Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, özel yetkili mahkemelerin geri getirilmesinin söz konusu olmadığını, yargıda ihtisaslaşmanın sağlanacağını söyledi. Bozdağ, 17 Aralık darbe girişimi için de "Olmasaydı, Gülen Humeyni'nin İran'a dönüşü gibi Türkiye'ye dönebilirdi" dedi. Adalet Bakanı Bozdağ, konuk olduğu Anadolu Ajansı'nın "Editör Masası"nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bozdağ'ın yargıdaki Paralel Yapılanma'dan, 17 Aralık savcısı Celal Kara'nın son açıklamalarına kadar farklı konularda yaptığı çarpıcı değerlendirmeler özetle şöyle:
TÜRKİYE 17 ARALIK'TA 'DUR' DEDİ:
Eğer 17 Aralık olmasaydı veya geç olsaydı, millet bu yapılanmanın Türkiye içinde eriştiği gücün farkına varmamış olsaydı, Fethullah Gülen Pensilvanya'dan Türkiye'ye, Humeyni'nin İran'a dönüşü gibi dönebilirdi. Bu açıdan baktığımızda 17 Aralık, Türkiye'nin böylesi bir dönüşüme 'dur' dediği gün de olmuştur. Devlet ve bütün kurumlar bu anlamda tehlikenin, tehdidin farkına varmıştır, ona göre vaziyet almıştır.
YARGI DA PARALEL'DEN RAHATSIZ:
Bazı hakim ve savcıların yaptığı yargılamalar nedeniyle yargının tamamı sanki Paralelmiş gibi bir algı oluşturulması da gerçekten burada fedakarlıkla görev yapanlara bir haksızlık oluşturur. Hakim ve savcılarımız da yargı içerisinde böylesi bir yapılanmanın varlığından fevkalade rahatsızlar. Onlar da böyle bir yapının oluşmaması, güç bulmaması için elbette titiz bir hassasiyet içindeler.
ÖZEL YETKİLİLER GERİ GELMEYECEK:
Özel yetkili mahkemeler; hakimleri özel, savcıları özel, yargılama usulü özel, soruşturma usulü özel imtiyazlı mahkemelerdi. Biz, soruşturmadaki ayrıcalıkları tamamen kaldırdık. HSYK'da yürütülen çalışma kesinlikle özel yetkili mahkemelerin yeniden dönüşü değildir. Yargıtay ve Danıştay yıllardır bu ihtisaslaşmayı uyguluyor. Şu anda ceza hukukunda da yapılmak istenen öylesi bir ihtisaslaşmayı sağlamaktır. Yoksa özel yetkili mahkemeleri gerisin geriye getirmek kesinlikle değildir. Bu bir algı operasyonudur, bundan sonra bu konu üzerinde pek çok yayın ve çarpıtma yapılacağını ben de tahmin ediyorum.
O SAVCININ İTİRAFNAMESİDİR (17 Aralık Savcısı Celal Kara'nın açıklamaları için):
Açıklamalarda, "soruşturma" kılıfı altında, hükümete karşı nasıl bir operasyon yürütüldüğü, nasıl bir stratejiyle hareket edildiğinin ip uçları çok net bir şekilde görülecektir. Oradan, kendi düşüncesine göre Sayın Cumhurbaşkanımızı nasıl bir yerde konumlandırdığını ve onu nasıl mahkum edeceğini söylüyor. Bir yandan bakıyor, 'Elde bir delil yok' diyor. Ama öte yandan da 'Ben analizimle onu bir yere oturtacaktım' diyor. Bu şu demektir; 'Ben bu konuda kararımı zaten verdim, soruşturma süresince bu kararımı teyit edecek deliller arıyorum. O delilleri bulamadığım için de harekete geçemedim.' Bu soruşturmanın 17 Aralık'ta neden yapılması gerektiğine baktığımızda da açıkça itiraf ediyor. Nasıl bir algıyla hareket ettiğini sayın savcının, hep beraber orada görüyoruz. Bu ifadeler, bir savcının tarafsızlığını nasıl yitirdiğinin bana göre itirafnamesidir.
ABD İŞBİRLİĞİNİN GEREĞİNİ YAPMALI:
İade ile kırmızı bülten talebinin eş zamanlı yapılmasının daha faydalı olacağını değerlendiriyoruz. ABD ile Türkiye iki müttefik ülke, bugüne kadar pek çok alanda ciddi işbirliklerimiz var, adli yardımlaşma konusunda işbirliklerimiz var. Şimdiye kadar ABD'nin bizden istediği iadeler ve adli yardım talepleri konusunda Türkiye olumlu yaklaştı. Gülen'le ilgili iade talebi ve kırmızı bülten çıkarılması üzerine ABD'nin Türkiye ile ilgili bu olumlu ilişkileri sürdürebileceğine, sürdürmesi gerektiğine inanıyorum. Biz Türkiye olarak bu hukuka, ikili anlaşmalara Türkiye nasıl uyuyorsa ABD'nin de uygun davranmasını bekleme hakkına sahibiz.
"MİT TIR'LARI OLAYI İHANETTİR"
Bütün bunların sebebini vatandaş olarak, Adalet Bakanı olarak soruyorum. Sadece muhbiri doğru yerine koyup, hareket eden, kanunu bir tarafa atıp, kendi keyfine göre hareket etmesini sağlayan güç nedir, kimden bu talimatı aldılar? Anayasa, yasa bu yetkiyi vermiyor. Neden yapıldı bu kanun çiğnemeleri? Türkiye'yi teröre yardım eden bir ülke olarak göstermek için yapılmıştır, birinci nedeni budur. İkinci nedeni Türkiye'nin Başbakanı'nı, hükümetini uluslararası mahkemelerde yargılatacak bir süreci başlatmak, orada yargılanmasını sağlamak. Üçüncü bir nedeni de Türkiye'nin istihbarat teşkilatına güvenenlere bir mesaj verilmek istendi. 'Siz Türklere güvenmeyin, onlar kendi ülkelerinde bir yerden bir yere TIR dahi sevk edemiyorlar' dedirtmek gibi birtakım hedefleri var. Bunların her biri bu ülkeye ihanettir.