ŞİDDET KENDİLERİNE YÖNELİNCE YAYGARA YAPIYORLAR
Aydın Doğan medyası, yazarı Ahmet Hakan'a saldıranlardan üçünün serbest kalmasına gösterdiği duyarlılığı yumruk başkasına atılınca göstermedi. Ahmet Hakan, "Latif Erdoğan! Seni şerefsiz ve alçak ilan ediyorum!" başlıklı hedef gösteren bir yazı kaleme aldı. Hakan'ın yazısından 6 gün sonra, Akit Yazarı Latif Erdoğan iki kişinin saldırısına uğradı. Bu saldırı, Hürriyet gazetesinde haber olarak yer bile bulamadı. Latif Erdoğan'a saldıranlar serbest kaldığında da Aydın Doğan medyasından ses çıkmadı. Hürriyet gazetesi, şiddete karşı iğrenç ve destekleyici tutumunu, dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın 16 Ağustos 2013'te Hacı Bektaş-ı Veli anma törenlerinde bir kişinin yumruklu saldırısına uğramasında da gösterdi. Devletin bakanını yumruklayan saldırganın, "Pişman değilim" şeklindeki açıklamasını sayfa manşetine taşıyarak şiddeti meşrulaştırmaya çalıştı. Hürriyet'in bu çirkin tutumu, dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız şiddete maruz kaldığında da devam etti. Taner Yıldız'a saldıran şahıs serbest bırakıldığında bugünkü gibi, "Bu saldırgan neden serbest kaldı" itirazını yapmadı.
KARANLIK İLİŞKİLER AĞI
HEDEF GÖSTERDİ
Şiddet ve terör örgütleriyle arasına bir türlü mesafe koyamayan Aydın Doğan medyası bugün Ahmet Hakan'a yönelik çirkin saldırıyla ilgili ortalığı ayağa kaldırırken, aynı yazarın başka gazetelerde yazan meslektaşlarını hedef gösterdiği de ortaya çıktı. Paralel örgütün kaset şantajlarıyla ilgili açıklamalar yapan yazar Latif Erdoğan'la ilgili Ahmet Hakan, 14 Mayıs 2015'te "Latif Erdoğan! Seni şerefsiz ilan ediyorum" diyerek hedef gösterdi. Bu yazıdan 6 gün sonra Akit Yazarı Erdoğan, 20 Mayıs 2015'te iki kişinin saldırısına uğradı. Saldırganlar Oğuz T. İle Mehmet D. yakalandı ancak serbest bırakıldı. Bu saldırı, Hürriyet'te haber olarak dahi yer almadı.
BAKAN'A ÇİRKİN TAVIR
Hürriyet gazetesi, Bakan Bekir Bozdağ'ın uğradığı yumruklu saldırı sonrasında da saldırganları kınamak yerine, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun
ağzından "İncinsen de incitme" başlığını attı, şiddeti hoşgören tutumunu sürdürdü. Gezi olaylarında yüzleri maskeli, elleri molotoflu vandallar İstanbul'da ve Türkiye'nin pek çok kentinde devletin ve vatandaşın malına zarar verirken, 6-7 Ekim'de Kobani bahanesiyle 53 Kürt vatandaşın ölümüyle sonuçlanan olaylardaki şiddeti, 'protesto hakkı' ve 'Çiçek çocuklarının eylemi' diye göstermekten geri durmadı. Şiddet kendilerine yönelince veryansın etmeye başladı.
DAYAKÇILARIN İFADESİ PROVOKASYON KOKUYOR
Aydın
Doğan medyası Ahmet Hakan Coşkun'un dövülmesi olayından sonra saldırının örgütlü bir yapı tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin bilinçli bir kampanya yürüttü. Ahmet Hakan'a saldıran zanlılar da polis sorgularında önceden kurgulandığı belli olan kirli bir senaryoyu, Doğan Grubu ile paralel şekilde seslendirmeye başladı. 100 bin TL için Coşkun'u dövdüklerini ileri süren zanlılar, bu garip senaryonun içerisine MİT, 'Osmanlı Ocakları' ve 'devlet büyükleri'ni de dahil etmekten kaçınmadı. Hiçbir tutarlılığı bulunmayan ve savcılık sorgusunda reddedilen bu deli saçması ifadeler, Doğan Grubu tarafından sayfa sayfa yayınlanarak, büyük bir algı operasyonun parçası haline getirildi.
AK PARTİ'YE HİÇ UĞRAMADILAR
Ahmet Hakan'ı döven saldırganların AK Parti Fatih İlçe teşkilatına 2007'de üye olduktan sonra aktif olarak hiçbir görevde yer almadıkları belirlendi. AK Parti binasına bile gelmeyen
zanlıların partiyle ilişkisi tamamen kesildi.