İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan Tahşiye iddianamesinde Fethullah Gülen örgütünün yapısı anlatıldı. Örgütün amacının cebir, şiddet ve diğer yasal olmayan yöntemleri de kullanarak Türkiye Cumhuriyetini Hükümetini ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, devlet otoritesini baskı altına almak, zaafa uğratmak, yönlendirmek, alternatif bir otorite olarak ortaya çıkmak ve neticede devlet otoritesini ele geçirmek olduğu kaydedilen iddianamede, şu satılara yer verildi:Söz konusu amacın gerçekleştirilebilmesi adına hayatın normal akışı içerisinde beraber hareket etmeleri mümkün olmayan; kanunlarımıza göre silahlı, zor kullanma ve yaptırım uygulama yetkisine sahip ve mesleki hiyerarşi içerisinde görev yapan kamu çalışanlarını ve devlet memurlarını, diğer üst düzey çalışan veya emekli olmuş kamu görevlilerini, Bürokratlar, Gazeteci, Yazar ve Akademisyenleri, Sivil Toplum Kuruluşları mensuplarını aynı amaç etrafında faaliyet gösterecek şekilde bünyesinde barındıran, süreklilik arz eden gizli ve hiyerarşik bir yapılanma olduğu belirlenmiştir. Birbirinden bağımsız bir şekilde hücresel olarak yapılandığı, Örgüt içerisinde faaliyet alanları iş bölümü ve sorumlulukların tespit edilerek şahıslara örgütsel sorumluluk dağılımı yapıldığı/verildiği, geçmiş yıllarda "başladığı anlaşılan örgütsel faaliyetlerin güncel gelişmelere bağlı olarak, farklı zamanlarda yeniden oluşturulduğu ve bir bütünlük ve süreklilik içerisinde devam ettiği,Örgütsel faaliyetlerin devamlılığının ve lidere bağlılığın sağlanması adına düzenli olarak önceden belirlenen evlerde gizli örgütsel toplantılar yapıldığı anlaşılmıştır.
TAKİYYE POLİTİKALARI
Örgütsel faaliyetlerde gizliliğin ön planda tutulduğu kaydedilen iddianamede, " Haberleşme, buluşma, rapor verme, doküman hazırlama, saklama ve arşivlemede özel şifreleme usullerinin kullanıldığı,1980 yıllardan günümüze kadar örgütün, dershanelerinde; veya okullarında yetiştirmiş olduğu kalifiye insan kaynağı ve izlemiş oldukları tedbir ve takiyye politikaları sayesinde devletin stratejik kurumları içerisinde kadrolaşma imkânına kavuştuğa ve gün geçtikçe görev yaptıkları kurumların karar ve uygulama mekanizmalarını ele geçirdikleri/geçirmeye çalıştıkları,Örgüt içerisinde faaliyet gösteren kamu görevlilerinin makamlarını, çalıştıkları kurumların yetki, araç, gereç ve personelini örgütün amaçları doğrultusunda kullandıkları belirlenmiştir."
DİZİLERLE TABANA MESAJ
Örgüt içerisinde faaliyet gösteren bazı kişilerin yazdıkları kitaplar, görsel, yazılı, sosyal paylaşım siteleri, dizi ve filmler ile internet medyası aracılığıyla ürettikleri köşe yazıları, makaleler, fikir beyanları, yorumlar vb. ile kamuoyunu siyasi, hukuki, ekonomik ve güncel konularda örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmek suretiyle algı oluşturdukları kaydedilen iddianamede, şöyle denildi: Bu yöntemle; Geniş kitlelere ulaşarak sempatizanlarını diri tutmak ve örgütte kadro içerisinde bulunan elemanlarına mesaj vermek amacıyla dizi, film vb. sosyal medya araçlarını sık olarak kullandıkları, Örgüt tarafından yönetilen yönlendirilen TV kanallarında yayınlanan dizelerde tabanına mesajlar gönderildiği, operasyonel bilgilerin aktarıldığı, yöntem olarakta gerçek hayattaki kişi ve olayların isimlerini çağrıştıran karakterlere yer verildiği (CCK-KCK, Erkan Kondu-Ergenekon, Gezinti Olay-Gezi Olayları, Kararuhlu Yazarlar-Akit Gazetesi Yazarları) belirlenmiştir.
KAMUOYUNU YANLIŞ YÖNLENDİRME
"Kamuoyunda güvensizlik algılaması ve toplumsal ayrışmalar oluşturulduğu/oluşturulmaya çalışıldığı, meydana getirilen toplumsal ayrışmalar neticesinde kamu düzeninin bozularak devlet otoritesinin zaafa uğratılması, bu sayede ülke genelinde oluşacak kaos ortamında devlet otoritesi ve siyasi yollarla seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine yönelik örgüt mensupları tarafından gerçekleştirilecek her türlü hukuk dışı müdahaleye kamuoyu desteği sağlanması" gibi hedefleri bulunan örgütün bilerek yanlış yönlendirilen kamuoyunda oluşan baskı neticesinde adli makamların da etki altına alınmasının hedeflendiği kaydedildi.
İSTİKRAR BOZMAK İÇİN
Örgütün, ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarını bozmaya ve teröre destek veren ülke imajı yaratılarak uluslararası arenada ülkemizin itibarını zedelemeye yönelik yayınlar yapıldığı ve bu türden yayınların örgüte ait basın yayın organları ve müzahir sosyal medya adresleri üzerinden yürütülen algı operasyonlarıyla gerçekleştirildiği" kaydedilen iddianamede şu ifadeler kullanıldı: Kurumlar arası gönderilen gizli mahiyetteki belge ve dokümanları internet ve basın kuruluşları aracılığı ile yayınlayarak devlet faaliyetlerinin gizliliğini ihlal ettikleri ve yapılacak çalışmalara engel olunmaya çalışıldığı, Sosyal paylaşım sitelerinde "Haramzadeler, Başçalan, Fuatavni, Yıldızkulis" adıyla başlayan benzer sahte hesaplarla ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak amacıyla paylaşımlar yapıldığı, ülke güvenliği ve dış politikalara yönelik devlet sırrı niteliğindeki toplantılar ve görüşmelerin illegal olarak dinlenerek servis edildiği, Özellikle Fuatavni isimli sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların örgüte müzahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığı,Örgüt mensuplarına yönelik yapılan/yapılacak olan operasyonları önceden öğrenebilmek ve tedbir almak için örgütün devletin tüm resmi kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem alt yapılarına (UYAP, POLNET, TÜBİTAK, TÎB vb.) alman adli ve idari tüm tedbirlere rağmen sızıldığı anlaşılmıştır.
KODLAMALAR
Örgüte eleman temin etme hususunda düzenli ve sistemli olarak çalışıldığı kaydedilen iddianamede, " Örgüte kazandırılması amaçlanan kişiyi İKRAM-İZZET-ZİYAFET yöntemlerinin uygulandığı ve özellikle küçük yaşta başarılı öğrencilerin sahilde deniz evinde ya da kırsal alanlarda bulunan yayla evlerinde yaz kampı şeklinde kampa çağrılarak eğitim verdikleri ve şahısların temaslarının kontrol edilip test edildikleri, planlanan bu kampların "DÜĞÜNE ÇAĞIRMAK", kamp yapılacak evlerin ise "KÖŞK" şeklinde örgütsel olarak kodlandığı" kaydedildi.
ÖZEL BİLGİLER ARŞİVLENİYOR
Bulundukları makam, yetkileri ve görevleri itibariyle yönlendirilmeleri durumunda örgütün amacına ulaşmasında fayda elde edileceği düşünülen şahıslar ile örgütsel faaliyetlerde kullanılan/kullanılması düşünülen kişiler başta olmak üzere yargı mensupları, akademisyenler, TSK personeli, Emniyet Teşkilatı personeli, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar, gazeteciler vb. kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, iletişim bilgilerine (e-mail, telefon), sağlık durumlarına ilişkin özel ve hassas bilgilerin/verilerin, görüntü, ses kayıtlarının gizli ve bazı teknik donanım uzmanlık gerektiren yöntemlerle usulsüz bir şekilde kişisel veri olarak kaydedilip örgütçe arşivlendirildiği, söz konusu kişisel verilerin örgütün amaçları doğrultusunda şantaj amaçlı veya gerçekleştirilmesi planlanan eylemlerde kullanıldığı/kullanılmasının hedeflendiği belirtildi.
263 YIL HAPİS CEZASI
İddianamede, hakkında arama kararı bulunan Gülen için "silahlı terör örgütü kurmak' suçundan 15 yıl, 'zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik' suçundan 14 yıl, 'nitelikli iftira' suçundan ise 234 yıl hapis cezası istendi. Aslında Türk Ceza Kanunu'nda iftira suçunun cezası 1 yıldan 4 yıla kadar. Ancak iddianamede bu cezanın ilk olarak yarı oranında arttırılması isteniyor. Daha sonra ise iddianamede yer alan 39 müştekiye de iftira atıldığı gerekçesiyle aynı cezanın 39 kez verilmesi talep ediyor. Savcılığın bu istemleri sonucunda Gülen için istenen ceza 263 yıl olarak ortaya çıkıyor.
Kaynak: Sabah.com.tr