İşte Bülent Yıldırım'ın açıklamalarından bazı başlıklar:
RÖPORTAJDAN BAZI CÜMLELER ÇEKİLEREK MANİPULE EDİLMİŞ
Söz konusu haberlere ve manipülasyonlara konu olan Genç Öncüler Dergisi röportajı ise İslam dünyasındaki genel durum tahliline dair oldukça uzun bir röportajın bir kısmıdır. Bu röportaj gerek Suriye gerekse Mısır ve Filistin konusunda İslam dünyasının alimleri, entelektüelleri, kurumları ve devletleri olarak yetersiz kalınış ve özeleştiri de içermektedir. Hal böyleyken bu röportajdan bazı cümleler çekilerek ve manipüle edilerek bizim üzerimizden başka kurgu ve oyunlar kurulduğunu açıkça görüyoruz.
İHH ESED'İN YANDAŞI OLACAK EN SON KURUMDUR
Suriye krizi kendisini göstermeye başladığında da bir Sünni-Şii çatışmasından korktuk ve bunun için çeşitli görüşmeler gerçekleştirerek Suriye'de bir savaşın önüne geçmeye çalıştık. Ancak çeşitli sebeplerle ve uzun uzadıya bir değerlendirme gerektirecek gerekçelerle bu konuda başarılı olamadık. Ancak savaş süresince de Esed zaliminin yanında değil mazlum halkın yanında olduk ve bunu açıkça dünyaya ilan ettik. Genç Öncüler dergisine verdiğimiz röportajdaki sözlerimizi çarpıtarak bizi "Esedci" olarak yaftalamaya kalkmak ancak ve ancak politik gerekçelerle Esed yanında durup halkın mazlumiyetine sessiz kalıp, halkı desteklemeyenlerin vicdan azabının göstergesi olsa gerek. Yanlarına yandaş arıyorlarsa İHH herhalde en son Esed yandaşı olacak olan kurumdur.
TÜRKİYE'NİN MISIR'A DESTEĞİ TÜM DÜNYANIN MALUMUDUR
Aynı röportajda Mısır ile ilgili geçen bahis ise İslam dünyasının Arap baharı ve sonrasındaki süreci yeterince okuyamaması üzerinden yapılan bir eleştiridir. Mısır'daki Müslüman kardeşlerimize Türkiye'nin desteği ise tüm dünyanın malumudur.
PARALEL KALEMŞÖRLERİN HALKIN NEZDİNDE İTİBARI KALMAMIŞTIR
Bugün ne Suriye için ne Mısır ve Filistin halkı için bir söz söyleyip kendi meselesi dışında hiçbir mazlum halk için sokağa bile çıkmamış paralel yapının çıkıp bugün sözlerimizi çarpıtarak buradan kendisine çıkarım yapmaya kalması asla kabul edilemez. Her türlü saldırı ve karalamayı defalarca gerçekleştirdikleri İHH ve İHH yöneticileri üzerinden Türkiye'de algı operasyonlarına bir yenisini katmaya çalışmaktadırlar. İHH' nın ve yöneticilerinin sadece sözleri değil yaptıkları tüm faaliyetler kamuoyunun gözü önünde ve aşikardır. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz babından paralel kalemşörlerden çıkan söz ve yazıların da halkımız tarafından itibar görmeyeceğine inancımız vicdanlara güvenimizden kaynaklanır.
BAŞTA CUMHURBAŞKANIMIZ OLMAK ÜZERE TÜRKİYE BİR DARBE GİRİŞİMİNE MARUZ KALMIŞTIR
Allah en iyisini bilendir. Bizim gemiyi terk ettiğimiz manşetlerini atanlar şunu bilmelidir ki gemiyi terk edip etmediğimizi siyonizmle mücadelemiz gösterir. Türkiye'nin mazlum halkların yanında olması bu geminin rotasıdır ve Türkiye başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, halkıyla, hükümetiyle bir bütün halinde bedel ödeme pahasına darbe girişimlerine de maruz kalarak bu rotaya sahip çıkmaktadır. Nasihatleşmeler, görüş farklılıkları, özeleştiriler, Siyonizmle olan mücadelemizde ve mazlum halkların yanında olma misyonunda birlikteliklere engel olamaz. Siyonizmle ve Esedle birlikte olanların bunu anlamalarını beklemesek te üzerimizden pay çıkarmalarına izin de vermeyeceğiz.
Kaynak: Sabah.com.tr