Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) 2011'de gönderilen isimsiz ve imzasız mektupta, Kartal Adliyesi'nde görevli, aralarında Savcı Aydın Aktaş'ın da bulunduğu, başsavcı, mahkeme başkanı, hâkim ve savcıların çete kurdukları, mafya ve fuhuş şebekelerinden rüşvet aldıkları, iş takibi, her türlü yolsuzluk ve usulsüzlüğü yaptıkları, ayrıca Tuzla, Pendik, Kurtköy ve değişik yerlerde zaman zaman toplanıp fikir alışverişinde bulundukları belirtildi. Aktaş ve diğer hukukçuların kumara düşkün olduğu, adliyedeki ihaleleri kendi adamlarına verdirdikleri iddiaları da bu mektupta yer aldı. İddilar üzerine Sırrı Sakık, milletvekili Ensar Öğüt, eski HSYK baş müfettişi Mehmet Yılmaz, Bakırköy Başsavcısı Selami Hatipoğulu, eski HSYK başkan vekili Mehmet Sıraç Aslan, eski HSYK başkanvekili Abdulkadir Güngüren, eski Kartal Başsavcısı Yusuf Ulu, eski Kartal 1. Ağır Ceza ve Komisyon Başkanı Nevzat Aygün, eski Kartal 3. Ağır Ceza Başkanı Nurettin Turan, Anadolu Cumhuriyet Savcısı Ahmet Yiğit, Kadtal Cumhuriyet Savcısı Aydın Aktaş ve çok sayıda hâkim ile savcının 2 yıl boyunca dinlendiği ortaya çıktı. Dinlenen bazı savcı ve hâkimler istifaya zorlanırken, bazılarının da yerleri değiştirildi. Küçükçekmece Adliyesi'ne yollanan savcı Aktaş, 1 yıl sonra Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na döndü. Aktaş, HSYK'ya yaptığı başvuru mektubu yollayanın Paralel çeteye muhbirlik yaptığı ortaya çıkan Ahmet Yavuz olduğunu öğrendi.
DAVA AÇILDI
Aktaş, işçi emeklisi Yavuz hakkında 100 bin liralık tazminat davası açtı. Kendisine ağır hakaret ve iftirada bulunduğu gerekçesiyle de şikâyetçi oldu. Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatılan soruşturma sonucu Yavuz hakkında "iftira ve hakaret" suçundan 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın, Paralel örgütün "isimsiz mektup" kumpaslarını çökertmesi açısından önemli olduğu vurgulandı. Davanın ilk duruşması dün görüldü. Duruşmaya katılmayan Yavuz'a Aktaş tarafından şok sorular yöneltildi. Yavuz'un operasyonda görev alan "en masum kişi" olduğunu vurgulayan Aktaş, "Bu kişi hangi hâkim ve savcının hangi dosyaya baktığını, hangi mahkemede görevli olduğunu, hangi personelin nerede çalıştığını bilemez. İçimizde bir takım özel görevli kişiler, özel görevli tanıklar olmasaydı bu şekilde ipe sapa gelmez iddialar ileri sürülmezdi" dedi.