Balyoz Davası'nda alnı secdeye gelen insanların kendilerine kumpas kurduğunu söyleyen Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, şöyle konuştu: "Türkiye'de en son aklıma gelecek şey, alnı secdeye varan insanların gelip de kendi ordularını bu hale getirecekleri asla hiç aklıma gelmedi. Benim geldiğim yer belli. Necmettin Erbakan bile 28 Şubat'ta çok eziyet çekmiş olmasına rağmen 'ben şikâyetçi değilim' dedi. O iklimden gelen insanların yalan ve sahte evraklarla Türk ordusunu bu hale getireceği hiç aklıma gelmezdi."
'CEZAEVİNDE AKLIMA GELMEYEN İNSANLARIN ORUÇ TUTTUĞUNU GÖRÜNCE ETKİLENDİM'
Cezaevindeki arkadaşlarından bahseden Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, birçok arkadaşının oruç tuttuğunu görünce etkilendiğini de anlattı. Nogaylaroğlu; "O kadar çok kamuoyu oluşturdular ki, bir ara ben bile asker olarak 'acaba bir şeyler var mı?' Diye sordum kendi kendime. Sonra tüm asker arkadaşlarımdan özür diledim. İnanın cezaevinde oruç tutacağı aklıma gelmeyen insanların nasıl oruç tuttuklarını gördüm. Günlerdir darbeci diye kodlanan insanların o halini görünce çok etkilendim."
'ERDOĞAN, BALYOZ ÜÇ VE DÖRT'TE BİRŞEYLERİN YANLIŞ OLDUĞUNU ANLADI'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlandığı sırada cezaevinde olduğunu söyleyen Nogaylaroğlu, Erdoğan'ın Balyoz üç ve dört'te bir şeylerin yanlış olduğunu anladı. Nogaylaroğlu şu ifadeleri kullandı: "Balyoz bir ve iki de Sayın Başbakan bir şekilde inandırıldığını düşünüyorum. Balyoz 3 ve 4'de birşeylerin yanlış olduğunu o da anladı. Bir arada hasta olmuştu. Hepimiz inşallah bir şey olmaz kendisine diye söyledik. Askerde herşey komutan sorumludur. Bu dönem de olan biten de siyasi iktidar sorumlu. Ama sorumlu olmak başka suçlu olmak başkadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın balyoz üç ve dörtten itibaren anladığını gördüm. Keşke 17 ve 25 Aralık'tan önce harekete geçseydi."
'28 ŞUBAT'TA YAPILANLAR DOĞRU DEĞİLDİ'
Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, 28 Şubat'ta yaşananların yanlış olduğunu da söylerken, Rahmetli Erbakan'a haksızlık yapıldığını vurguladı. Nogaylaroğlu; "36 yıl TSK'da görev yaptım. Ailemden aldığım kültürel kodlar var. Şu anda da başarılı olmasını istediğim Saadet Partisi'dir. Rahmetli Erbakan Hocam'ı evde de ağırladık. Geçmişte 'kanımız aksa da zafer İslam'dır' şeklinde çok bağırdık. Havalimanlarında çok karşılamıştım. Kendisi milli bir insandı. Bu ülkeye çok büyük hizmetleri oldu. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. İyi bir lider iyi bir önderdi. Ben o kültürel kodları hala taşıyorum. Cumhuriyet, laikliğe, sahip çıkılması gerekiyor. 28 Şubat'ta NATO'da görevliydim. Çok üzüldüm. Yapılanlar doğru değildi. Orada halkın yüzde 21 oyuyla iktidara gelmiş olan milli görüş tabanına yapılan baskılar yüzünden oylar yüzde 35'e çıktı. Katalizör etkisi yapmıştı." dedi.
'ÜZÜNTÜDEN ANNEMİ, BABAMI, TEYZEMİ KAYBETTİM'
Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Balyoz Davası yüzünden yaşadığı acıları da anlattı. Nogaylaroğlu; "Dava dosyasında içinde ismim yer aldığında üzüntüden babamı kaybettim. Cezaevindeyken de annemi kaybettim. Annemi kaybettiğimi de bana söylemediler. Benden gizlediler. Üçüncü bir acı da ne yazık ki, teyzemi kaybettim. Onların üzüntüsünü cezaevinde yaşamak zorunda kaldım." ifadelerini kullandı.
'ASKERİ DARBE PLANINA DAHİL OLMAZSANIZ SİZİ EMEKLİ EDERLER'
Emekli Tümgeneral Nogaylaroğlu, Türkiye'deki yapılan askeri darbelerden genelkurmay başkanı ve üç beş kuvvet komutanının sorumlu olduğunu da söyledi. Nogaylaroğlu, "Askeri darbelerden en tepedeki 3-5 kişi sorumludur. Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları sorumludur. Onun altındakilerin asla sorumluluğu yoktur. Korgeneraller dahil olamazlar. Planın dışındaki diğer Orgenerallar de bilmez. Siz dersiniz 'ben buna dahil olmam' diye o zaman sizi emekli ederler." dedi.
'TSK BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA YANLIŞ YAPTI, İNSANLARI BOŞUNA ÜZDÜ'
TSK'nın geçmişten bu yana uyguladığı başörtüsü stratejisinde yanlış yaptığını da söyleyen Emekli Tümgeneral Nogaylaroğlu, birçok insanı boşuna üzdüğünü dile getirdi. Nogaylaroğlu şunları kaydetti; "Şimdi adamı subay yapıyorsun, asker yapıyorsun, ailesini orduevine almıyorsun. TSK'nın tarihinde yaptığı en büyük stratejik hata başörtüsü konusuna angaje olmasıdır. Bu TSK'nın işi değildi siyasetin işiydi. Ne oldu şimdi durum değişti, TSK şimdi IŞİD mi kaynıyor yani ne oldu yani? Birçok insanı boşuna üzmüştür. Ordunun büyük bölümü yüzde 70-80'i annesinin başı örtülüdür. Kırsal kesimden gelenler oluşturur orduyu. Silahlı Kuvvetler bu işin içine girmeyecekti. Sen bir ülkenin yüzde 70'ini dışlayamazsın."
'CEMAAT ORDU DA KAMUFLE OLMUŞ DURUMDA'
TSK'daki paralel yapılanmayı da değerlendiren Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, ülkenin bekası için yapının temizlenmesi gerektiğini vurguladı. Nogaylaroğlu şunları kaydetti: "TSK'da kesinlikle cemaat yapılanması var. Elbette her sakal uzatanı şudur budur diye kodlarsak yanlış yapmış oluruz. Bizim davamızda yapılan hata ve toptancılık bu davalarda yapılmamalı. Bizim davamızın aciliyeti yoktu. Ama şimdi aciliyet var. Çünkü söz konusu Türk Ordusu… TSK'nın bu konu üzerinde ciddi durduğunu biliyorum. Diğer kurumlardan da daha önemli... Çünkü kimin şantaj altında olduğunu bilemezsiniz. Kimin hangi gün ne yapacağını bilemezsiniz. TSK'nın tedbir aldığını sanıyorum. Kesinlikle temizlenmesi lazım... Bize yapıldığı için söylemiyorum. Bu ülke ve millet için mutlaka yapılması lazım. Ben çocuklarımı, torunlarımı düşünüyorum. Ülkenin bekası için mutlaka temizlenmeli. Asker de bunları temizlemek çok zordur. Askeriye de açıktan 'ben şucuyum!' diyemezsiniz ki, kamufle olmuşlar. Titiz bir çalışmayla temizlenebilir. Yargı'dan ve polisten çok daha önemlidir. Herkesin bu konuda yardımcı olması lazım… Hayati öneme haiz."
'HUDSON ENSTİTÜSÜ'NDEKİ OLUŞTURULAN ALGI CEMAATİN İŞİYDİ'
Programda ABD'deki paralel örgütlenmeyle ilgili çarpıcı bilgiler de veren Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıda oluşturulan algının ilk kumpasın başlangıcı olduğunu söyledi. Nogaylaroğlu; "Kumpas bence önce cemaatin içine yapıldı. Kumpas ekibi cemaati hedef aldı ve cemaati ele geçirdi. Amerika'da 100 tane Amerika var. 2 yıl ateşelik yapmış bir isim olarak söylüyorum. Bu işlerin içinde 2 tanesi var. Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıdan sonra oluşturulan algının kumpas dizisinin ilk serilerinden biridir. Orada cemaat ile bir beraberlik söz konusu. Hudson'daki iddia edilenlerin hiçbir konu konuşulmadı. Ben o toplantıdaydım. Henry Barkey Türkiye ile ilgili ne varsa işin içinde. Yasemin Çongar haberi yaptığında 'ben kaynağımın arkasındayım' dedi. Kaynağı kim Henry Barkey. Başka söze gerek var mı? Cemaatin faktörü işte!... Cemaatin kumpasçı grubunun Amerika'da temizlenmesi gerekiyor. O algının kırılması lazım." şeklinde konuştu.