Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü-Paralel Devlet Yapılanması) terör örgütü hakkında hazırlanan iddianamede; Gülen liderliğindeki örgütün, diğer örgütlerden çok daha sıkı bir hiyerarşik yapılanması olduğu ve imamlık sistemiyle faaliyetlerin yürütüldüğüne yer verildi. Örgütün kolluk kuvvetleri ve yargı içindeki mensuplarının, sahte ihbar mektupları ve delillerle yaptığı soruşturmalar nedeniyle kamu kurumlarına duyulan güvenin yok edildiği belirtilirken, örgütün 'silahlı faaliyet gösteren terör örgütleri kapsamına alınması' gerektiği ifade edildi.
EMİR KOMUTA ZİNCİRİ...
İddianamede, FETÖ/PDY'nin Fetullah Gülen'e doğrudan bağlı, "Tayin Heyeti, İstişare Kurulu, Mollalar Grubu ve Meclis" olarak adlandırılan birimler tarafından sevk ve idare edildiğine yer verildi. Meclis'te alınan kararların, meclis üyesi olan örgüt mensuplarınca silsile yolu ile en alt birimlere kadar iletildiği, bu talimatların da hiyerarşi içinde "Dünya imamı, coğrafi bölge imamı, ülke imamı, bölge imamı, il imamı, ilçe imamı, semt imamı, mahalle imamı, ev imamı, ser rehberler, belletmenler, öğrenci ve örgütlü yapı mensupları" tarafından gizliliğe özen gösterilerek koşulsuzca yerine getirildiği belirtildi. Ayrıca örgütün mali kaynaklarının ne şekilde kullanılacağına "Mütevelli Heyeti'nin" karar verdiği de ifade edildi. Her dershane ve evin bir bölgeye bağlı olduğu, evlere kimlerin katılacağı bölge imamı tarafından belirlendiği, her evin bölge imamı tarafından tayin edilmiş 'abi/abla' denilen imamı olduğu belirtildi. Ayrıca iddianamede, polis okulu, polis akademisi ve polis kolejinde mutlaka sorumlu imamın olduğu ve bu imamın altında da her sınıfın sorumlu imamı olduğuna yer verildi. İddianameye göre; "Örgütün olmazsa olmaz kurallarından biri hiyerarşik yapı içerisinde harekettir. Katı bir hiyerarşik yapı mevcuttur, örgütte kendi üstü olana mutlak itaat şarttır, üst kesinlikle eleştirilemez, 'İtaat et, rahat et, sen düşünme biz senin yerine düşünürüz, Hocaefendi'den iyi mi biliyorsun?' kuralı geçerlidir. Tayin işine hicret gözü ile bakılır." Örgütün, kolluk kuvvetleri ve yargıda yer alan mensupları tarafından kurgulanmış soruşturmaların, sahte ihbar mektupları, yasadışı dinlemeler, gerçeğe aykırı deliller üzerine inşa edildiği; verilen mahkûmiyetlerle toplum nezdinde başta yargı olmak üzere kamu kurumlarına duyulan güvenin yok edildiği de belirtildi.
SİLAHLI ÖRGÜT SAYILMALI
İddianamede, "kolluk kuvvetleri içinde bulunan mensuplarının zaten silahlı birimler olması, örgütün silahlı faaliyet gösteren terör örgütleri kapsamına alınması gerektiğini ortaya koymaktadır" denildi. Ayrıca örgütün, Silahlı Terörle Mücadele Kanunu'nda belirtilen ve bir yapılanmanın terör örgütü olarak nitelendirilmesi için gerekli şartlardan olan "cebir ve şiddet" unsurunu taşıdığına da vurgu yapıldı. Sahte delil ve ihbarlara dayanan operasyonlarla Türkiye'nin terör örgütlerine yardım eden bir ülke şeklinde göstermeye çalışıldığı ve uluslararası arenada ülkeyi zayıf düşürmeye çalıştıkları da iddianamede ifade edildi. Örgüt üyelerinin, Mersin Eminyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan istihbari bilgileri illegal yolla toplayarak, soruşturma dosyası oluşturdukları, dosya kapsamına aldıkları kuruluşların yöneticilerini, bakanlar, vali, yargı ve emniyet mensupları ile ilişkilendirip, terör örgütü kurucusunu bilgilendirdikleri de iddianamede yer aldı.
-BİTTİ-