İşte Hürriyet muhabirinin Ahmet Altan'a soramadığı sorular.
1- Bir yayın yönetmenin gazetesine yayınlanması için getirilen bir bavul dolusu belgeyi kimin gönderdiğini sormaması düşünülebilir mi? Bu durumdan o yayın yönetmenin belge dolu bavulu kimin gönderdiğini bildiği sonucu çıkmaz mı?
2- Yayın yönetmenleri gazetelerinin manşetinden, birinci sayfasından ve genel olarak politikasından sorumludur. Altan'ın, binlerce kişinin mağdur edildiği manşet haberlerinden bahsederken sıradan bir okur gibi değerlendirmelerde bulunması inandırıcı mıdır?
3- Gazeteye bavulla getirilen Balyoz belgelerini, adı geçen askerlerin sicil numaralarını bile karşılaştırarak doğrulattığını iddia eden Altan, bu yoğun çalışma için zamanı nereden bulmuştur? Zira söz konusu bavulun gazeteye akşam saatlerinde geldiği ve 2-3 saat için de ilk sansasyonel manşetin bizzat Altan tarafından atıldığı bilinmektedir. Binlerce sayfalık çıktının alınmasının bile saatlerce sürmesi gerekirken, Altan belgeleri bile okumadan nasıl kanaate varıp manşetlere karar verebilmiştir? Yoksa kim tarafından gönderildiğini bilmediği, sormadığı bavulun içinde hangi belgelerin olduğu ve içeriklerine dair daha önceden bilgilendirilmiş midir?
4- Altan, "Fatih Camii bombalanacaktı" gibi manşetleri, gazetedeki "çocukların" itirazlarına rağmen hangi belgeye dayanarak atmış, gazete çıktıktan sonra "temin" edilen "belgeyi" nereden almıştır.
5- Altan Genel Yayın Yönetmeni olması nedeniyle birinci dereceden sorumlu olduğu yayınlar için, neden konunun muhatabı Taraf'ı tercih etmemiştir. Açıklamalarını önce Cumhuriyet'e, ardından da Hürriyet'e yapması, yeni dönem ittifaklarının bir göstergesi midir?
6- Altan'ın bu sansasyonel çıkışının da daha öncekiler gibi yeni kitabının çıkışına denk gelmesi tesadüf müdür?
7- Paralel suç örgütünü aklamak Ahmet Altan gibi bir gazetecinin görevi midir? Ahmet Altan, Ekrem Dumanlı ile yapılan gizli toplantılarda neler konuşulduğunun deşifre olmasından mı korkuyor