerekli izni alamayınca çılgına döndüğünü söyledi. Erdoğan, "Hilton otelinin arkasındaki o araziye otel müsaadesi verilmiş olsaydı ey Doğan o zaman keyfin yerinde olacaktı. Bak şimdi de orası doğal sit alanı ilan edildi, bundan sonra da zaten alamazsın" dedi. Hakİş 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. Kuruluş Yıldönümü Etkinliklerinde konuşan Erdoğan şu mesajları verdi:
GERÇEK DİKTATÖRE DİYEMEDİLER:
Televizyonlara çıkıp pervasızca diktatör kavramını kullananlar var. 12 Eylül'ün paşası cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi kullanabildiniz mi? 28 Şubat'ta o brifinglere gittiğinizde kullandınız mı? Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi? Bunlar Abdülhamit Han'a, merhum Özal'a diktatör diyenlerin neslidir. Bu tür sıfatlar kullanan kişiler iki yüzlüdürler.
PARALEL TANIMI:
Biz elbette onların metotlarını, araçlarını, edep yoksunu dillerini kullanamayız. Onlar her gün yalan söyleyecek, biz her gün doğruyu savunacağız. Onlar sırtlarını, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan paralel yapılara, bir takım medya kuruluşlarına, terör örgütlerine dayayacaklar. Biz sırtımızı önce Hakka sonra halka dayayıp öyle yürüyeceğiz. Tabanı ibadet olan o kardeşlerime sesleniyorum; Sizin tavanınızdakiler, bu ülkede biz sırtımızı PKK'ya dayıyoruz diyenlerle beraber nasıl yürüyebiliyorsunuz? 100 yıl önce Çanakkale'de nasıl geldikleri gibi gittilerse, bugün de yarın da geldikleri gibi gidecekler.
DAEŞ DE VAR, PKK DA, MUHABERAT DA:
Garın önünde yaşanan olay terörün nasıl kolektif uygulandığını gösteren bir olaydır. Şimdi kalkıyorlar, "Burayı DAEŞ yaptı, bilmem kim yaptı..." Burada DAEŞ de var, PKK da var, El-Muhaberat da var, PYD terör örgütü de var. Hepsi beraber ortak bu eylemi planlamışlardır. Bunlar için insan canının değeri yok. Daha eylemin olduğu anda kalkıp da "Bunu Saray yaptı" diyenlerin ne mantığının olduğunu artık anlayın.
KANIMA DOKUNUYOR:
Geçtiğimiz hafta, Diyarbakır'da bir belediye, peygamber efendimizi son derece edepsizce resmeden bir karikatürü duvarlara astı. Bu edepsizlik hiçbir yerde yapılmamalı ama Diyarbakır'da hiç yapılmamalıydı. Bunu hangi siyasi partinin mensubu bir belediyenin yaptığı önemli değil. Burada mesele zihniyettir zihniyet. Bir insan olarak bir Müslüman olarak bu benim kanıma dokunuyor.
BU DENSİZLERE MESAFE KOYUN:
Ben çıkıp da şuna oy verin, buna oy verin diyemem. Ama kime oy verdiğinize iyi bakın. Teröriste, teröre karşı cesur olun. En kutsal değerlerimize dahi pervasızca hakaret eden bu densizlerle aranıza mesafeyi koyun.
DOĞAN ÇILGINA DÖNDÜ:
Bakıyorsunuz o malum medya saldırıyor. İşte Paralel medyayla, bir de o malum medya. Mersin'den Kıbrıs'a su götürdük. "İlk defa gitmedi ki daha önce de gitti" diyorlar. Doğru, balonla gitti ve balon patladı. Bunların hep yaptıkları zaten balon. Bunlar hayırlı işte yoklar, sadece şerde var. Ama Hilton otelinin arkasındaki o araziye otel müsaadesi verilmiş olsaydı ey Doğan o zaman keyfin yerinde olacaktı. Sana müsaadeyi vermedik diye çılgına döndün. Bak şimdi de orası doğal sit alanı ilan edildi, bundan sonra da zaten alamazsın. Bunlar hükümet devirip hükümet kuran zihniyetlerdir. İktidarımız bunlara bu imkânı vermedi. Bu yolu açmadığı için de hiçbir zaman bizimle uyumlu olmadılar, olamadılar.
KELKİT BİZİMLE YÜRÜYOR:
Ben Kasımpaşalıyım dediğim zaman cevap veriyor bana Kelkitli'yim diye. Kelkitli seninle yürümüyor, bizimle yürüyor. Kelkitli kardeşlerime cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten istikametlerini belirttiler.
TABANI İBADET, ORTASI TİCARET TAVANI İHANET OLAN BİR ÇETE
Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan, "Güneydoğu'yu dolaşırken terör örgütüyle Paralel Yapı'nın müşterek hareket ettiğini gördüğümde vicdanım kan ağladı" dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Hukukçular Derneği (HUDER) üyelerini kabulünde özetle şöyle dedi:
Hâkim ve savcı sayısını, yardımcı personel sayısını çoğalttık. Yeni bir anayasa kazandırma çalışmamızı maalesef diğer partilerin olumsuz tutumu nedeniyle başarıya ulaştıramadık. 17-25 Aralık'ta yargı içindeki bir çetenin ki bu çete tabanı ibadet, ortası ticaret tavanı ise ihanet olan bir çetedir... Tavanda ihaneti doğrusu tespit edememenin zaafı içinde olduk. Hâkim savcı unvanı taşıyan bazı kişilerin bu girişimini, milletin ve sizlerin desteğiyle akamete uğrattık. İnlerine gireceğiz. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız.
HAKLIYSAN NİYE KAÇTIN ?
Ama biliyoruz ki yargı içinde hâlâ bu yağının mensubu olanlar var. Bunları isim isim biliyoruz. Biz mücadelemizi hukuk ilkeleri sınırları içinde yürütmek zorundayız. Bu ülke yol geçen hanı değildir. Bu yapının emniyet teşkilatında diğer kamu kurumlarında faaliyet gösteren mensupları için de geçerlidir.
Sen hâkimsin, hukukçusun nasıl oluyor da bu iradeyi hakka ters bir iradeye teslime diyorsun? Niye kaçtın? Haklıysan niye kaçtın? Kaçma hakkını savun. O da ne durumda olduğunu biliyor da ondan kaçtı. Paralel devlet yapılanması adı verilen bu yapıyı er veya geç çökerteceğiz. Lamı cimi yok.
Güneydoğu'yu dolaşırken şu malum terör örgütüyle birlikte bunların müşterek hareket ettiğini gördüğümde vicdanım kan ağladı. Hele hanımların o bölücü terör örgütüyle birlikte hareket ettiğini gördüğümde vicdanım kan ağladı.
SUUD KRALI VE KATAR EMİRİ İLE SURİYE'Yİ GÖRÜŞTÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile birer telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmelerde, başta Suriye'deki son gelişmeler olmak üzere bölgesel konular hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Üç liderin de Suriye'deki gidişata ilişkin kaygılarını dile getirdikleri öğrenildi. Erdoğan'ın, Halep çevresine yönelik saldırıların, yeni bir göç dalgasını tetikleyebileceğine dikkat çektiği kaydedildi.