CHP ile koalisyon görüşmelerinin beklenildiği gibi olumsuz sonuçlanmasının ardından Türkiye tekrar seçimi konuşmaya başladı. MHP ile yapılacak görüşmede koalisyondan daha çok seçime nasıl gidileceği konuşulacak.
Tekrar seçimin gündeme gelmesi, beraberinde birçok soruyu da getirdi. 3 dönem kuralına takılan vekillerin durumu ne olacak? AK Parti'nin listelerinde değişiklik olacak mı? Ekonomi tekrar seçimden nasıl etkilenir? Seçime giderek AK Parti büyük bir risk mi alıyor? Tüm bu soruları süreci yakından takip eden Dr. Bülent Gedikli'ye sorduk. AK Parti Kurucular Kurulu üyesi ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olan Bülent Gedikli ile tekrar seçim sürecini konuştuk.
ANA MUHALEFET İKTİDAR KORKUSU YAŞIYOR
-Bülent Bey CHP ile yapılan koalisyon görüşmelerinin baştan bu yana kurmaca olduğu yönündeki eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Eğer CHP ile koalisyon olmayacağı baştan belli diyorlarsa inanın bu CHP'nin verdiği karar ve oynadığı oyundur vatandaşa. AK Parti sandıktan çıkana, milli iradeye her zaman saygı duyan ve gereğini yapan bir geleneğin partisidir. Ortada bir aldatmaca varsa bunu AK Parti yapmadı buna emin olabilirsiniz. İktidar korkusu, ana muhalefet bağımlılığı olan bir parti vardı karşımızda .
TSUNAMİ OLSA ERDOĞAN'DAN BİLECEKLER!
-%60'lık blok dağıldı, 3 muhalefet partisi biraraya gelip koalisyon kuramadı. Şimdi tüm sorumluluğu Cumhurbaşkanı'na yüklemeye çalışıyorlar. Bu haksızlık değil mi?
Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa'da ilgili kanun maddeleri gereği ne ise onu gayet tarafsızca uyguladı. Bu süreçte özelikle açıklamalarına bakabilirsiniz. Partilerin iradelerini etkilememek için "şahsi görüşünü" dahi beyan etmemiştir. Ancak öyle bir güruh var ki Türkiye'de tsunami olsa sayın Erdoğan dan bilecekler. Kronik Erdoğan düşmanlığından başka bir şeye dayanmayan asılsız iddalar.
KORKU TOPLUMU YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR
-Türkiye ekonomisi erken seçimin yükünü kaldırabilir mi? Bu konudaki eleştirilere ne diyeceksiniz?
Kesinlikle katılmıyorum. Her zaman karşı karşıya kaldığımız "korku" ile toplumu yanlış yönlendirme çabasıdır. Türkiye'nin mali disiplini, Avrupa ve Amerika'da libor gibi büyük bankacılık skandalları yaşanırken Türkiye'nin 14 yılda bankacılık sisteminde yaptığı reformlar ile sağlamlaştırılmış olması, hane halkının döviz ile borçlanmasını kanun ile yasaklamış olmamız, girişimcilik ruhunun kaynağı olan genç nüfus yapımız ile şu anda sadece bölgemizde değil birçok gelişmiş ülkeye kıyasla iyi durumdayız.Daha açık söylemek gerekirse Maastricht kriterine uyan AB ülkesi neredeyse kalmadı.Biz yıllardır bu kriterlere uymamıza ragmen bu olumsuz propagandalar yapılıyor.
KÜRT SORUNU DEĞİL KÜRTLERİN BAŞINA BELA OLMUŞ PKK SORUNU VAR
-Terör, IŞİD, Mülteciler, ekonomik kriz erken seçim, Suriye gibi sayısız olumsuzlukla uğraşırken ekonomimizin hala sağlam duruyor olmasını neye bağlıyorsunuz?
Dünyada şu anda siyasi istikrar ve güvenirlik fiyatlanıyor. Yabancı yatırımcı özellikle 2008 krizinden beri büyük karlılık oranlarından çok sağlam ve güvenilir ülke piyasalarına yatırım yapmayı tercih ediyor. AK Parti'nin 14 yıldır sağladığı siyasi istikrar ve buna bağlı güven ortamı uzun vadede Türkiye'nin güvenli liman olma özelliğini koruyor. PKK ve DAEŞ sorunu büyük Türkiye Cumhuriyeti devleti'nin çözemeyeceği bir sorun değil, bunu mevzulara geniş perspektiften bakan herkes görebiliyor. KÜRT sorunu değil Kürtlerin başına bela olmuş bir PKK sorunu var ve bunu bölge insanımıza götürdüğümüz hizmetleri yakıp yıktıkça PKK ve uzantıları;halkımız daha net görmektedir.
MHP VE CHP SEÇENEKLERİ HALA DÜŞÜNÜLEBİLİR
-Pazartesi günü (Bugün) MHP ile AK Parti bir kez daha biraraya gelecek. Bu görüşmeden ümitli misiniz?
Siyasette her an her şey olabilir. Ancak şunu çok iyi biliyorum ki AK Parti Türkiye'nin geleceği için en doğru karar neyse onu verecektir.
-Gönlünüzden geçen seçim hükümeti mi azınlık hükümeti mi?
Şimdi AK Parti tabanı seçim istiyor bunu saklamanın alemi yok.Koalisyon görüşmeleri sürecinde tabandan tek parti iktidarına duyulan özlem dile getirilmeye başlandı. Bu bağlamda AK Parti'nin kuracağı bir azınlık hükümetiyle seçime gitmek tercihimizdir. Açık söyleyeyim PKK'nın uzantısı gibi davranmaktan vazgeçemeyen HDP dışında MHP ile de CHP ile de seçenekler konuşulabilir.
ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU DAVA ARKADAŞIDIR, FİTNECİLER BOŞUNA UĞRAŞIYOR
-Özellikle koalisyon görüşmeleri sürecinde Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın arasını açmaya yönelik haberlere çok sık rastladık. Devletin tepesinde böyle bir fikir ayrılığı görüyor musunuz?
AK Parti'nin kurucu genel başkanı ve doğal lideri sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sayın Davutoğlu da bu davaya en çok inanan ve sayın Erdoğan'la yol arkadaşlığı yapmış bir dava insanıdır. Aynı amaçla hareket ederken insanlar doğal olarak bazen farklı düşünebilir ancak bu ana istikametten sapmak anlamına gelmez. Oluşturulmaya çalışılan imaj tamamen bu davaya yöneliktir. Hizipçilik bazı siyasetçilerin "eski Türkiye" refleksi. Ancak "yeni Türkiye'de" kişisel menfaatlere odaklı siyaset söz konusu değil. Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın hem de Sayın Davutoğlu'nun Türkiye'nin geleceği ve çıkarları doğrultusunda siyaset yaptıklarından kimsenin kuşkusu olmasın. Onlar farklı ya da benzer fikirleri müzakere ederek en doğru kararları hayata geçireceklerdir. Bu tarz haberlere prim vermemek gerekir.
3 DÖNEME TAKILAN ARKADAŞLARI ARAMIZDA GÖRMEK İSTERİM
-3 dönem kuralına takılan eski vekillerin yeniden aday olabilmesi gündem de olduğu yönünde haberler çıktı. Böyle bir gelişme olabilir mi?
Şu ana kadar MYK ya da MKYK da 3 dönemlikler konusu gündeme gelmedi. Parti kurullarında gerekli istişareler yapıldıktan sonra karar verilir. Ben şahsım adına çok değerli yol arkadaşlarımı tekrar siyasette görmek isterim.
TETİKÇİ MEDYAYA HALKIMIZ İTİBAR ETMİYOR
-Bazı medya kuruluşlarında erken seçimin tabloyu değiştirmeyeceği yazılıyor, çiziliyor. Erken seçim tek başına iktidar getirir mi? Yoksa AK Parti ciddi bir risk mi alıyor?
"Bazı medya kuruluşları" dediğiniz medya Türkiye'de tetikçi medya kavramını lugatımıza sokan medyadır. Gezi'de, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, 7 Haziran öncesinde neler yaptıklarını gördük. Bunlar PKK'nın katlettiği Mehmetçiklerimize "şehit" diyemeyen aynı merkezden yönetilen kuruluşlardır. Dolayısı ile itibar etmiyorum, neden çünkü sahadayız ve sürekli halkımızla iç içeyiz.
SEÇMENİN FERASETİNE GÜVENİYORUM
-Erken seçim konusunda bir tahmininiz var mı? HDP'nin emanet oyları artık kalıcı hale geldi mi? Son gelişmeler MHP ve CHP'nin oylarını nasıl etkilemiştir?
Ana muhalefetin iktidar olmanın sorumluluğunu almaya hazır olmadıklarını daha doğrusu iktidara talip olmadıklarını seçmenlerine itiraf ettiklerini görüyoruz. Bunu koalisyon görüşmelerinde gördük.
HDP çok farklı odakların "AK Parti'den nefret ediyorsan oyunu bu cici çocuklara ver" diyerek batıdan ve baskı ile sindirerek dağ kadrosunun gölgesinde doğudan oy almış bir "proje partisidir" Seçmenin ferasetini kimse yabana atmasın diyorum.
LİSTELERDE YENİDEN DÜZENLEME YAPILABİLİR
-Tekrar seçim durumunda başarısız olan illerin listelerinde bir değişikliğe gidilebilir mi?
AK Parti 7 Haziran gecesinden şu ana kadar kendi eksiklerini masaya yatırmış ve nerede ne oldu istişare etmeye devam eden bir parti. %41 oy almasına rağmen %20 oy alan ana muhalefet gibi zafer naraları atıp rehavete kapılmadı. Teşkilatlarla, il ilçe belediye başkanları ve halkın taleplerini inceleyip ona göre yeniden düzenlemeler yapılabilir.
1 OYUN BİLE ÇALINMASINA İZİN VERMEYİZ
-Güneydoğu'da sandık güvenliğini hala tartışıyoruz. Sandık güvenliği konusunda hangi önlemler alınacak?
Milli iradenin 1 oyunun bile seçmenin istemediği, iradesinin dışında kullanılamayacağı şekilde gerekli tüm güvenlik önlemleri alınacaktır.
NEFRET İTTİFAKI ERDOĞAN'A KARŞI BİRARAYA GELDİ
-HDP, PKK, ulusalcılar, CHP, sol liberaller, FETÖ ve marjinal örgütler ortak hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bu ittifakın Erdoğan'a karşı birleşmesi nasıl açıklanabilir?
İpini kimin tuttuğunu bilemediğimiz, yabancı ülkelerin taşeron kaos şubeleri gibi çalışan tüm örgütlerin tabi ki hasmı olacak ve hedefleri haline gelecektir. Yeni Türkiye projesinin lideri olması vesayetçilerin nefret ittifakına girmesine ve birbiri ile alakasız birçok odağın operasyonlar yapmasına neden oluyor.
FETÖ İLE MÜCADELEDE GERİ ADIM YOK
-Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçışı ile FETÖ'nün yargı ayağı tescillenmiş oldu. Devlet bu örgütle mücadelenin neresinde?
Paralel ile mücadele tabi ki devam ediyor. MGK'da devlet için tehtid olarak nitelendirilmiş bir örgütten bahsediyoruz. Ancak son zamanlarda yaşanan terör olayları nedeniyle gündem PKK ve HDP, 7 Haziran seçim sonuçları nedeniyle de koalisyon görüşmeleri. Paralel ile mücadele sadece siyasetin ya da iktidarın mücadele edeceği bir konu değil topyekün devletin tüm kurumlarıyla, halkımızın da hassasiyeti ile ince eleyip sık dokuyarak daha kararlı ilerlememiz gereken bir mücadeledir.
İsa Tatlıcan - Sabah.com.tr