SABAH'ın ulaştığı Tahşiyecilere Kumpas iddianamesine göre, ABD'de ikamet eden Gülen, gerek www.herkul.org adlı sitede haftalık olarak düzenlenen sohbetleri gerekse http://fgulen.com/ site ve çeşitli kaynaklar vasıtasıyla örgütüne istediği talimatları ulaştırıyor. Gülen'in burada yapılan konuşmaları ve röportajlarında ve satır arasında verilen mesajları kendisine fizikken bağlı olmayan ancak kendi rızası dışında işlem yapma gücüne sahip olmayan yöneticilerin bulunduğu gazete ve televizyondaki diziler vasıtasıyla toplumda algı oluşturulduğu ve operasyonların yönlendirildiği kaydedilen iddianamede, Emniyet müdürlüklerindeki kendisine bağlı kolluk kuvvetlerince ise gerekli operasyonların yapıldığı tüm bunların sistematik bir düzen içerisinde işlediği anlatıldı.
Gülen'in 6 Nisan 2009'da Tahşiye gurubu ile ilgili bir beyanı ardından, kendisine gönülden bağlılıkları alenen bilinen gazetelerinin yazması, dizilerinin senaryolaştırması kendisine bağlı Emniyet Müdürlüğü kadrolarının aynı isimle soruşturma başlattığı kaydedilen iddianamede, "Risale-i Nur" kitapları basan kendisi ile kaynak anlamında paydaş olan ancak her konuda kendisi gibi düşünmeyen grup yok edilmiştir. Tüm bu unsurların hep birlikte bir vücut gibi hareket etmesi tesadüfle açıklanamayacağı yapılanmanın, emir komuta zinciri içerisinde hareket ettiği anlaşılmıştır" denildi.
KARACA, GÜLEN'E OKUDU
Şefkat Tepe dizisinin senaryosunun bizzat Gülen'e okunduğu anlatılan iddianamede, "Şefkat Tepe isimli dizinin 12 Ekim 2013 tarihinde yayınlanan ( 10 Ekim tarihinde yapılan telefon görüşmesinde) 121.Bölüme ait bahse konu Kurul sahnesine ait senaryonun, yine Hidayet Karaca tarafından, satır satır Fetullah Gülen'e telefonda okunduğu, Kurul senaryosuna eklenilmesini istediği başka konuların olup olmadığı adı geçene sorularak talimat istenildiği, şahıslar arasında geçen 07 dakika 50 saniye süreli telefon konuşmasına ait ses kayıtlarının internet ortamında yayınlandığı, bu konuşma ve sunuştaki tüm hususları sonra yerine getirildiği" denildi.
DEVLETİN İMKANLARI İLE…
Gülen örgütünün Tahşiye soruşturmasıyla açığa çıktığı ve adeta röntgenin çekildiği kaydedilen iddianamede, "Bu yapının liderinin kuşkusuz Fethullah Gülen olduğu, kendisinin Radikal Tahşiye operasyonunun talimatını www.herkul.org sitesinden verdiği, emri alan yöneticilerin bu emirleri gerek gazetelerde haberleştirerek, gerekse Televizyon kanallarındaki diziler vasıtasıyla senaryo haline getirerek sahnelendiği bu sayede kamuoyunda bir ön yargı ve genel kanı oluşturulduğu ve algı yönetimi yapıldığı, kendi örgütü içerisinde de aynı algı çalışmasının yapıldığı, kendisi ile hareket eden operasyon ayağını oluşturan kolluk kuvveti ve yargı mensuplarının ise haklarında somut suç şüphesi bulunmayan kişilerle ilgili soruşturma başlatarak bu kişilerin terör örgütü kapsamına alınmasını sağlayarak ve bu sayede kişilerin özel hayatına müdahale ederek teknik ve fiziki takip çalışmalarıyla devletin imkanlarını kullanarak Fethullah Gülen grubunun fikirlerini savunmayan ve eleştiren kişi ve grupların operasyonla gözaltına alınıp korku, sindirme, baskı, tehdit ve şantaj ile nihai amaçlarına ulaşmasıdır" ifadelerine yer verildi.İddianamede,"
17 ve 25 ARALIK OPERASYONU
Yapılan Tahşiye operasyonunda el bombaları ile Obama ve Başbakan isminin yazılı olduğu krokiye benzer kağıtların aynı evden çıkması, yapılacak suikastı engelleme algısı ile Örgütün hem "ABD'deki"konumunu sağlamlaştırma, daha sonra yapılan 17 ve 25 aralık operasyonuna kadar geçecek sürede devlet nezdinde Fetullah Gülen cemaatinden olan devlet görevlilerine duyulan güveni arttırmaya yardımcı olduğu Tahşiye operasyonunun bilinçli ve sistemli bir şekilde yapıldığı" denildi.
ÖRGÜT, İFTİRA VE SAHTECİLİK
Fethullah Gülen'in devlet otoritesini ele geçirmeyi amaçlayan yeterli donanıma sahip cebir ve şiddet öğesini barındıran silahlı yapılanmayı kuran ve tüm önemli kararları bizzat alıp uygulayan örgütünün yegane yetki ve insiyatif sahibi olduğu kaydedilen iddianamede, bu sebeple Silahlı Terör Örgütü Kurmak suçunu işlediği kaydedildi. Kurmuş olduğu örgütlü yapıya muhalif söylem, eylem ve işlemlerde bulunan müşteki Mehmet Doğan'ın ve çevresindeki grubun etkisiz hale getirmek amacı ile kanuni terör suçu yürütülüyormuş izlenimi verilerek komplo, kumpas içerikli suçların maddi delil iz ve emarelerinin sahte olarak oluşturularak 39 ayrı kez iftira suçunu işlediği kaydedilen iddianamede ayrıca Tahşiye soruşturması sürecinde tanzim etmiş olunan bazı şüphelilere ait tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunun da tespit edildiği anlatıldı.
sabah.com.tr