Demir bilye ve sapan artık suç unsuru
Pakette yer alan düzenleme ile eylemlerde havai fişek ve sapan bulundurulmasından yüzünü kapatanlara kadar verilen cezalar artırılıyor.Mevcut düzenleme:
Tasarı:
"a- Ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dahil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik ve çubuklar, boğma teli veya zincir, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeler taşıyarak veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesaire unsurlarla örterek katılanlar iki yıl altı aydan dört yıla kadar,Gösterilere kimliğini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen kapatarak veya kısmen bez gibi unsurlarla örterek katılanlara, Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik yapılarak 3 ila 5 yıl hapis cezası verilecek. Kişi eğer eyleme hem yüzünü kapatıp katılıyorsa hem de yanında her türlü silah, molotof, benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı maddeler bulunduruyor ve kullanıyorsa verilen hapis cezası 4 yıldan az olamayacak.
Etkisiz kılmak için silah kullanma yetkisi
Eylemlerde suç unsuruna giren malzemelerin tanımı genişletilirken bazı koşullarda polisin müdahale şekilleri de tasarıyla genişletiliyor. Mevcut uygulama 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun 16'ıncı maddesine göre yapılıyor.Zor ve silah kullanma
"Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya saldırıya teşebbüs edenlere karşı, saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde,"
Genel Kurul gündemindeki düzenlemeye göre polis, kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, okullara, kamu binalarına, yurtlara ve ibadethane gibi yerlere molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldırıda bulunulması halinde bunlara "etkisiz kılacak şekilde" silah kullanarak müdahale edebilecek.Ayrıca eylemlerde suçluların tespiti ve kalabalıklar dağıtıldıktan sonra yakalama işleminin yapılabilmesi için, eylemde boyalı su kullanabilecek. Mevcut maddede polisin müdahale araçları, "kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fiziki engeller, polis köpekleri, atları ile sair hizmet araçlarını" kapsıyor. Tasarı ile bu araçlar arasına basınçlı ifadesinin hemen arkasından gelmek üzere "ve veya boyalı" ibaresi de ekleniyor.
Arama yetkisinde değişiklik
Yürürlükteki düzenlemeyle suç şüphesi ile durdurulan kişinin üzeri hâkim ve savcı kararı olmadan aranamazken, bu tasarı ile polisin yetkisi artırılıyor.Mevcut düzenleme:
Bulundurulması ve taşınması yasak olan suç aletlerini taşıdığından şüphelenilen kişinin üstü, eşyası ve aracının dışarıdan bakıldığında görünmeyen yerlerinin aranması için gereken hâkim veya savcı kararının alınmasının zaman aldığı ve mağduriyete yol açtığı gerekçesiyle bu maddede değişiklik yapılıyor.
Gerekçelerden biri de, "Arama kararı verilmeyen hallerde suç örgütleri tarafından uyuşturucu, silah ve bombaların taşınmasına engel olunamamakta ve suç işlenmeden önce gerekli önlemlerin alınamaması durumu ile karşı karşıya kalınmaktadır" olarak ifade edildi. Bu kapsamda maddeye bir fıkra daha eklenerek söz konusu aramanın yapılabilmesi için kolluk amirinin sözlü emri yeterli hale getirildi.
"Ancak el ile dıştan kontrol hariç, kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması; İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dahilinde mülki amirin görevlendireceği, kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emriyle yapılabilir. Kolluk amirinin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Bu fıkra kapsamında yapılan araç aramalarına ilişkin olarak kişiye arama gerekçesini de içeren bir belge verilir."
Eylemi önlemek içinPolise suç işlenmesini engellemek için verilen, hakkında şüphe görülen kişiler ile ilgili yetkide de değişiklik yapılıyor. Mevcut düzenleme ile aralarında "haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama veya tutuklama kararı bulunanlar, halkın rahatını bozacak şekilde sarhoş olanlar, polisin kanunlara uygun olarak aldığı tedbirlere karşı gelenlerin" de bulunduğu kişilere karşı uygulanan bu yetkinin kapsamı, "Başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürenler" de kapsama alınarak genişletiliyor. Ayrıca yine mevcut düzenlemede polise bu kişiler için verilen, "Yakalar ve gerekli kanuni düzenlemeleri" yapar yetkisi, "eylemin veya durumun niteliğine göre; koruma altına alır, uzaklaştırır ya da yakalar ve gerekli kanuni işlemleri yapar" şeklinde değiştiriliyor.
Polise ifade alma yetkisi
Yürürlükteki düzenlemelere göre polisin ifade alma yetkisi sınırlı.Mevcut madde:
"Polis yaptığı tahkikat esnasında ifadelerine müracaat lazım gelen kimseleri çağırır ve kendilerine lüzumu olan şeyleri sorar."Tasarı:
"Polis; müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini, talepleri halinde ikâmet ettikleri yerlerde veya işyerlerinde de alabilir. Bu fıkranın kapsamı ile uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar İçişleri Bakanlığı'nca belirlenir."
Bu düzenlemenin yapılması için gerekçe, "Bu sayede müşteki, mağdur veya tanıkların polis merkezlerine kadar götürülmesiyle işgücü veya zaman kaybetmelerinin önlenmesi amaçlanmıştır" sözleriyle ifade edildi.
Tasarı ile eylemlerde meydana gelen maddi zararların artık devlet tarafından karşılanmasına da son veriliyor. Kamu, gerçek veya tüzel kişilerin mallarına verilen ve devlet tarafından karşılanan zararlar artık sorumluları tarafından ödenecek.Telefon dinleme
Mevcut düzenleme:
"Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, yirmi dört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır."Valilerin yetkisi artırılıyor
Tasarı:
"Vali, lüzumu halinde, kolluk amir ve memurlarına suçun aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emirler verebilir. Kolluk bu emirleri mevzuatta belirlenen usule uygun olarak yerine getirir.Valinin talimatlarına uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırım ile ilgili de yeni bir düzenleme yapıldı. Bu doğrultuda İl İdare Kanunu'nun 66'ıncı maddesinde değişiklik yapıldı.
Mevcut düzenleme:
"İl genel kurulu veya idare kurulları yahut en büyük mülkiye amirleri tarafından kanunların verdiği yetkiye istinaden ittihaz ve usulen tebliğ veya ilan olunan karar ve tedbirlerin tatbik ve icrasına muhalefet eden veya müşkülat gösterenler veya riayet etmeyenler, mahalli mülki amir tarafından Kabahatler Kanunu'nun 32'inci maddesi hükmü uyarınca cezalandırılır."Atıfta bulunulan Kabahatler Kanunu'nun 32'inci maddesi ise, "Yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu cezaya emri ceren makam tarafından karar verilir" diyor.
İç güvenlik paketine eklenen madde ile ise bundan böyle valinin emirlerine itaat etmeyen kişilere hapis cezası verilebilecek. Bu doğrultuda İl İdaresi Kanunu'nun yukarıda yer alan maddesine şu ifadeler eklendi:Tasarı:
Polise gözaltı inisiyatifi yetkisi
Tasarı polisin gözaltı yetkisini de genişleten düzenlemeler içeriyor. Halen uygulanmakta olan sistemde gözaltı uygulaması Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu'nun 91'inci maddesine göre yapılıyor.Mevcut düzenleme:
Bu düzenlemenin neden değiştirilmeye ihtiyaç duyulduğuna ilişkin madde gerekçesinde şu ifadelere yer verildi, "Gözaltı yetkisinin bu haliyle, kolluğa suç soruşturmasında hiçbir inisiyatif vermemekte, acele işlemlerin dahi yapılmasına engel teşkil etmektedir. Özellikle suçüstü hallerinde, faillerin sadece ifadelerinin alınarak serbest bırakılması ve evrakın savcılığa gönderilmesi toplumda infial yaratabilmekte, bazen kasten yaralama gibi basit suçlardan büyük toplumsal olaylar meydana gelmektedir."
Buradan yola çıkarak CMK'nın 91'inci maddesinde değişiklik yapıldı.Tasarı:
"Suçüstü halleriyle sınırlı olmak kaydıyla; kişi hakkında aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar, şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate kadar gözaltına alınma kararı verilebilir. Gözaltına alma nedeninin ortadan kalkması halinde veya işlemlerin tamamlanması üzerine derhal ve her halde en geç yukarıda belirtilen sürelerin sonunda Cumhuriyet Savcısı'na yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir. Kişi serbest bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre işlem yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat, toplu olarak işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim karşısına çıkarılır."