Basın toplantısında bir gazetecinin "11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresince yaşadıkları ve söyledikleriyle ilgili bir kitap yayınlandı bu kitapta da bazı sözleri dikkat çekiyordu. Ben aşağı insem Türkiye'yi eski parlak günlerine geri götürürüm haklarında yolsuzluk iddiaları bulunan 4 bakanı Yüce Divan'a gönderirim şeklinde bazı dikkat çekici başlıklar var. Bunlarla ilgili sizin değerlendirmeniz görüşünüz ne olacak?" sorusu üzerine Taner Yıldız şunları söyledi:
TARİHİ GERÇEKLER DANIŞMANLAR ARACILIĞIYLA AKTARILMAMALI!
Öncelikle 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında bir ayrılık oluştuğu intibaını vermektedir. Bazı cümleler ben buna katılmıyorum tarihi gerçeklerin bir danışman veya kitap vasıtasıyla aktarılıyor olması şu anda böyle bir üslubun çok daha gerisinde kalmıştır, şu anda usül esasın önüne geçmiştir.
BU YAYINLAR İKİ CUMHURBAŞKANIMIZIN BAKIŞINI DEĞİŞTİRMEYECEKTİR
Böyle bir ortamda bu konuların bu şekilde tartışılıyor olması bir anne baba şevkatiyle bakan her iki Cumhurbaşkanımızın da gerek davasına gerekse ülkemize olan bakış açısını değiştirmeyecektir. İki samimi insanın arasını bu tür cümleler giremez en fazla her iki kurucu üyenin de yani Cumhurbaşkanlığı sıfatlarından daha önce partimizin iki kurucu üyesinin de birbirine olan samimiyeti bizler tarafından bilinmektedir.
DANIŞMANLAR VASITASIYLA VERİLEN MESAJLAR DOSTLUĞU BOZAMAZ
Ayrıca her iki Cumhurbaşkanımızın da üslubu danışmanları vasıtasıyla verecekleri mesaj yerine kendi aralarında konuşmalarıyla gerçekleşmektedir. Tabi ki mizaçlar üsluplar farklı olabilir ama esasında davaya olan ve ülkeye olan bağlılıkları ön plandadır. O yüzden böyle bir kitabın bu şekliyle üslubun esasının daha önüne geçecek şekilde yayınlanmış olması da enteresandır.