KABİLE DEVLETİ DEĞİLİZ: (Başkanlık sisteminin AK Parti seçim bildirgesine girmesiyle ilgili) Dünyanın neresinde başkanlık, yarı başkanlık sistemi uygulanıyorsa adeta biz bir arı maharetiyle hepsinden faydalı olanları alırız, ondan sonra da kendi sistemimizi ortaya koyarız, demişimdir. Ve bu konuyla ilgili olarak son dönemde de, Cumhurbaşkanlığı kampanyasında da, biz kendi sistemimizi kurma iradesine, kabiliyetine sahip bir ülkeyiz. Biz adeta bir devletçik veya bir kabile devleti değiliz. Bizim Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldız var. Her biri bir devleti ifade eder. Güçlü bir devlet geleneğine sahibiz. Hele hele Osmanlı ile bu, bir zirve yapmıştır. KANATLERİMİ İFADE ETTİM: Geçen hafta Sayın Başbakan ile bunları konuştuk. Sayın Başbakan da başkanlık sistemiyle ilgili olarak bizzat kaleme aldığı oradaki sisteme yönelik anlayışını bayağı da detaylı ele almış. Ben de bizzat orada kendim de okudum. Kendi kanaatlerimi de ifade ettim. Öyle zannediyorum ki bu çerçevede kendileri seçim bildirgesi içersine başkanlık sistemiyle ilgili düşüncelerini yansıtacaklar. Ve böylece, hükümetimizin, iktidar partisinin başkanlık sistemine yönelik anlayışı nedir, bu orada yerini alacaktır. Bu tabii şahsen benim için çok çok olumlu bir gelişme. Niye derseniz, Türkiye'nin artık patinaj dönemini aşabilmesi için başkanlık sistemine geçmesi gerekiyor. Parlamenter sistem artık adeta bizi tıkamıştır. Bundan sonra biz bu patinaj dönemini atlatılıp sıçramalarımızı yapmak suretiyle muassır medeniyetler seviyesi üstüne çıkmamız lazım. KENDİ SİSTEMİMİZİ KURARIZ: Bizim bu süreç içinde bir 2023 yaklaşımımız var. Bir 2053 hedefimiz var, torunlarımız için. Dolayısıyla bu hedefleri yakalayabilmek noktasında artık biz 1 trilyon doları konuşamayız. Bundan sonra bizim 2, 3, 4 trilyon dolarları konuşmamız lazım. Bunu konuşabilmek için de bir sistem değişikliğine ihtiyacımız var. Bu sistem değişikliğini yapacak irade Türkiye'dir, burasıdır. Tabii ki bu yerli olacaktır. Yerli olurken, dünyadaki sistemlerden istifade edemezsiniz diye bir şey var mı? Şu anda bu konuda pratiğini en iyi yapan ülkeler hangileriyse, başarıyı en iyi yakalamış ülkeler hangileriyse, kişi başına milli gelirin 40-50-60 bin dolarlara çıkmış olan ülkelerin sistemini daha farklı ele almamız gerekiyor. Türkiye de oraları yakalamanın gayreti içinde olmalı. Bizden geridekilere değil ilerde olanlara bakacağız. Şu anda uluslararası kuruluşları bir kenara koyarsak G-20 ülkelerinin içinde 10 ülke başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Manidardır. bunlar en önde olan ülkelerdir. Herhalde bunlar bu işin faydasını gördükleri için bu sistemi uygulamada tuttular ve şu anda bu sistemle yönetiliyorlar. Biz kendimize inanalım, kendimize güvenelim. Kendi sistemimizi de rahatlıkla kurabilecek kabiliyette olduğumuzu bilelim. İRAN PROGRAMINDA DEĞİŞİKLİK YOK: (İran'ın Yemen'deki varlığı ile ilgili açıklamalara İran'dan gelen tepkiler ve İran ziyaret programı hakkında) Bizim Yemen konusuyla alakalı yaptığımız açıklama, Yemen'in toprak bütünlüğüne olan saygımız sebebiyle, bu toprak bütünlüğünün korunması, gerek içerde gerek dışarıda yapılan bu müdahalelerin doğru olmadığı hususundadır. Dolayısıyla bu müdahaleyi yapanların Yemen'den çekilmesinin gerektiğini ısrarla ifade ettim. Bu konuyla ilgili olarak İran'dan iki farkı ses çıktı. Birincisi, parlamentoda bir komisyon başkan yardımcısı veya herhangi birisi bilemiyorum, ki bunlar benim muhatabım değil. Kaldı ki bizim ziyaretlerimizi de o tür kişiler belirleyecek değil. Gideriz veya gitmeyiz. Bunun kararını verecek olan da biziz. Şu anda biz programımızı aynen koruyoruz, ama Yemen'i de izliyoruz. Yemen'deki gelişmeler bizim için çok çok önemli. Her türlü kararı vermemizi gerektirecek adımlar olabilir. Ama şu anda programımızda herhangi bir değişiklik şimdilik söz konusu değil. OBAMA İLE ATILACAK ADIMLARI KONUŞTUK: (Obama ile telefon görüşmesinde özellikle Suriye konusu ile ilgili): Suriye konusunda Sayın Obama ile detay konuştuk. Şu ana kadar attıkları adımlar, bundan sonraki sürece yönelik atılabilecek adımlar. Ki biliyorsunuz rejim hedefli olarak eğit-donat konusunda zaten anlaşmalar taraflarca imzalandı. Şimdi bundan sonra bizim eğit-donat noktasındaki hazırlıklarımızı zaten bu işi yürüten heyetler kontrol ediyorlar, görüyorlar. Ve eğit-donat çalışmasıyla birlikte ikinci aşama da tabi bizim ısrarla üzerinde durduğumuz konu, o da uçuşa yasak bölge ve bir de güvenli bölge meselesidir. O da ayrıca masada görüşülmeye devam ediyor. ARTIK BİZE DAR GELİYOR: Türkiye bir değişimin, dönüşümün içerisinde. Şu anda bize giydiğimiz gömlek dar geliyor. Bu vücut artık bu gömleğe tahammül edemiyor. Bize bundan sonra yakışacak gömlek, şunu bilmenizi istiyorum ki artık yeni bir idari yapılanmadır. Bu da başkanlık sistemidir. Geçenlerde bildiğiniz gibi sayın Başbakanımız da bu konuyla ilgili yapmış olduğu hazırlıkları bir televizyon programında açıkladı. Ve hükümetimiz bu konuya yönelik de adımını şu anda atmış bulunuyor. TAARUZA GEÇİYORUZ: Artık 7 Haziran'ı halkımız zor çekiyor. İnanıyorum ki şu anda Avrupa'da, dünyada 7 Haziran'ı zor çekiyor. Çünkü bu dönüşüm, değişim farklı, 2023'ün bunlar ayak sesleridir diye düşünüyorum. Yapmamız gereken daha çok çalışmak. Savunma, aklınıza ne gelirse... Bunlardan artık vazgeçiyoruz, taarruz, ekonomide taarruz, ileri teknoloji. Sanayide bütün hamlelerimizi yaparak yola devam edeceğiz. ÜLKEMİZİ BÖLME GAYRETLERİ: Temel hak ve özgürlükler noktasında ülkemiz bizim çok çok ileri, ama bu karalama kampanyalarına sakın ha aldanmayın. Türkiye'nin Kürt sorunu artık yoktur. Ülkemizde Türk kardeşimin de sorunu vardır, Kürt kardeşimin de sorunu vardır, Çerkezin, Boşnağın, Arnavutun sorunu vardır. Mesele ülkemizi birileri bölmenin gayreti içinde. Biz buna da fırsat vermeyeceğiz. Dayanışma içinde olacağız. 
