Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayladığı seçim hükümeti ile Türkiye yeniden seçim sath-ı mailine girdi. Önümüzde tam 60 gün var. CHP, MHP ve CHP'nin alacağı oy oranları elbette çok önemli. Şimdi tüm seçmenin merak ettiği bir soru var: AK Parti tek başına iktidar olacak mı? 7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti'nin içinde bulunmadığı hiçbir hükümetin kurulamayacağı ortaya çıktı. Ortaya çıkan bir gerçek daha var. AK Parti'nin CHP, MHP ve HDP ile kuracağı bir koalisyon hükümeti ülkeye huzur getirmeyecek. Böyle bir siyasi ortamda seçime gidilirken merak edilen tüm soruları başarılı siyasi araştırmaları ile tanınan A&G Araştırma Şirketi Başkanı Adil Gür'e sorduk.
-Adil Bey seçim hükümetini nasıl buldunuz?
Yeni kabine Başbakan'ın da ifade ettiği gibi geçici değil icracı bir hükümet görünümünde. Atanan bağımsızların neredeyse tamamı işinin ehli isimlerden oluşuyor. Ancak Ankara bürokratlarını seçim dönemlerinde çalıştırmak biraz zor. Yine de kabinede yeralan isimleri isabetli buluyorum.
SEÇİM HÜKÜMETİ TANSİYONU DÜŞÜRÜR
- MHP destek vermediği için azınlık hükümeti kurulamadı. Ancak seçim hükümeti ülkedeki tansiyonu biraz düşürdü. MHP seçim öncesi AK Parti'ye iyilik yaptı diyebilir miyiz?
Bence kurulan bu hükümet ülkedeki tansiyonu düşürecek. Her ne kadar CHP geleneğinden gelen isimler yer almasa da Kürt ve Türk milliyetçilerinden önemli isimlerin yeralmasını önemsiyorum. Toplumda terörün artacağı yönünde endişe taşıyanları bir ölçüde rahatlatacaktır. Azınlık hükümeti kurulsaydı kutuplaşma artacaktı. Seçim hükümetinin kurulması kutuplaşma açısından faydalı oldu.
-Tuğrul Türkeş'in Bahçeli'ye rağmen kabinede yeralması siyaseti nasıl etkiler?
MHP, seçim sürecinde "AK Parti ile HDP'yi birlikte hareket ediyor" gibi bir kampanya yürütecekti. Tuğrul Bey'in hatta Yalçın Topçu'nun kabinede yeralması bu propagandanın önüne geçti. MHP "hiçbir fire vermeyiz" derken Tuğrul Bey'in kabineye girmesi dengeleri alt üst etti. Şimdi MHP'nin yeni bir seçim stratejisi belirlemesi gerekecek.
MHP'YE KAYAN OYLARIN DÖNÜŞÜ KOLAYLAŞIR
- Türkeş adının kabinede yer alması MHP tabanında nasıl bir yankı bulur?
Bununla ilgili bir araştırma elimizde yok. Ama şu manada etkili olacağını düşünüyorum. Daha önceki seçimde AKP'ye oy verip MHP'ye kayan seçmen üzerinde AK Parti açısından olumlu bir algı oluşturacağını düşünüyorum. Son durum seçmenin AK Parti'ye yeniden dönüşünü kolaylaştırabilir.
- MHP'nin son oy oranı ile ilgili bir çalışma yaptınız mı?
Bizim yaptığımız araştırmalarda MHP'nin oylarında ciddi bir gerileme sözkonusuydu. Bayramdan önce yaptığımız araştırmada MHP oyları 12.8'e gerilemişti. Sorumluluk almayan parti görüntüsü MHP'ye oy kaybettirdi. Küçük gibi görünüyor ama bu %20 gibi bir oy kaybı anlamına geliyor. Çatışmazlık sürecinin sona ermesi MHP oylarını nasıl etkiledi buna bakmak lazım.
- Türkiye 7 Haziran'dan bu yana zaman ve enerji kaybetti. Bu seçmen algısı üzerinde nasıl bir etki yapar?
7 Haziran'da herkes bir koalisyon çıktı denilmişti. Bu yanlıştı. Seçmende bir koalisyon beklentisi yoktu. 7 Haziran'da sadece tek başına iktidar çıkmadı. Seçmen partilerin anlaşacağını hiç düşünmedi. Seçimlerden sonra yaptığımız araştırmalarda seçmenin ezici çoğunluğu yeniden seçim istiyordu. AK Parti seçmeninin %80'inden fazlası seçim istiyordu. Seçmen zaten koalisyona inanmıyordu. Koalisyon olmadı diye partisinden vazgeçip sadece bu sebepten başka bir partiye oy vereceğini düşünmüyorum.
OLUMSUZLUKLARI CUMHURBAŞKANI'NA YÜKLEME KOLAYCILIĞI
- Siyasi istikrarsızlık seçmen tercihleri üzerinde etkili oluyor mu?
- 7 Haziran'dan bu güne AK Partisiz bir koalisyon modelinin olmadığı göründü. Para piyasalarındaki ani hareketler, dövizin artışı, küresel ekonomik gelişmeler ve bir hükümetin kurulamamış olması seçmende bir kafa karışıklığı yarattı. Bu kararsızları etkileyecek bir motivasyon. "AK Parti'yi canı gönülden beğenmiyorum, ama hükümet kurulamıyor" diyerek oy verecek kararsız seçmen AK Parti'ye yönelebilir. CHP'den AK Parti'ye bir geçiş olmaz ama geçmişte bir kez de olsa AK Parti'ye oy veren seçmen üzerinde etkili olabilir.
- 3 partinin koalisyon kurma gücü olmasına rağmen bunun da sorumluluğunu Cumhurbaşkanı'na yüklüyorlar. Muhalefetin her olumsuzluğu Cumhurbaşkanı'na yükleme kolaycılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sadece muhalefette yok. Bazı AK Partililerde de var. Olumlu işleri başkalarına, olumsuz her gelişmeyi Cumhurbaşkanı'na yüklemek gibi yeni bir alışkanlık var. Hatta AK Parti içinde bir kesim "Cumhurbaşkanı meydanlara çıktı AK Parti oy kaybetti" dedi. Bu doğru değildi. CHP, MHP ve HDP seçmeninden bu cevabı alabilirsiniz. Ama "Ben AK Parti'ye oy verecektim, Cumhurbaşkanı miting yaptığı için oy vermedim" diyen bir seçmenle karşılaşmadım. Maalesef bazı AK Partililer ellerinde hiçbir veri yokken bu iddiayı dillendirdiler.
SEÇİM İSTEYEN DİKTATÖR OLUR MU?
- En demokratik yöntem olan seçime gidilmesi ile diktatörlük arasında bir bağlantı kurulmaya çalışılması size de garip gelmiyor mu?
Evet Türkiye'de tek adamlıktan, diktatörlükten bahsediliyor. Ve tek adamın seçim istediğinden bahsediliyor. Dünyanın hiçbir yerinde adil ve demokratik seçim isteyen bir diktatör göremezsiniz. Demokrasilerde işler yolunda gitmezse başvurulacak tek merci halktır. Merak edilecek bir şey yok. Her şey yolunda ve rayında gidiyor.
- Gerçekten baştan bu yana koalisyon ihtimali hiç yok muydu?
Hayır yoktu. Mecliste bir koalisyon ihtimali vardı ama gerçekleşmesi mümkün değildi. Bunu bilmek için kehanette bulunmak gerekmiyor. Çünkü çözüm sürecinde MHP ile, Suriye meselesinde CHP ile uzlaşmanız mümkün değil. AK Parti'ye oy veren seçmenlerin %85'i CHP ile koalisyonu istemiyordu. Keşke bir hükümet kurulabilseydi. Ama orta ve uzun vadede bu koalisyonun yürütülebilmesi çok zordu.
- Erken seçimi istemeyenler seçim maliyeti üzerinden propaganda yaptılar. Bu propaganda seçmen üzerinde etkili oldu mu?
"Seçimin bir maliyeti var ve sorumlusu da şu kişidir" denildi. Ancak seçmen zaten baştan beri yeniden seçim istiyordu. Eğer seçime gidilmeseydi ekonomiye maliyeti kat kat fazla olurdu. Ben seçime gitmenin Türkiye'nin hayrına olduğunu düşünüyorum.
- Önümüzde tam 60 gün var. Nasıl bir seçim dönemi yaşayacağız?
7 Haziran'daki gibi aynı yoğunlukta yaşamamız çok mümkün görünmüyor. Birincisi zaman çok az. İkincisi seçmen seçimlerden çok yoruldu ve sıkıldı. Meydanlarda seçim heyecanı yok. Geçtiğimiz seçimlerde ciddi devlet desteği vardı. Seçim kararını meclis almadığı için siyasi partilere böyle bir yardım yapılmayacak. Bunun sonucu olarak daha az tv reklamı, daha az afiş, daha az miting olacaktır. Bence doğru olan da bu. Gelişmiş ülkelerde Türkiye'deki gibi yoğun ve sert bir seçim dönemi yaşanmıyor.
SEÇMENİ SANDIĞA GÖTÜREN KAZANACAK
- Katılımın düşük olması seçim sonucunu etkiler mi?
Katılımın düşerse falanca parti iktidar olur diyorlar. Bence bunu şimdiden söylemek mümkün değil. Hangi parti seçmenini daha çok sandığa götürmeyi başarırsa o parti başarılı olur. O yüzden partiler seçim sonunda şikayet etmek yerine şimdiden çalışmaya başlaması gerekir.
- 3 dönem kuralının kaldırılması AK Parti'yi nasıl etkiler?
3 dönem kuralı kaldırıldı diye 76 vekilin tamamının meclise gireceğini beklemek yanlış olur. Hepsi dönmemelidir de zaten. Bunun 20'yi aşacağını zannetmiyorum. 7 Haziran seçimleri ile AK Parti'de yeni ekran yüzleri ortaya çıktı. Kamuoyu yeni ekran yüzlerine alışamadı. AK Parti'nin bilinen ekran yüzlerinin yeniden dönmesini AK Parti için olumlu görüyorum.
- HDP'nin son oy oranı hakkında bir çalışma yaptınız mı?
HDP 7 Haziran seçimlerinde yüzde 13'ün üzerinde oy aldı. Bu oy oranı çatışma sürecinin yeniden başlaması ile bir miktar azaldı. Ama çok önemli bir gelişme olmazsa HDP'nin bir baraj sorunu yaşayacağına inanmıyorum.
SEÇİM DÖNEMİNDE PKK ELİNİ TETİKTEN ÇEKER
- HDP nasıl bir seçim stratejisi izleyecek?
1 Eylül Dünya Barış Günü'nde PKK'nın yeniden elini tetikten çekeceği söyleniyor. Seçim süreci bu şekilde atlatılabilir. Bu terör olayları bir ülkenin uzun süre kaldırması zaten mümkün değil. Seçimlere doğru yeniden uzlaşmacı bir tutum izliyecektir.
- Geçmişte AK Parti'ye oy vermiş Müslüman Kürtlerin HDP'ye oy verdiğini görüyoruz. Bu oylar AK Parti'ye geri döner mi?
Kürtler topyekün AK Parti'ye tamamen terketmiş değil. Kürtler hala %35 AK Parti'ye oy veriyor. AK Parti Doğu ve Güneydoğu'ya çok büyük hizmet götürdü. Ama bunu iyi anlatamadı. Sadece Kürtler AK Parti'ye kırgın değil. Batı'daki AK Partililer de Kürtlere kırgın. Ama dediğim gibi AK Parti Müslüman Kürtleri tamamen kaybetmiş değil. Hala yarısına yakın kesimi AK Parti'ye oy veriyor. Yarın kendisine oy veren Kürt seçmeni yeniden kazanabilir.
AK PARTİ'NİN TOPLUMU YENİDEN HEYCANLANDIRMASI LAZIM
- AK Parti'nin nasıl bir seçim stratejisi izlemesi gerekiyor sizce?
AK Parti 7 Haziran'da kötü bir seçim kampanyası yürüttü. HDP'nin baraj problemi olduğu sürekli vurgulandı. Seçmen zorla HDP'ye yönlendirildi. Oysa sadece CHP hedefte olmalıydı. Çözüm sürecini de iyi yönetemedi. Cesur adımlar atmıyor diye HDP'ye oy kaybetti. Çözüm sürecini yürütüyor diye MHP'ye oy kaybetti. Kamuoyuna bu konuda kendisini doğru anlatamadı.
- Peki şimdi ne yapması gerekiyor?
60 gün içinde şunu yapması lazım. AK Parti'nin en başarılı icraatı nedir diye sorduğumuzda hala "ulaşım, bilişim, sağlık" cevabını alıyoruz. AK Parti'nin yeni bir hikayeye ihtiyacı var. Toplumu yeniden heyecanlandırması lazım. Özellikle gençlere bunu iyi anlatması lazım. 30 yaşındaki seçmenin bunları anlaması mümkün değil. Seçmeni etkileyen en iyi propaganda yöntemi yüzyüze iletişimdir. AK Parti'nin dayandığı gelenek geçmişte bunu çok iyi yapıyordu. İnsanların kapısına gidip anlatıyordu. Ama AK Parti'de gönüldaşlık ilişkisi biraz zayıfladı. Vatandaşa dokunarak yüzyüze anlatmak lazım. 60 günlük süre içerisinde bunu başarabilirler.
- 7 Haziran seçimlerinde bu anlattıklarınız yapılmadı mı?
Hayır yapılmadı. Şapkasını önüne alır, hatalarını doğru analiz ederse başarıyı yakalayabilir. 7 Haziran'ı iyi okuyan partiler bu seçimde başarılı olacaktır. Bir partinin genel merkezinde bir slogan üretiliyor ve onu bütün Türkiye'de kullanıyorlar. Siyasetin yerelleşmesi lazım. Her ile özel kampanyalar yürütmek lazım
AK PARTİ'NİN 90 OYLA KAYBETTİĞİ YERLER VAR
- Her ile özel kampanya derken neyi kastediyorsunuz?
100 oyla 200 oyla milletvekili kazandılar ya da kaybettiler. Mesela Erzincan'da 92 oyla bir milletvekilliği kaybetti. AK Parti 276'yı yakalamak istiyorsa eforunu buralara harcaması lazım. AK Parti az farkla kaybettiği ve kazandığı illere yoğunluk vermesi gerekiyor. Tabi bunu yaparken de az farkla kazandığı yerleri kaybetmemesi gerekir.
- Bir araştırmada okumuştum. AK Parti nokta atışı olarak 90 bin oy alırsa tek başına iktidarı elde edebiliyor.
Evet, oy oranı konuşmanın bir anlamı yok. Yüzde 44 tek başına iktidar çıkarmayabilir. %42 tek başına iktidar getirebilir. Son vekillikleri kimin aldığı önemli. Çankırı'da oyunu 10 puan arttırmanın bir anlamı yok. Zaten 2-0 almışsın. O yüzden yüzdelerin bu seçimde fazla bir önemi yok.
AK PARTİ'NİN OY ORANI YÜZDE 43-44
- Yarın seçim olsa partilerin oy oranları nasıl olur?
Yarın değil bugün seçim olsa diyelim. 24 saat uzun bir süre. Yarın sabah neye uyanacağımızı bilmiyoruz. AK Parti yüzde 43-44, CHP yüzden 26-27, MHP yüzde 13-14, HDP yüzde 12-13 oy alacağını düşünüyorum. Bu benim görüşüm. Bana "4 partili mecliste tek başına iktidar çıkmaz" diyorlar. Çıkar ama dediğim gibi il il çalışma yapmak, az farkla kazanılan ve kaybedilen yerler üzerinde yoğunlaşmak gerekir.
- Türkiye nasıl bir 60 gün yaşayacak?
Bu seçimde tek bir şey konuşacağız. AK Parti tek başına iktidar olacak mı? AK Parti tam iktidarın sınırında. Yarım puan bile altın değerinde. Muhalefet partileri de tek başına iktidar yapmamak için büyük bir kampanyayla Ak Parti'ye vuracaktır. Çok sert bir seçim dönemi yaşayacağız. Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Bütün siyasi partilerin üslubuna dikkat etmesi gerekir.
İsa Tatlıcan - Sabah.com.tr