Paralel devlet yapılanmasının üniversitelerdeki faaliyetleriyle ilgili de soruşturma başlatıldı. Ankara'da anayasal düzene karşı işlenen suçları soruşturmakla görevli savcılık, Gazi Üniversitesi'ndeki Paralel Yapı'yı incelemeye aldı. İşte hazırlanan dosyada öne çıkan iddialar:
MOBBİNGLE TASFİYE, USULSÜZ KADROLAŞMA:
Rektör Prof. Dr. Süleyman Büyükberber'in göreve gelmesinden sonra akademik ve idari olarak Paralel örgüt mensuplarının kadrolaşması sağlandı. Bu amaçla usulsüz ve teamüllere aykırı atamalar yapıldı. Kadro oluşturmak için mevcut personel ve akademisyenlere baskı ve mobbing uygulandı. Usulsüz soruşturmalar açıldı, erken emekli olmalarına sebep olundu. İdare aleyhine açılan davalarda mahkeme kararları uygulanmadı.
BİLGİ İŞLEM İSTİHBARAT MERKEZİ:
Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'na 3. Sınıf Emniyet Müdürü N.Ç. atandı. Bilgi İşlem Dairesi'ndeki personel görevden uzaklaştırıldı. TÜBİTAK'ta kriptolu telefonların dinlenmesiyle ilgili soruşturma sonrasında Paralel oldukları iddiasıyla işten kovulan 6 bilişim uzmanı yüksek maaşlarla işe alındı. Bu ekip öncelikle, üniversitenin bilgisayar sunucularını değiştirdi ve eski sunuculardaki kayıtları kontrol altına aldı. Yüklenen yeni yazılımlarla bütün personelin bilgisayarları istihbarat terminalleri haline getirildi, personel örgüt görüşleri doğrultusunda fişlendi.
SAĞLIK BİLGİLERİ SERVİS EDİLDİ:
Tıp fakültesi hastanesinde tedavi gören siyasilerin, üst düzey bürokratların sağlık durumlarıyla ilgili kayıtlar örgüt menfaatleri doğrultusunda servis edildi.
KIZILCAHAMAM PEŞKEŞİ:
Yapı İşleri Dairesi Başkanlığı'na, Paralel Yapı'ya yakınlığı nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden uzaklaştırılan İ.D. atandı. Üniversitenin tüm ihale ve doğrudan alımları örgüt kontrolündeki firmalara fahiş fiyatlarla verildi. Üniversiteye ait taşınmazlar değerinin çok altında örgüte yakın firmalara usulsüzce satıldı. Üniversitenin Kızılcaham'da bulunan arsaları usulsüzce ve değerinin altında Asya Termal İşletmeleri'ne satıldı.
REKTÖRDEN 'BUNLARDAN HABERİM YOKTU' YEMİNİ
Savcılık
dosyasında, Rektör Büyükberber ile ilgili de ilginç bir bilgi yer aldı. Süleyman Büyükberber ile ilgili iddialar ortaya saçılınca YÖK Başkanı Yekta Saraç, rektörü görüşmeye çağırdı ve soruşturmanın selameti açısından istifasını istedi. Ancak rektör, hazırlıklıydı. Yanında getirdiği Kuran-ı Kerim'e el bastı, olayların bilgisi ve iradesi dışında gerçekleştiğini, attığı imzaları okumadan attığını beyan edip istifaya yanaşmadı.
OPUS DEİ'Yİ ÖRNEK ALDILAR
Savcılık
dosyasında, Paralel örgüt, Katolik Hıristiyan tarikatı Opus Dei'ye benzetildi: "Opus Dei özellikle Latin ülkelerinde güç kazanmışdestekledikleri diktatörleri, finanse edip ortam hazırladıkları darbelerle başa geçirmiş, inanılmaz bir politik ve mali güce kavuşmuştur. Paralel örgütün bu tarikattan bire bir kopyaladığı bir metot 'özgür eğitim modeli'dir. Bu model üniversiteden başlar, sonra özellikle ilk ve orta öğretime yayılır. Yurtlar da kurulur. Ailelerinden koparılan öğrencileri, eğip bükecek abi ve ablalardan oluşan 'sorumlu' ve 'ruhani-manevi' yöneticiler oluşturulur."
KOORDİNASYON ÖĞRETMENDE...
Üniversitede örgütsel yapılanmanın koordinasyonunu, Yenimahalle'de bir okulda coğrafya öğretmeni olan B.U. yaptı. Eşi F.U. da Gazi Koleji'nde satın alma müdürü olarak görevlendirildi.