Paralel örgütün en üst seviyedeki isimleri birer birer yurtdışına kaçıyor. Gülen örgütünü yakından tanıyan yazar Ümit Şimşek de darbe için kullanılan kişilerin cezaevine girmesinin ardından talimatı veren ağabeylerin yurtdışına kaçtıklarına işaret etti. Örgüt içi tartışmaların yaşandığına da dikkat çeken Şimşek'e göre asıl korku itirafçıların çıkıp her şeyi anlatması. Algı ve kaset operasyonlarını yürüten Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, Emre Uslu, Önder Aytaç, bölge imamlarından Cemil Koca ve MİT imamı Murat Karabulut'un yanı sıra KPSS hırsızlığının üst düzey failleri yurtdışına kaçtığını hatırlatan Ümit Şimşek, sabah.com.tr'ye konuştu:
PARALEL'İN YENİ RÜYASI
"Tehlikeli zamanlarda güvenli bir yerlere kaçmak, Gülen örgütünün ileri gelenlerine mahsus bir hizmet ilkesidir. Hattâ liderinin sünnetidir diyebiliriz. Paralel Yapı kanunlarına göre, batan gemiyi önce kaptan terk eder. Bilindiği gibi, 28 Şubat döneminde ciddî bir tehlikeyle karşılaşmamış olmalarına rağmen, her ihtimale karşı Fetullah Gülen yurtdışına kaçmış; daha sonra sular durulduğu zamanlarda bile ülkeye dönme çağrılarına hiçbir zaman cevap vermemişti.
Takdir edileceği gibi, yurt dışına kaçmak ve oralarda barınmak, cemaatin faaliyetleri içinde yer alan herkesin altından kalkabileceği bir külfet değildir. Örgütün bu imtiyazı ancak önde gelen belli başlı isimlere tanıdığını görüyoruz. Geri kalan büyük çoğunluk ise, hocalarının hamaset videolarıyla idare etmek zorunda kalıyor. Savrulan tehditlerden, örgütün bu defa da 8 Haziran sabahı ile ilgili mutlu rüyalar görmekte olduğu anlaşılıyor. 8 Haziran'dan sonrasını soracak olursanız, o zaman için de bir çare ve bir başka hikâye bulunur elbette.
GERÇEKLERİ GÖRÜYORLAR
Bu tespitler Paralel Yapı geneli için geçerli olmakla birlikte, artık karşımızda bir örgütün bulunduğunu ve örgüt elemanlarının da ikiye ayrıldığını unutmayalım: içeridekiler ve dışarıdakiler... Defterler birer birer açıldıkça, soruşturmalar birbirini izledikçe, bu iki sınıf arasındaki oran da içeridekilerin lehine değişiyor. Şu anda terör örgütü gibi son derece ciddî bir suçlamayla aylardır tutuklu bulunan Gülen örgütü mensupları var; bunların durumları da hiç iç açıcı sayılmaz. Aylar birbirini kovaladıkça, onlara yapılan vaatler de uyuşturucu özelliğini kaybediyor.
Bu insanlar dört duvar arasında gerçekle yüzleşme fırsatı buluyorlar. Daha da ötesi, Paralel Yapı kendi yayın organlarıyla dışarıdakileri oyaladığı kadar kolaylıkla içeridekileri oyalayamıyor. Çünkü, moral bozukluğu bir yana, içeridekilerin başka kanalları izlemek, başka gazeteleri okumak ve böylece dünya gerçeklerinden haberdar olmak için hem imkânları, hem de vakitleri var."
İTİRAFÇILAR ÇIKABİLİR
Sonuçta bir kısım akılların başa gelmesi ve itirafçıların çoğalması, bir süre sonra da örgütle ilgili bütün bilgi ve delillere gittikçe artan bir hızla ve kolaylıkla ulaşılarak örgütün çökertilmesi ciddîye alınacak bir ihtimaldir. Cemaat yönetimi de bunun farkındadır.
KPSS yolsuzlukları ortaya çıktıkça, vaktiyle haksız yere memurluğa atanmış olanların görevine son verilmesi ve bugüne kadar almış oldukları haksız maaşların da geri istenmesi söz konusu olacak. Bu durum ise Gülen örgütü açısından bir başka problemi ortaya çıkarıyor: Himmetler... Cemaat mensuplarından geçmiş maaşları geri alınmaya başlandığı zaman, cemaat de onlardan kestiği himmet paralarını mağdurlara iade edecek mi?"