Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, "Sözde Selam Tevhid Terör Örgütü" soruşturması sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın çevresinin de aralarında bulunduğu birçok siyasetçi, bürokrat ve gazetecinin usulsüz bir şekilde dinlenmesinde imzası bulunan 54 hâkim ve savcıdan 49'unu görevden aldı. Sözkonusu 32 hâkim ve 22 savcı hakkında HSYK 3. Daire yasadışı dinlemeler nedeniyle soruşturma izni vermişti. Hâkim ve savcılar, bin 348 kişiyle ilgili usulsüz dinleme kararlarına imza atmıştı. Paralel Yapı operasyonları kapsamında tutuklanan polislerle fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği belirtilmiş, dinleme kumpasının planlı ve sistematik bir şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olduğu ifade edilmişti. HSYK 2. Dairesi, dünkü toplantısında 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 77. maddesi uyarınca 54 hâkim ve savcıdan 49'u hakkında haklarındaki soruşturma tamamlanana kadar görevden uzaklaştırma kararı verdi. Daire, 4'ü savcı, 1'i hâkim olmak üzere 5 kişi hakkında ise müfettişin açığa alınma talebini yerinde bulmadı. Kararda hâkim ve savcıların göreve devamının yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceğinin değerlendirildiğine vurgu yapıldı. Hâkim ve savcılar bu sürede aylık ve ödeneklerinin üçte ikisini alabilecek, sosyal hak ve yardımlardan yararlanmaya devam edecekler. HSYK başmüfettişi ayrıca yürütülen soruşturma kapsamında söz konusu hakim ve savcılar hakkında 2. Daire'ye geniş bir rapor sunacak. Daire, bu rapor doğrultusunda hâkim ve savcılarla ilgili soruşturmayı tamamlayacak ve meslekten ihraca kadar disiplin cezası ve adli soruşturma için kovuşturma izni verebilecek.
'HUKUK DEVLETİ TAHRİP EDİLMİŞTİR'
HSYK 2. Dairesi Başkanı Mehmet Yılmaz, "Hukuksuz dinleme ayıbı artık gündemden çıkmalı. Hiç kimsenin hukuka aykırı dinlemelerin muhatabı olmaması lazım. Hukuksuz dinlemelere hoşgörü gösterilmemeli, kimse hukuksuz dinlemelere mazeret bulmamalı. Hukuk dışı dinlemelerle hukuk devleti kavramı ve iddiamız tahrip edilmiştir. Bunu yapan ve yaptıranlar, nesiller boyu kınansa yeridir. Hiç unutulmasın ki meşru bir amaca varmak için kullanılan araçlar da meşru olmalıdır. Bireyin hak ve özgürlüklerini, ölçüsüz ve haksız yere kısıtlayan uygulamalar, unutulmamalıdır ki işlendiği ileri sürülen suç kadar kamu düzenini ihlal edecektir" dedi.