Paralel suç örgütü yıllarca Bediüzzaman'ın devamı gibi gösterildi. 17 Aralık operasyonu ile birlikte Bediüzzaman'ın hayattaki son talebelerinin yaptığı açıklamalardan bu örgütün Nur hareketi ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını tüm kamuoyu öğrendi. Bu ayrışmanın ardından Bediüzzaman'ın bütün uyarılarına rağmen canla başla CHP için kapı kapı dolaşarak oy isteyen Paralel suç örgütüne en dikkat çekici itiraz Risale-i Nur konusunda araştırmalar yapan Barla Platformu Başkanı Said Yüce'den geldi. AK Parti'den Amasya Milletvekili adayı olan Said Yüce ile Bediüzzaman'ın CHP zihniyetine bakışını ve kendisine yönelik eleştirileri konuştuk.
BEDİÜZZAMAN KÖŞESİNDE OTURMAMIŞ SİYASİLERE YOL GÖSTERMİŞTİR
-Nur talebelerine yakın Barla Platformu'nun başkanısınız. Risale-i Nur hareketi hep siyasete mesafeli durmuştur. Böyle zorlu bir dönemde neden siyaseti tercih ettiniz?
Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur'un kâinatta hiçbir şeye âlet ve tâbi olmayacağını açıkça ve defalarca belirtmiş, kendi hayatında bunu titizlikle uygulamış ve talebelerine de en önemli bir hizmet prensibi olarak ders vermiştir. Fakat bu prensip, hiçbir zaman bir köşeye çekilip memlekette ve İslâm âleminde olup bitenlere aldırmamak şeklinde anlaşılamaz. Bilâkis, Bediüzzaman, zaman zaman ülke yöneticilerine hitaben mektuplar yazarak Türkiye'yi ve İslâm âlemini ilgilendiren konularda onlara yol göstermiştir.
ÜSTAD CHP'Yİ DEĞİL DEMOKRAT PARTİ'Yİ DESTEKLEDİ
-Nurculuk denilince yıllarca akıllara –Bediüzzaman'ın ismini anmaktan sürekli kaçınsa da-Fetullah Gülen geldi. Şimdi bu örgüt açık açık CHP'ye hatta Kürt milliyetçilerine oy istiyor. Bu çelişki değil mi?
Çok partili döneme geçildikten sonra da, Bediüzzaman CHP'nin bir daha iktidara gelmemesi için bizzat gayret göstermiş, onun karşısında Demokrat Partiyi açıkça desteklemiş ve
"Kuran, vatan ve islamiyet" namına buna mecbur olduğunu da mektuplarında açıkça ifade etmiştir.Bundan başka, yakın talebelerinden Hamza Emek, bizzat Bediüzzaman'ın bilgisi ve talimatı dairesinde Demokrat Parti teşkilâtında ilçe başkanı olarak görev almış, bir başka talebesi Tahsin Tola da bir dönem Demokrat Parti milletvekilliği yapmıştır.
BEDİÜZZAMAN: "BU MİLLET CHP'Yİ İKTİDARA GETİRMEYECEK"
-O gün CHP ve Demokrat Parti vardı. Bugün de durum aynı mı sizce?
Bugünkü durum da bundan ibarettir. Siyaset bütünüyle ikiye bölünmüş durumdadır ve bir tarafta milletin egemenliğini savunanlar bulunmakta, diğer tarafa düşenler ise, Bediüzzaman'ın "Bu millet iktidara getirmeyecek" dediği partinin iktidarına hizmet edecek şekilde faaliyet göstermektedir. Paralel örgütün yaygın organlarında CHP'ye nasıl övgüler yağdırıldığını, onları iktidara getirmek için nasıl çaba harcandığını hergün açıkça görüyoruz. Paralelcilerin peşine takılan küçük gruplar için de durum bundan farklı değildir. Bütün bunların tek bir ortak noktası vardır: Kendi ihtiras ve husumetlerinin sevkiyle hareket ediyorlar ve tepelerine kadar siyasetin, hem de çirkin siyasetin içine batmış bir vaziyette, her türlü mukaddes değeri dünyevî emellerine âlet etmekten çekinmiyorlar.
DERTLERİ BEDİÜZZAMAN DEĞİL RANTLARINI YÜRÜTMEK
-Dertleri Risale-i Nur değil mi?
Dini siyasete âlet edenler bunlardır. Siyasetin bizzat içinde olan ve hiçbir zaman siyasetin içinden çıkmamış bulunanlar bunlardır. Bunların Risale-i Nur diye bir dertleri yoktur; bütün dertleri, Risale-i Nur vasıtasıyla şimdiye kadar yürüttükleri rantlarını yürütebilmek, elde ettikleri mevkileri koruyabilmekten ibarettir.
BEDİÜZZAMAN'IN ESERLERİNİ DİYANET KORUYOR
-Bediüzzaman'ın hayattaki son talebelerinin Paralel örgüt ile birlikte hareket etmediklerini hatta bu yapıya sert eleştiriler yönelttiklerini görüyoruz.
Bediüzzaman'ın hayatta olan vârisleri, bugünkü idareye, Üstad'ın en önemli gayelerinden biri olan Risale-i Nur'ların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredilmesi talebini götürdüğünde bunu hiç tereddütsüz kabul ettiler.
KORSANCILAR VE TAHRİFATÇILAR DİYANETİN KORUMASINDAN RAHATSIZ
-Yıllardır Bediüzzaman'ın eserlerini korsan basan, sadeleştirme bahanesiyle tahrif eden bazı gruplar bugün Nur Risalelerinin devlet korumasına alınmasında rahatsız. Bu rahatsızlık nereden kaynaklanıyor?
Paralel örgütün Risale-i Nur'ları göz göre göre tahrif etmesi karşısında Bediüzzaman'ın talebeleri bugünkü idareye başvurduğunda, yine hiç tereddütsüzce bu suikasti önleyecek bir mevzuat değişikliğini gerçekleştirdiler ve uygulamaya koydular.
Bütün bunlar, çıkarları zedelenen örgüt ve mihraklarda tabii ki panik uyandırdı. O panik ve öfkeyle, kendilerine ait olan bütün sıfatları -- her zamanki âdetleri üzere -- başkalarına yakıştırarak bir iftira kampanyası başlattılar. Bugün bunlar ve peşlerine takılarak onların ağzından çıkan herşeyi takliden tekrarlayan gruplar tarafından ileri sürülen ne kadar itham varsa, bunların hepsi de, kendilerini tanımlayan sıfatlardır. Olaya bu şekilde bakarsanız manzarayı doğru bir şekilde okumuş olursunuz. Ayna karşısında yapılan tasvirler tabii ki çok gerçekçi oluyor ve kendilerini aynen ifade ediyor!
KARALAMA KAMPANYALARI GERÇEK YÜZLERİNİ ORTAYA ÇIKARDI
-Peki Nur talebeleri Paralel örgütün bu kara propagandasını inandırıcı buldu mu?
Kamuoyu bu tür itham ve iftiraların nasıl okunacağını çok iyi biliyor. Giriştikleri bu beyhude karalama kampanyalarının aslında çaresizliklerini ve kendi içyüzlerinin çirkinliğini ortaya koyduğunu şimdi itiraf etmeseler bile bir süre sonra kendileri de göreceklerdir. Hepsi bir yana, kimin masum, kimin suçlu olduğunu Allah'ın bilmesi yetmez mi? Hakkın ve milletin hizmetine ihlâs ile talip olan ve bu uğurda birşeyler ortaya koyan hangi insan var ki, karanlık emeller güden birtakım hasûd tayfaların en insafsızca saldırılarına uğramamış olsun?
HİZMETE TALİBİM ÇÜNKÜ…
-CHP için canla başla çalışan Paralel örgüt sizin AK Parti'den siyasete atılmanızı eleştirdi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Risale-i Nur camiasına mensup isimlerden siyasete atılan ilk kişinin ben olmadığımı herkes biliyor. Bizzat Bediüzzaman Hazretlerinin tensibiyle parlamentoya giren merhum Tahsin Tola'dan bu yana pek çok Nur talebesi bu örneği takip ederek parlamentoya girmişler ve siyaset sahnesinde hayırlı hizmetlerde bulunmuşlardır.
Ben de, aynen Üstad'ın ifadelerinde geçtiği şekilde, "mütecaviz dinsizlere karşı haklı tarafa yardımcı olmak, ihtiyat kuvveti hükmünde onlara bir nokta-i istinad olmak niyetiyle, Nurların intişarı ve maslahatı hesabına Nurlar namına değil şahşım adına.." böyle bir hizmete talip olmuş bulunuyorum.
İsa Tatlıcan - Sabah.com.tr