Hollanda basını olaydan sonra Burger'in, 20 kişinin ölümünden sorumlu olduğunu iddia eden haberlere yer verdi. En ilginç rastlantıysa '24 Ocak' tarihi oldu. Ünlü bir bira markasının sahibini kaçıran kişilerden olduğu öne sürülen Cor Van Hout, 24 Ocak 2003'te saat 13.44'te öldürülmüş ve cinayetin Panama'da saldırıya uğrayan Akgün'ün arkadaşı Burger tarafından işlendiği iddia edilmişti. Burger'in, tam 12 yıl sonra aynı gün ve saatte saldırıya uğraması, Hout'un intikamı olarak yorumlandı ve bunun bir tesadüf olmadığı belirtildi.
AKGÜN VE BURGER PASAJ DAVASI SANIĞIYDI
Hollanda tarihinin en büyük adli soruşturmaları arasında yer alan 'Pasaj' davasında, Ali Ekber Akgün ile Sjaak Burger de sanık olarak yer alıyordu.
Akgün ve Burger, Hollanda yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Willem Holleeder ve Dino Soerel'le birlikte, kanlı hesaplaşmalara imzasını atan bir organize suç örgütünü yönetmekle suçlanıyordu. Soruşturmada Burger ve Akgün serbest bırakılmıştı ve temyiz davasını bekliyorlardı. Pasaj davası, 5'i 1993 yılında, 2'si de 2005 ve 2006 yıllarında işlenmiş 7 cinayeti kapsıyordu. O dönem birçok cinayette silah temin ettiği öne sürülen Sjaak Burger'in, ayrıcılıkçı terör örgütleri IRA ve ETA ile de ilişkileri olduğu iddia edilmişti.
'KOMISER' LAKAPLI DINO SOEREL KİMDİR?
Dino Soerel, geçen yıl Türkiye üzerinden Hollanda'ya giden 2 ton uyuşturucunun ihbar edilmesi sonucu Yunanistan'da yakalandı. Soerel, yakalanan uyuşturucularının Akgün tarafından ihbar edildiğini düşünüyordu. İkinci olaydaysa 500 kilo uyuşturucu Edirne'de sınır kapısında ihbar üzerine ele geçirildi. Son olaysa 1 ay önce Rotterdam Limanı'nda 230 kilo uyuşturucunun ihbar üzerine yakalanması oldu. 55 yaşındaki 'Komiser' lakaplı uyuşturucu baronu için Hollanda'da kullanılan bir diğer lakap da 'Uyuşturucunun Kralı'. Polisin peşinde olduğu Dino Soerel, 2010 yılında düzenlenen operasyonla gözaltına alındı ve tutuklandı. Emirleriyse cezaevinden veriyor.
İSTİNYE CİNAYETİ NASIL ÇÖZÜLDÜ?
İstinye'de 24 Aralık'ta aracının içinde öldürülen Ali Ekber Akgün cinayeti 34 gün sonra çözüldü. Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği ekipleri cinayetten sonra, Akgün'e saldıran aracı terk edilmiş olarak buldu. Aracın saldırıdan 10 gün önce Bayrampaşa'dan çalındığı belirlendi. Araçta detaylı parmak izi çalışması yapıldı. Otomobilde bulunan bir adet plastik eldivendeki parmak izi incelemeye alındı. Olay yerindeki kamera görüntüleri ve çevredeki tüm cep telefonu kayıtları da incelendi. 48 saat sonra tetikçinin kimliği tespit edildi. Olayı gerçekleştiren kişinin Necip G., aracı kullanan kişinin de Şahin A. olduğu anlaşıldı.
10 KEZ TELEFON DEĞİŞTİRDİLER
Zanlıların bağlantılarını tespit etmek için soruşturma derinleştirildi. Akgün'ün bağlantılı olduğu Hollandapolisiyle bilgi alışverişi yapıldı. 4 gün sonra tetikçinin kaldığı yer belirlense de bu adresi terk ettiği anlaşıldı. Yakalanamamalarının nedeni sık sık cep telefonu değiştirmeleriydi. Necip G. ile Şahin A., olay yerinde kullanılan 'patates hat' diye tanımlanan telefonlar üzerinden takip edildi. Zanlıların cinayet sonrası 10 kez kart değiştirdikleri saptandı. Telefon ve sinyal bilgileri üzerinden tespit edilen şüphelilerin izini süren polis, şüphelilerin irtibatlarıyla yaptıkları görüşmeden sonra hem SIM kart hem de cihazlarını attıklarını tespit etti.
PATATES HAT NEDİR?
Başkalarının kimlik bilgileri kullanılarak alınan hatlardır. Daha çok polisin yaptığı dinlemelerden kaçınmak isteyen kişiler tarafından kullanılır. Genellikle ihtiyaç giderildikten sonra bir daha kullanılmaz.
OPERASYON DÜZENLENDİ
Telefon takiplerinin ardından zanlılara yardım ve yataklık yapan kişiler belirlenince, önceki gün düğmeye basıldı. İstanbul ve Ankara'da eşzamanlı operasyonlar düzenlendi. Tetikçi Necip G. ve şoför Ş.A.'nın da aralarında bulunduğu 6 kişi gözaltına alındı. Necip G.'nin üzerinden çıkan ruhsatsız silah kriminal laboratuvara gönderildi. İlk sorgularında zanlılar cinayeti kabul etmese de kullandıkları otomobilden elde edilen deliller cinayetin aydınlatılması için yeterli oldu. 4 kişi savcılıktan serbest bırakılırken. Necip G. ve Şahin A. tutuklandı.
ORGANİZATÖR KUZEY IRAK'A KAÇTI
Zanlıların, saldırı için Akgün'ün aracıyla geçtiği noktalarda keşif yaptıkları belirlendi. Polis araştırmasında, R.U. adlı kişinin ismine de ulaştı. İddialara göre R.U., yurtdışındaki baronlardan Akgün'ün öldürülmesi için talimat aldı ve para karşılığında suikastı organize etti. Tetikçiyi bulduktan sonra, Akgün'ün hangi evde kaldığı, hangi aracı kullandığı bilgilerini şüphelilere verdi. Olayı gerçekleştiren zanlıların kullandığı araç ise 10 bin TL'ye bir başka hırsızlık grubundan satın alındı. Cinayetin ardından R.U. Kuzey Irak'a kaçtı.
"BENİ İKİ CİNAYETLE İLİŞKİLENDİRMEK İSTEDİLER"
Hollanda'dan Türkiye'ye izne gelen 50 yaşındaki A.Ö., uyuşturucu çetesi lideri olmak suçundan tutuklanıp cezaevine konuldu. 7 yıl hapis yatan A.Ö., 6 ay önce tahliye oldu. Hakkında yurtdışına çıkış yasağı bulunan Ö., bir daha Hollanda'ya dönemedi.
Son dönemdeki cinayetlerde adının azmettirici olarak anılmasını komplo olarak değerlendiren A.Ö., İstinye'de öldürülen Ali Ekber Akgün ile tanışıklığını şöyle anlattı: "Hollanda'daki Türkiyemspor'un sponsoruydum. Ali Ekber bu takımda futbolcuydu. Onunla problemim olmadı. Tek sorun; Ergün isimli bir arkadaşım vardı. Hollandalı eşi, daha önce Ali'yle birlikteymiş. Ergün ile çocukları oldu. Bu kadın her dayak yediğinde Ali'nin yanına gidiyormuş. Ergün bana anlattı. Ben de giderek, Ali'yi uyardım. Ağır konuştum. Bunu unutamamış. Hollanda'daki gazetelerden tetikçi tuttuğunu okudum. Şikâyetçi bile olmadım. Aramızdaki tek bu mesele oldu. Tetikçinin ortaya çıkmasıyla dağılmaya başladılar."
'POLİSLE ÇALIŞIYORLARDI'
Kees Houtman adındaki zengin Hollandalı arkadaşını, 2005 yılında Ali Ekber Akgün'ün de aralarında bulunduğu arkadaş grubunun öldürdüğünü öne süren A.Ö., iddialarını şöyle sıraladı: "Haraç alıp bunu sürdürmüşler. Houtman gelip durumu anlattı. Polise anlatmasını söyledim. Houtman, polise ifade verdikten sonra öldürüldü. Bunları polise şikâyet eden karakoldan çıkınca öldürülüyordu. Hollanda polisi, Houtman'ı; Ali'nin ve diğerlerinin öldürdüğünü söylememi istedi. Çünkü delilleri yoktu. Kabul etmedim. Hollanda polisi, destek vermediğim için şirketlerimi rahatsız etmeye başladı. Bu kişiler polisle çalışıyordu. Yoksa bu kadar büyüyemezlerdi. Avukatım, bir süre Türkiye'ye gitmemi istedi. Hollanda polisi ve savcısı geldi. Kısa süre sonra tutuklandım; beni yaktılar."
'KİMSEYLE SORUNUM YOK'
Kendisinin Sivaslı olduğunu ama Karadeniz mafyası olarak yazıldığını belirten A.Ö., "Adıyamanlılar Çetesi deniyor. Ne alaka anlamadım. Vedat Şahin'i tanımam. '5 milyon dolarlık savaş' diyorlar. Polis benim yaptığımı düşünseydi hemen alırdı. Restoranlarım, yatırımlarım var. Çete lideri yapıp gözaltına aldılar. Sahte delil ürettiler. Bir insan seni öldürmeye kalkarsa sen onunla uyuşturucu işine girer misin? 7 yıl yatıp tahliye oldum. 6 ay oldu çıkalı. Kimseyle problemim yok" dedi. Akgün'ün öldürülmesinin ardından İstanbul Cinayet Büro Amirliği'ne giderek ifade verdiğini kaydeden A.Ö., "Gazetelerde adın çıktığı için çağırdık" dediler. 'Kimseyle problemim yok. Ali'yle de yok' dedim. Kız olayını söyledim. 'Arkadaşımın eşiyle birlikteydi' dedim" diye konuştu.
'DUBAİ DAHA GÜVENLİ'
Türkiye ile Hollanda'da uyuşturucu suçundan kaydının bulunmadığını belirten A.Ö., "Hollanda'da dükkânımda uyuşturucu satmak istediler. Karşı çıktım. Bir süre sonra evime giderken silahlı saldırıya uğradım. Öldüm diye bıraktılar" dedi. A.Ö., oğlu B.'nin uyuşturucu kuryesi Zuhuri Şahin'in öldürülmesiyle ilgili Hollanda'da gözaltına alındığını, İstanbul'a getirilip tutuklandığını söyledi.
Akgün'ün ölmeden önce Dubai'ye yerleşeceği, yatırımlar yapacağı yönündeki haberlerle ilgili olarak da A.Ö. "Daha güvenilir bir yer. Orada garantidesin. Silahla dolaşamazsın. Bu nedenle Dubai yatırımları arttı" diye konuştu.
A.Ö., sözlerini şöyle tamamladı: "Katillerin yakalanması en çok beni mutlu eder. Ali'nin birlikte çalıştığı Dino Soerel ve Willem Hosledov tutuklandı. Ali de bu tutuklamadan kısa bir süre önce Türkiye'ye geldi. Bunlar da cinayetler kapsamında araştırılmalı."