Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul ettiği muhtarlarla yemek öncesi yaptığı konuşmada 'Tüm bu birimleri ile hizmete girmesiyle birlikte inşallah burası türkiye'ye yakışır, milletimize yakışır bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi belki de bir Devlet Başkanlığı külliyesi haline dönüşecek. İlerde bu toplantıları çok daha büyük katılımlarla orada sürdürmek arzusundayız. Birileri bizim burada muhtarlarla bir araya gelmemizden rahatsız oluyor. Sadece sizlerle değil il ziyaretlerimizden oralarda milletimizden hemhal olmamızdan, kucaklaşmamızdan da rahatsız oluyorlar. YSK'ya gidip ona meydana çıkma yasağı getirin diyorlar. Her defasında ret cevabı alıyorlar ama yine başvuruyorlar. Cumhurla başkanı görüşmesinden rahatsız olunur mu? Bunlara en güzel cevabı muhtarlarımız milletimiz veriyor. İşte 3. kez bu salonda muhtarlarımızla birlikteyiz. Her hafta da devam edeceğiz.
MUHTAR BİLE OLAMAZ DEDİLER AMA YANILDILAR
Ben cezaevine girdim okudğum şiirden dolayı. Benim için manşetler attılar. Bu muhtar bile olamaz diye. Çok sürmedi, yanıldıklarını gördüler. Kurucusu olduğum parti iktidar oldu ama ben o dönem Meclis'e giremedim başbakan olamadım. Bu garabetin daha fazla sürdürülebilir olmadığı görüldü. Kısa süre sonra milletimin bana layık gördüğü görevi devraldım. Milletin iradesine karşı olanlar için Muhtar ile Cumhurbaşkanı arasında 21 oyla 21 milyon oy arasında fark yoktur.
BİZ KILAVUZ OLARAK MİLLETİ ALDIK
Ülkenin iliğini sömürenler aldıkları bunca derse rağmen hala milletin tercihine saygı göstermeyi öğrenemediler. 3 Dönem başbakanlık yapmış olmam, şimdi de Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmam onlar için adeta kabusa döndü. CHP'liler gazetelere el koyacağız diyor. O gazeteler onlara hizmet etmeyen gazeteler. Sorsanız onlar demokrat ben diktatörüm. Gazeteler mecmualar tadil olunabilir. Bunu onlar çıkarmışlardı. Yani işinize gelmeyen tüm basın yayın organlarını öyle mahkeme kararı ile değil bakanlar kurulu kararı ile kapatabilirsiniz. Onlara ait bir düzenleme bu. Tek parti döneminde yıllarca memleketi bu şekilde yönetmeye alıştıkları için şimdi iktidara geldiklerinde yine aynısını yapabileceklerini sanıyorlar. Yeni bir hayal başladı. 7 Haziran'da seçimi kazanıp iktidara gelcekler, gazetelere ve daha başka neyi gözlerine kestirdilerse onlara el koyacaklar. Kendilerine hedef olarak milli şef dönemini hedef alanlardan başka ne beklenebilir ki? Biz kendimize kılavuz olarak sadece milleti aldık.
ESKİ HALİ İLE YENİ HALİ AYNI MI?
Şehirlerimizin 12 yıl önceki hali ile bugünkü hali aynı mı? Bunlar yatarak olmadı. Muharrem Ertaş Neşat Ertaş'a ne diyordu? Aşkınan çalışan yorulmaz. Aşk aşk! Eğer bu aşkınız varsa, sevdanız varsa o zaman yorulmazsınız. O zaman bu ülkeyi bugün olduğu gibi ayağa kaldırırsınız. Biz de aşk ile çalıştığımız milletimize aşk ile hizmet ettiğimiz için hala dim dik ayaktayız. İnşallah aynı aşk ve sevda ile aynı inançla çalışmaya devam edecek 2023 hedeflerimize bu şekilde ulaşacağız.
ASKERLERİMİZİN KILINA ZARAR GELMEMESİ İÇİN BUNU YAPTIK
Geçtiğimiz haftasonu ülkemiz açısından son derece önemli bir askeri operasyonu başarı ile gerçekleştirdik. Bu Cuma'yı cumartesine bağlayan gece olan bir operasyondu. Suriye'de bulunan Süleyman Şah Türbesi'ni sınırımıza yakın bir bölgeye taşıdık. Bu türbenin bulunduğu alan 1921 yılından bu yana Türkiye toprağı kabul edilen bir alandır. Türbe'nin yeri geçmişte baraj sebebi ile 2 defa değişmişti. Bu kez de güvenlik nedeniyle yeri değiştirmek kaldık. Süleyman Şah Saygı Karakolu'nda görevli askerlerimizin hayatlarını tehlikeye atmamak için bu kararı aldık. Biz Musul'da da 102 gün 49 başkonsolosluk görevlimizi sabırla ihtiyatla takip ederek onların kılına zarar gelmeden hamdolsun kurtardık. Eğer bu muhalefetin ağzına bakıp onların düşündüğü gibi hareket etseydik belkide bu kardeşlerimizin bir kısmı bugün hayatta olmayabilirdi. Siyaset duygusallık götürmez. Akılla, bilimle, tecrübe ile yapılan bir iştir. Onun için insanı yönetme sanatıdır, milleti yönetme sanatıdır siyaset. Öyle heyecan verelim, birileri gaz versin gazla yürü böyle şey olmaz. Musul'daki o kardeşlerimizi nasıl alıp geldiysek burada da dikkatli olmamız gerekiyordu. 39 askerimiz var. Başlarında bir binbaşımız. Oğuzhan Binbaşı ve ekibi ile bunu gayet güzel bir şekilde tereyağından kıl çeker gibi halletmemiz gerekiyordu.
SEN ONUN TIRNAĞI BİLE OLAMAZSIN
Aylardır bunun çalışmasını yaptık. Uzun süren titiz çalışmaların ve planlalamaların ardından bir gecede bu operasyonu yaptık ve başarı ile neticelendirdik. Bu kondua hükümetimizi ve TSK'yı başarılı çalışmalarından dolayı bir kez daha tebrik ediyorum. Birilerinin olumsuz algı için yoğun çaba sarfettigğini görüyoruz. Bu konuda söylenen sözler cehalet boyutunu aştı. Söyledikleri şeyleri yapıp askerlerimizi tehlikeye atmadık. İşte karşı çıkanlar var bunu da tamamı yalan yanlış iftira mahiyetindeki ifadelerle yapıyorlar. Tabii ki ben Cumhurbaşkanlığı makamında milletin seçtiği bir Cumhurbaşkanı olarak bugün şahsıma başbakanıma, genelkurmay başkanıma ve bütün bu operasyon içinde yer alanlara karşı yapılan saldırıya sessiz kalamam. Bir siyasi parti genel başkanı başbakana, genelkurmay başkanına akıl almaz ithamlarda bulunuyor, hakaretler savuruyor. Tek bir mehmetçiğin burnunun kanamaması için hassasiyet gösteren TSK'yı ve hükümeti hedef alanlar önce dönüp kimlerle yan yana olduklarına baksınlar. Bunlar ancak ülkesine yabancılaşmış bir zihniyetin kalkıpta genelkurmay başkanımıza akla hayale gelmeyen sözlerle saldıran bu zat önce aynaya bakması lazım. Sen Genelkurmay Başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi dahi olamazsın.
İNŞALLAH ZİYARETE GİDERSİN
Sayın Başbakan'a hükümete bu denli bir saldırı. Ne olacaktı? Çanakkale ile bunu benzetme. Çanakkale ile bunun ne alakası var? Burada gayet akıllı bir şekilde operasyon yapılıyor ve en ufak bir toprak kaybı olmadan bizim sınırımıza en yakın yerde yine Suriye topraklarında çok daha uygun alanda şuanda yerleşim yapılıyor hazırlıklar yoğun bir şekilde devam ediyor proje çalışmaları yapıldı ve hemen uygulanacak. Toprak kaybı hepsi yalan. Böyle bir şey yok. Vakti zamanı geldiği zaman inşallah bir Süleyman Şah Türbesi ziyaretine gidersin. Şuandaki yeni yapılan yer hemen bizim sınırın önü olduğu için orada taburlarımız var herşeyi ile daha güvende. Zerre kadar toprak kaybı olmadan burası inşaa ediliyor. Milletten umudunu kesenler işi milletin askerine, ordusuna onun komutanına saldırmaya kadar vardırmışlardır.
TÜRKİYE KİMSEDEN İZİN ALMAMIŞTIR
Milletin hayrı için bugüne kadar taş üstüne taş koymayanların bu başarılı operasyonu göstererek milletimizin ordusuna laf söylemelerine iftira atmalarına izin vermeyiz, kendilerini de şiddetle kınıyorum. Milletimiz bu densizliklerin bu haddini bilmezliklerin hesabını elbette kendilerinden soracaktır. Şu hususun da altını çiziyorum. Türkiye bu operasyonu hiç bir örgütle işbirliği içnde veya onların izni ile yapmamıştır. Bizim örgütle işbirliği yapmamıza ihtiyaç yoktur. Bu ülke bu iradeye sahiptir, bu güce bu imkana sahiptir. Bu operasyon başından sonuna kadar Türkiye'nin kendi kararı, kendi kabiliyeti ve imkanları ile yürütülmüştür. Buradan kendilerine pay çıkararak kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışanlara itibar edilmemelidir. Ana muhalefet Esed rejimi ile beraber hareket etmektedirler. Çünkü bu harekete karşı çıkanların yeri onların yanıdır.
BİZ, ÖLÜLERİMİZLE BİRLİKTE YAŞIYORUZ
Düne kadar Türbe nedir bilmeyenlerin ağzından düşmez hale geldi Süleyman Şah Türbesi. Türbeler bizim mührümüzdür, köşe taşımızdır. Türbelerimiz manevi önemlerinin yanı sıra bu topraklardaki varlığımızın, birliğimizin, adeta birer anıtlarıdır. Yahya Kemal ne diyor 'Madrid büyükelçililiği görevini yürüdürken birsohbette Türkiye'nin nüfusunun 14-15 milyon olduğu söylenir. Yahya Kemal hayır der. Türkiye'nin nüfusu 50 milyondur der. Etraftakiler şaşırır nasıl olur diye sorar. Yahya Kemal toprakları da göstererek 'Biz ölülerimizle birlikte yaşarız' der. Mesele bu. Bizler ölülerimizi unutmayız. İstiklal Marşı şairimiz Ersoy ne diyor 'Sana dar gelmeyecek makbeli kimler kazsın, gömelim seni tarihe desem sığmazsın'. Gerçekten de bizim nice değerlerimiz nice büyük ve kahramanlarımız var. Dünyanın her yerinde şehitliklerimiz bulunuyor. Biz gittiğimiz her ülkede şehitliklerimizi aradık, bulduk çıkardık. Tespitlerini yaptık, projelerini hazırladık. Hepsini ihya etmenin çabası içinde olduk. Myanmar'da 2 şehitlikte çalışmalar başlattık. Hindistan'da 1 şehitliğimizi tespit edip çalışmaları başlattık. Polonya'da çalışymalar bitti inşaası başlıyor. Slovakya'da 2 ayrı yerde defnedilen şehitlerimizin naaşlarını bir yerde toplayıp çalışmalara başladık.
ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ 12 YIL ÖNCE REZİLLİK İÇİNDEYDİ
12 Yıl önce Çanakkale Şehitliği'nin hali neydi rezillikti. Biz orayı ele aldık, ihya ettik, inşaa ettik orada müzeler onların yanında tüm öyle merkezler oluşturduk ki çocuklar gençler oradaki filmlerle adeta tarihe yeniden dönüyorlar. Biz göreve geldiğimizde yılda 250 bin ziyaretçisi vardı şimdi 2,5 milyon 3 milyon ziyaretçisi var. Şimdi Sarıkamış harekatının gerçekleştirildiği bölgede yeni bir çalışma başlattık. Her yıl 10 binlerce genç Sarıkamış'a gdiyor, dedelerinin uğradığı o saldırıları görsün. Benim dedem de orada şehit oldu. Muhalefetçiler konuşur. Biz oraların kadrini kıymetini biliriz. Sarıkamış deyince onun aklına kayak gelir. Olayın gerçeği farklı. İnşallah orayı da Çanakkale gibi şehitlerimizin gazilerimizin manevi hatıralarının yad edildiği yer haline getireceğiz.
ASKERLERİMİZ İÇİN YAPTIK
Önemli olan Süleyman Şah'ın bu milletin kalbinde olan yerdir makamdır. O topraklar başka devletin sınırları içinde kaldığında bile bu ülke buna sahip çıkmışsa herkesin de buna saygı duyması gerekir. Biz, o türbeyi sınırımıza yakın bir yere taşımakla hiç bir hakkımızdan iddiamızdan vazgeçmiş değiliz. Askerlerimizin can güvenliğini temin, türbe için bu nakli yaptık. Bu milli bir meseledir. Bunu günlük siyasete alet edenler herşeyden önce Süleyman Şah'ın manevi hatırasına saygısızlık içindedirler. Bir kez daha bu ülkenin bu milletin hayrına söyleyecek sözleri olmayanları sizlere bırakıyorum. Anadolu'nun vatanımız olmasını sağlayan büyük kahramanlarımızdan biri olan Süleyman Şah'ı da rahmetle yad ediyorum. O türbeyi yaptıran Abdülhamit Han'ı da rahmetle anıyorum.
Ben belediye kökenli bir siyasetçiyim. Başbakanlık dönemimde de mahalli idari yönetimlere özel önem verdim. Mahalli idareler konusunda çıkardığımız reform niteliğindeki kanunlarla bu alanda önemli bir adım attığımıza inanıyorum. Bugün de muhtarlarımızdan başlayarak tüm mahalli idaremizin yanında olduğumu belirtmek istiyorum. Siz demokrasinin ilk basamağısınız. Bunun için muhtarlarımızı en iyi hizmet şartlarına kavuşturmamız gerekiyor.
MUHTARLAR İÇİN YENİ SİSTEM HAZIRLADIK
İçişleri Bakanlığı'mız yeni bir sistem geliştirdi. Adı Muhtar Bilgi Sistemi. Geçtiğimiz toplantıda muhtarlarımıza tanıtımı yapılan sistemin kamu kurumlarından yapılacağı taleplerin kayıt altına alınmasını ve takibini sağlıyor. Bu vesile ile taleplere kulak asmayan belediye başkanlarını, kaymakam ve valileri İçişleri Bakanlığımız direk görüp takip edecek. Muhtarlarımıza yardımcı olan herkese teşekkür ediyorum. Onlara zorluk çıkartan herkesi de buradan ikaz ediyorum. Muhtarı karşısına alan mahalleliyi de yani milleti de karşısına alır. Milleti karşısına alanın da iflah olması mümkün değildir. Akıllı idarecinin yapacağı iş muhtarımızın mahalle halkı için getirdiği tüm talepleri dikkatle dinlemek gereğini yerine getirmektir benden söylemesi. İşte milletin sesine kulak vermeyenlerin hali ortada.
BAŞKANLIK BİZİM GENLERİMİZDE VAR
Başkanlık sistemi bizim genlerimizde aslında Başkanlık sistemi vardır. Tarihimizden gelen böyle bir sistem vardır. Parlamenter demokraside de dünyadaki örneklere baktığımızda bir yere kadar bir şeyi yakalarsınız. Bu istikrar olur, şu olur bu olur. Bir yere geldikten sonra orada patinaj başlıyor. Daha ileri gödemiyorsunuz. Çünkü bir kilitleme söz konusu. Şuanda İç güvenlik yasası Torba Yasa Meclis'te görüşülüyor. 312 Milletvekilini 220 milletvekili kilitliyor ve şuanda malesef millet meclisinde akla hayale gelmez hakaretler küfürler yapılabilecek kadar ileri gidenler var. Böyle bir edep dışı bir yaklaşım olabilir mi. Biliyorlar ki biz bu işi başaramayacağız. Er yada geç bu Torba Yasa çıkacak o zaman boşluklardan nasıl istifa ederiz de bunu engelleriz. Düşünün masanın üzerindeki çanı kırıp daha ileri kadar gidebiliyorlar. Kimisi teröristlerin yüzlerine taktığı maskeyi parlamentoda yüzüne takıyor. O zaman senin terör örgütünden ayrı yanın ne? Bunlar da onu savunuyor onların uzantısı. Ondan sonra özgürlükler diyorlar, demokrasi diyorlar. Sizin böyle bir derdiniz yok. Derdiniz terör estirmek suretiyle Meclis'i kilitlemek. Bakıyorsunuz orada bir şey var. Anamuhalefet, diğer muhalefet partileri ve paralel yapı dördü birleşmiş bunu nasıl tıkarız acaba diyor. Bunu aşmanın tek yolu başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemi olduğu anda bunu yapmak mümkün değil. Değişik uygulamaları var. Meksika'da Yasama Organı'nın başkanı Başkan. Yani bizdeki şeyi ile Cumhurbaşkanı Yasama organın yürütme organının başıdır. Çalışmalar nasıl diyorum biz halimizden memnunuz diyor. ABD'ye bakıyorsun orada demokrasi mi yok? Ekonomide ha keza ABD deniyor. Peki bunlar bu başarıyı nasıl yakaladı?
TEVAZUDAN FİRE VERMEYECEKSİN
Millet sen benim vekilimsin. Dolayısıyla millet olarak bize hizmet edeceksin. Olaya böyle bakıyor millet. Kalk milletvekili ol ondan sonra afra tafra yap. Daha mütevazi olacaksın. İster Cumhurbaşkanı ister başkan ol. Hiç bir zaman tevazudan fire vermeyeceksin. Ne olacak ya gideceğimiz yer iki metrekare mezar değil mi? Gittiğimizde imam efendi Cumhurbaşkanı niyetine mi diyecek er kişi niyetine diyecekler oraya gömüp gidecekler. Sen bu dünyada hoş bir sada bıraktıysan ne ala. Yoksa lanetler gelir arkandan. Ben milletin evini şereflendirdiğiniz için her birinize teşekkür ediyorum. Mahallenizdeki herkese selam ve muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum. Allah hepinizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.