Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü'ne ilişkin "Milletimizin 200 yıllık makus talihinin kırıldığı yer olan Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın da habercisiydi, müjdecisiydi. Kurtuluş Savaşımızın tüm cephelerinde, asker ve sivil olarak savaşan gazilerimizi, şehitlerimizi de bir kez daha rahmetle yad ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harp Akademileri Komutanlığı'nı ziyaret etti.
Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanları ve subaylarıyla bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Erdoğan, başta Atatürk olmak üzere ahirete irtihal eden tüm gazileri ve gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehitleri rahmetle yad ettiğini vurguladı.
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü'nün 100. yıl dönümünde Türk ordusunu tebrik eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'yle birlikte Hicaz-Yemen, Sina-Filistin, Irak, Kafkasya, Galiçya ve Balkan cephelerinde fedakarca savaşan tüm askerlerimizi rahmetle anıyorum. Milletimizin 200 yıllık makus talihinin kırıldığı yer olan Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın da habercisiydi, müjdecisiydi. Kurtuluş Savaşımızın tüm cephelerinde, asker ve sivil olarak savaşan gazilerimizi, şehitlerimizi de bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Kore'de, Kıbrıs'ta, uzun yıllar süren terörle mücadele döneminde şehit olan, gazi olan tüm askerlerimizi minnetle anıyor, şehitlerimize rahmet diliyor, hayatta olan gazilerimize uzun ömürler temenni ediyorum."
Çanakkale Savaşları'nın, 1877-1878 yıllarında yaşanan 93 Rus Harbi ve 1912 Balkan Harbi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, 93 Rus Harbi ve 1912 Balkan Harbi'nin milletin hafızasında derin izler bıraktığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tarihin her döneminde tehlikelerle karşı karşıya kaldığını anımsatarak, yakın zamanda eski Genelkurmay Başkanı ve subayların tutuklanmasının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
GENELKURMAY BAŞKANI VE SUBAYLARIN TUTUKLANMASINA GÖNLÜM RAZI OLMADI
Bu operasyonlarda suçluyla suçsuzun, yalanla doğrunun aynı kefeye konulduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık. Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmadı. Tereddütlerimi, itirazlarımı o dönemde bu işin sorumlularına ifade ettim, hatta kamuoyu önünde de dile getirdim. Ama o zaman önümüze konan, ancak çoğunun sahte ve çarpıtılmış olduğu daha sonra ortaya çıkan belgeler, bilgiler karşısında, hukuka saygı gereği, yapacak bir şeyimiz kalmadı. Bu süreçte, Başbakan ve hükümet olarak bizim de Genelkurmay Başkanımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de hukuk devleti ilkesine saygının gereğini yerine getirmek dışında bir duruşumuz olmadı. Uzun süredir temkinle yaklaştığım, faaliyetlerini takibe aldığım bu yapı, biliyorsunuz, 17-25 Aralık 2013'te doğrudan hükümeti devirmeye ve adeta Türkiye'ye topyekun el koymaya yönelik bir teşebbüse girişti. Yolsuzluk kılıfı altında başlattıkları bir operasyonla şahsımla birlikte ülkemizin tüm milli kurumlarını, milli projelerimizi hedef aldılar."
TSK VE SAVUNMA SANAYİSİ GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve savunma sanayisinin güçlü olması gerektiğini belirterek, "Sadece kendi güvenliğimiz için değil, aynı zamanda umudunu bize bağlamış tüm kardeşlerimiz için buna mecburuz. Güçlü bir orduya, güçlü bir savunma sanayine sahip olma isteğimiz, asla kimsenin toprağında gözümüz bulunduğu, kimseye saldırmak gibi bir niyetimiz olduğu anlamına gelmiyor" diye konuştu.
Söz konusu alanlarda güçlü olmanın Türkiye'ye yönelecek tehditlere karşı caydırıcı güç olma anlamını taşıdığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tam tersine, kimse toprağımıza gözümüzü dikemesin, kimse tarihi ve coğrafi olarak bin yıllık beraberliğimizin olduğu kardeşlerimize zarar veremesin diye bunu istiyoruz. Biz güven içinde olmazsak, biz caydırıcı bir güce sahip olmazsak, kendi geleceğimizi riske atmakla kalmaz, 100 yıllık bir aranın ardından kardeşlerimizle aramızda açılan kapıları da yeniden kapatmış oluruz. Ben bu yöndeki tüm çalışmalarında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, komutanlarımızın yanında oldum, olmaya devam edeceğim. Kara, hava, deniz; silahlı kuvvetlerimizin tüm unsurlarının en modern araçlarla, en eğitimli birliklerle donatılması için projeleri hayata geçirmeyi hep birlikte sürdüreceğiz."
SAVUNMA SANAYİSİNDE DIŞA BAĞIMLILIĞIN ACISINI BİLİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinde dışa bağımlılığın anlamını en iyi bilenlerin askerler olduğunu hatırlatarak, Kıbrıs çıkarması başta olmak üzere, pek çok acı hadiseyle bu gerçeği deneyimlendiğini aktardı.
Türkiye'nin bir daha asla böyle bir duruma düşmemesi için ahdi olduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
"İnşallah, biten, devam eden, başlayacak olan projelerimizle, 2023 yılında bu sorunu büyük ölçüde, daha sonraki dönemde de tamamen geride bırakmayı hedefliyoruz. Bu düşüncelerle, Harp Akademileri Komutanlığımıza, burada eğitim alan tüm subaylarımıza, tüm misafirlerimize çalışmalarında başarılar diliyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Harp Akademileri Komutanlığı'nı ziyaretinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da eşlik etti.