Hakkında yakalama kararı bulunduğu için gözaltına alındığı sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret içeren tweetler attığı iddiasıyla eski AK Parti Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran'ın, ''Cumhurbaşkanına alenen hakaret'' ve ''tehdit'' suçlarından 6 yıl 8 aya kadar hapiscezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Feyzi İşbaşaran ve avukatı Muzaffer Değirmenci ile müşteki Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız katıldı.
Duruşmada, soruşturma sürecinde tutuklanan İşbaşaran'ın, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 20 Ocak tarihli kararıyla yurtdışına çıkış yasağı konularak tahliye edildiği tutanağa geçirildi.
İŞBAŞARAN'DAN ASILSIZ İDDİALAR
Savunması alınan Feyzi İşbaşaran, suçlamayı ve tweetleri attığını kabul etmedi. Olay günü otelde yattığı sırada, 05.30 civarında kapısının polisler tarafından araması olduğu gerekçesiyle çalındığını ifade eden İşbaşaran, polislere nereden geldikleri anlamında "Siz nerenin polisisiniz" diye sorduğunu, aralarında ismi "Şeref" olan birisinin "Biz Tayyip Erdoğan'ın polisiyiz, maaşlarımızı ondan alıyoruz" dediğini aktardı. İşbaşaran, kimlik göstermelerini istediği polislere "Siz devletin polisisiniz, böyle bir şey söyleyemezsiniz" dediğini kaydetti.
"POLİSLER TELEFONU MU KULLANDI"
Polislerin daha sonra kendisini karakola götürüp telefonuna el koyduklarını belirten İşbaşaran, "Sonra şarja takıp telefonumu kullandıklarını gördüm. Oradaki polislerin hepsi de telefonlarımı kullandı. Gece telefonum yok oldu, polisler arasında bir panik başladı. Sonra mahkeme kararıyla telefonuma el konulduğunu öğrendim. Telefonda inceleme yapılmış. iPad'imin de olduğunu söyledim, onun da alınıp incelenmesini teklif ettim. Otele giderek onu da aldılar" diye konuştu.
YAZDIKLARINI KABUL ETMEDİ
Milletvekilliği yaptığı, cumhurbaşkanı ve başbakanlık başdanışmanlık görevlerini yürüttüğü, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile bazı konularda ters düştüğü için AK Parti milletvekilliğinden istifa ettiğini kaydeden İşbaşaran, "Cumhurbaşkanı'nı herhangi bir şekilde ne tehdit ettim ne de hakaret ettim. Ben siyaseti, cumhurbaşkanı makamının ne olduğunu bilen biriyim. iPad ve telefonum kullanılmak suretiyle mevcut cumhurbaşkanına söylenen hakaret ve tehditleri yapmış olabilirler. Kesinlikle ben yapmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
Adnan Oktar'ın kendisi aleyhine program yaptığını ve bu yüzden aranan kişi olduğunu öne süren İşbaşaran, "O nedenle gözaltına alındığım sırada Adnan Oktar ve müritleri tarafından mutlaka takip edildim. Yakalandığım anlaşıldı. Twitter'da bana hakaretler başladı" şeklinde savunma yaptı.
Sanık Feyzi İşbaşaran, beraatini istedi.
"SANIK CEZALANDIRILSIN"
Hakkında verilecek hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararını isteyip istemediği sorulan İşbaşaran, öncelikle beraatine, aksi takdirde bu hükmün uygulanmasına karar verilmesini talep etti.
İşbaşaran'ın avukatı Muzaffer Değirmenci, "Karşı tarafın Cumhurbaşkanı olmasını göz önünde bulundurmayın. Her yerde eşit muamele görmek istiyoruz" diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davaya katılması talebinin reddedilmesini, dava konusu telefon ve iPad'in incelenerek bilirkişi raporu alınmasını, müvekkiliyle ilgili duruşmalara gelme zorunluluğu ile yurtdışına çıkış yasağı kararının kaldırılmasını talep etti.
Müşteki Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız ise davaya katılmalarına karar verilmesini isteyerek, "Tweetler sanığın telefonu ve iPad'inden atılan tweetlerdir. Tweetlerin Adnan Oktar ve müritleri tarafından atıldığı iddiasını kabul etmiyoruz. Sanığın cezalandırılmasına karar verilsin" dedi.
Avukat Ferah'ın beyanı üzerine tekrar söz alan sanık İşbaşaran, "Tweetler Adnan Oktar ve müritleri tarafından atılmıştır" demediğini ifade ederek, "Polisler tarafından atıldığından şüpheleniyorum" diye konuştu.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, Twitter'dan anlayan 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak, emanetteki sanığa ait telefon ve iPad'in incelenmesini, bunların dosyadaki mevcut raporlarla karşılaştırılarak, tweetlerin sanığın cihazlarından atılıp atılmadığının hususunda yeni bir rapor yazılmasını kararlaştırdı.
Sanık İşbaşaran'ın yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini red ve duruşmalara gelme zorunluluğunu kaldırılması talebini ise kabul eden mahkeme, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, 7 Aralık 2014'te hakkında yakalama kararı bulunduğu için gözaltına alınan İşbaşaran'ın otelde gözaltına alındığı sırada, polis merkezinde ve mahkeme işleri için adliyeye intikal ettirileceği sırada Twitter hesabından Cumhurbaşkanı'na hakaret ve tehdit konulu mesajlar attığının bildirildiği kaydediliyor.
İşbaşaran'ın bu suçtan gözaltına alındığı ve suça konu tweetlerinin incelenmesi için mahkeme kararı ile cep telefonu ile iPad'ine el konulduğu ve imajının alındığı vurgulanan iddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren tweetlerin, şüphelinin el konulan iPad'inden atıldığının ve daha sonra ise silindiğin tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, İşbaşaran'nın, Cumhurbaşkanı'na ve eşini de kastederek Twitter hesabından yazdığı yorum ve yazıların büyük bölümünün, Türk toplumu ve devletinin geleneklerine, devlet yapısına, toplumsal değerlerin bütününe aykırı nitelikteki ağır, galiz küfürler ve tehdit içerdiği öne sürülerek, bu şüphelinin ''Cumhurbaşkanına alenen hakaret'' ve "tehdit'' suçlarından 1 yıl 8 aydan 6 yıl 8 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.