Atatürk Üniversitesi Türk -Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, bugüne kadar Ermenilerin her yıl 24 Nisan sendromu yaşattığına dikkati çekerek, " 24 Nisan gelince hangi ülke sözde Ermeni soykırımını parlamentosunda kabul edecek, Obama acaba 'soykırım' kelimesini kullanacak mı" diye meselenin gündeme getirildiğini söyledi.
"Osmanlı Devleti, 27 Mayıs 1915'te Sevk ve İskan Kanunu'nu mecburen çıkardı, 30 Mayıs'ta uygulamaya koydu. O dönemde Suriye, Osmanlı toprakları içinde bir bölge, Suriye'ye yerleştiriliyor. Öncelikle Osmanlı Devleti, bu kanunu çıkarmak zorundaydı çünkü kanunda muhatap alınan unsurlar çeteler. Burada millet, din mefhumu yok yani 'Ermeni' kelimesi geçmez, 'Rum, Arnavut, Arap' kelimesi yoktur. Doğrudan doğruya devletin muhatap olduğu, işte bu kasaba köyleri basıp Müslüman ahaliyi katleden çeteler, sevk ve iskana tabi tutulmuştur."
"24 Nisan, Ermenilerin uydurduğu ve dünyayı aldattıkları bir tarih. 24 Nisan 1915, Ermenilerin kendi ayıplarını ve cinayetlerini örtmeye çalıştıkları tarih" diyen Kürkçüoğlu, 1-15 Nisan 1915'te Van'da çok büyük Ermeni ayaklanmasının baş gösterdiğini anımsattı.
O dönemde eli silah tutanların cephede olduğunu, Birinci Dünya Savaşı şartlarında yedi cepheye asker gönderildiğini anlatan Kürkçüoğlu, "Vanlı da öyle. Eli silah tutan Vanlı, yedi cepheye koşmuştur. Cephe gerilerimiz tamamen savunmasız, kasabalarımız, köylerimiz, şehirlerimiz savunmasız. 1 Nisan ile 15 Nisan tarihleri arasında Van'da çok büyük ayaklanma meydana gelir. Fotoğrafları arşivimizde mevcuttur, Kaya Çelebi Camisi'nin bulunduğu alanda 10 bine yakın Müslüman ahali katlediliyor" şeklinde konuştu.
Kürkçüoğlu, Ermenilerin dünya kamuoyunu sürekli kullandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ermeni soykırımı iddiasını, Sevk ve İskan Kanunu'nun çıktığı tarih ilan ettiler ama 24 Nisan, Ermenilerin yaptığı katliamların ardından Osmanlı hükümetinin aldığı idari tedbirle Taşnak, Hınçak, Ramgavar, Veragöz gibi Ermeni cemiyetlerini kapatarak, yöneticilerini tutukladığı tarihtir. O dönemde bu işle alakalı 235 Ermeni lideri tutuklandı. Kesinlikle 24 Nisan 1915'te onların 'Tehcir' dediği Sevk ve İskan Kanunu çıkarılmamıştır. Van'daki ayaklanmalardan dolayı cemiyetler kapatılmıştır, yöneticiler tutuklanmıştır. Yapılan işlem budur. Ermeniler, her 24 Nisan'da dünyayı, kendi ayıplarını, cinayetlerini kapatmak için kandırmaktadır. Katledilenler, askerlikle uzaktan yakından alakası olmayan kadınlar, çocuklar, yaşlı ihtiyarlardır."
CEMİYETLERİN KAPATILMASI ETKİLİ OLMAYINCA...
Kürkçüoğlu, cemiyetlerin kapatılması etkili olmayınca mecburen 30 Mayıs 1915'te kanun çıkarıldığını dile getirdi.
Kanunun adının "Sevk ve İskan" olduğunu belirten Kürkçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Osmanlı Devleti, 27 Mayıs 1915'te Sevk ve İskan Kanunu'nu mecburen çıkardı, 30 Mayıs'ta uygulamaya koydu. O dönemde Suriye, Osmanlı toprakları içinde bir bölge, Suriye'ye yerleştiriliyor. Öncelikle Osmanlı Devleti, bu kanunu çıkarmak zorundaydı çünkü kanunda muhatap alınan unsurlar çeteler. Burada millet, din mefhumu yok yani 'Ermeni' kelimesi geçmez, 'Rum, Arnavut, Arap' kelimesi yoktur. Doğrudan doğruya devletin muhatap olduğu, işte bu kasaba köyleri basıp Müslüman ahaliyi katleden çeteler, sevk ve iskana tabi tutulmuştur."
Her devletin mutlaka vatandaşlarının "canını, namusunu, malını korumak" düşüncesiyle benzeri kanunlar çıkarmak zorunda olduğu aktaran Kürkçüoğlu, kanunun arkasında önemli tarihi sebepler bulunduğunu sözlerine ekledi.