Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Anneler babalar evlat acısı yaşamasın, çocuklar yetim kalmasın, çatışma değil kardeşlik hakim olsun, milli bütünlük güçlensin, kavga değil, nefret değil barış ve sevgi hakim olsun, keder değil neşe olsun, korku değil huzur olsun, gözyaşları değil gülücükler olsun diye uğraşıyoruz, çaba gösteriyoruz" dedi.
Akdoğan, Ali Gaffar Okkan Gönül Yolculuğu Projesi kapsamında, şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan'ın adı verilen "Ali Gaffar" ve "Gaffar Okan" isimli 102 Diyarbakırlı çocukla, Başbakanlık Yeni Bina'da bir araya geldi.
Konuşmasına "Gözleri ışıl ışıl, kalbi pırıl pırıl çocuklarımızla bir araya gelmekten, tanışmış olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum" diyerek başlayan Akdoğan, bu güzel ve anlamlı buluşmanın gerçekleşmesine vesile olanlara teşekkür etti.
İşleri gereği hemen her bölge ve şehirde yediden yetmişe birçok insanla buluştuklarını, tanıştıklarını anlatan Akdoğan, "Doğrusunu söylemek gerekirse bu, hayatım boyunca karşılaştığım en anlamlı, en güzel ve en kolay tanışma oldu. Burada 102 çocuğumuz var, her birinin memleketi Diyarbakır ve her birinin adı Ali Gaffar, o yüzden çok kısa bir tanışma da diyebiliriz. Sizler Ali Gaffar, ben Yalçın Akdoğan. Okanlar da var" diye konuştu.
Ali Gaffar Okkan ve onunla şehit olan bütün polisleri, o karanlık günlerde hayatını kaybeden tüm insanları rahmetle yad ettiğini belirten Akdoğan, "Anneleriniz babalarınız sizlere Ali Gaffar Okkan'ın kim olduğunu anlatmıştır. Ali Gaffar Okkan polisti, sizin yaşadığınız şehrin, Diyarbakır'ın Emniyet Müdürüydü. Bütün hayatını milletin huzuru, selameti, güvenliği için adamıştı. Üzerinde taşıdığı polis üniformasının hakkını sonuna kadar veren bir Emniyet Müdürüydü. Ne karanlık odaklara boyun eğdi ne karanlık yapıların emrine girdi" ifadesini kullandı. Yalçın Akdoğan, Diyarbakırlıların Okkan'ı çok sevdiğini, hep yüreklerine bastıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Diyarbakır halkıyla bütünleşti. Daha ötesinde görev yaptığı Diyarbakır'da halk ile devlet arasındaki güven bunalımını aştı. Bölgenin insanıyla devlet arasındaki mesafeleri ortadan kaldırdı. Bir polis olarak yaptıkları gerçekten çok büyük başarıydı. Çetelerle, karanlık odaklarla mücadele, derin devlet yapılanmasının bölgeden sökülüp atılması. Bir insan olarak yaptıkları, gerçekten çok sevecen, fedakar bir insandı. Ve bir kamu sorumluluğuyla yaptıkları, devletin şefkat yüzünü herkese gösterdi. O dönemde devlet denilince başka bir algı vardı, daha negatif, daha olumsuz. İşte o negatif algının değişmesinde gerçekten Ali Gaffar Okkan çok önemli misyon ifa etti."
''Ali Gaffar'' denilince akla kahramanlığın, görev, vatan, millet aşkının, fedakarlığın, merhametin akla geldiğine işaret eden Akdoğan, bunların hepsinin Ali Gaffar Okkan'da bulunduğunu söyledi.
Çocuklara "Sizler bir kahramanın, bir şehidin adını taşıyorsunuz" diye seslenen Akdoğan, Okkan'ın çocukları da çok sevdiğini, kaybolan çocukların bulunup ailelerine teslim edilmesi için çok emek sarf ettiğini anlattı. Akdoğan, Okkan'ın aynı zamanda çocukları sokak eylemlerinden uzak tutmak, şiddet eylemlerinin maşası olarak kullanılmalarını engellemek için çok çaba gösterdiğini de vurguladı.
-"Bugün genç polisler için de bir ilham kaynağıdır"
Akdoğan, dünyada savaşların ilk mağdurlarının çocuklar ve kadınlar olduğuna dikkati çekerek, "Bu süreçte gerçekten çocuklar çatışmalardan, terörden, şiddetten çok olumsuz etkilendiler. Çocuklar çocukluklarını yaşayamadılar. Ne yazık ki şiddete, teröre karşı mücadele ederken o şiddetin, o terör eylemlerinin kurbanı oldu Ali Gaffar Okkan. Ancak biz şunu çok iyi biliyoruz Ali Gaffar Okkan bugün artık bir gönül köprüsünün adıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Son dönemde bazı sivil toplum kuruluşlarının gönül köprüsü projeleri uyguladıklarına değinen Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte o, varlığıyla çalışmalarıyla yaşantısıyla bir gönül köprüsüydü ve mensubiyet bağını güçlendirmek için bir çaba gösteriyordu, insanların devletine, ülkesine bağlılığını, aidiyet ve mensubiyet duygusunu geliştirmek için. Tabii onun polis olarak ortaya koyduğu performans bugün genç polisler için de bir ilham kaynağıdır. Bugün görüyoruz ki bir Ali Gaffar gider, bin Ali Gaffar gelir. Bizim bütün çabamız eline silah almak zorunda kalmayan, şiddeti terörü önlemek zorunda kalmayan Ali Gaffarların olduğu bir Türkiye inşa etmektir ve yeni Türkiye'yi bu şekilde inşa etmeye çalışıyoruz."
"Sizler tabii çocuk yaştasınız, anneleriniz babalarınız çok zor, çok karanlık günler yaşadılar, çok büyük acılar çektiler. On binlerce insan hayatını kaybetti. Köyünü, şehrini değiştirmek zorunda kaldı, gencecik fidanlar toprağa düştü" diyen Akdoğan, bunun üzerine, ''Analar ağlamasın, genç fidanlar toprağa düşmesin'' diye birtakım çalışmalar başlattıklarını belirtti.
-"Sizler bunun farkındasınız, kim yapmaya çalışıyor kim yıkmaya çalışıyor"
Akdoğan, tarihin bu çalışmaları daha farklı bir şekilde anacağını dile getirerek, şöyle dedi:
"Demokratik açılım süreci, Oslo süreci, çözüm süreci... İnşallah yeni Türkiye, çocukların çocukluklarını yaşadıkları, gelecekten daha fazla umut duydukları bir Türkiye olacak. Çocukların ellerinde taşlar, sopalar olmayacak. Çocukların ellerinde kitaplar, bilgisayarlar olacak. Bizler de sizler için okullar yapmaya çalışıyoruz, tablet bilgisayarlar gönderiyoruz. Daha iyi bir gelecek sunmanın gayreti içerisindeyiz. Biz bunları yaparken birileri de okulları yakmanın çabası içerisinde. Sizler de bunun farkındasınız, kim yapmaya çalışıyor kim yıkmaya çalışıyor. Türkiye'de, özellikle Diyarbakır'da okullar yakılmayacak, çocuklar huzur ve güven içinde, neşe içinde okullarına devam edecekler inşallah. Anneler babalar evlat acısı yaşamasın, çocuklar yetim kalmasın, çatışma değil kardeşlik hakim olsun, birlik bütünlük güçlensin, kavga değil, nefret değil barış ve sevgi hakim olsun, keder değil neşe olsun, korku değil huzur olsun, gözyaşları değil gülücükler olsun diye uğraşıyoruz, çaba gösteriyoruz. Bugünün Türkiye'si nasıl ki eski Türkiye değilse siz Ali Gaffarların yaşayacağı Türkiye de merhum Ali Gaffar'ın yaşadığı Türkiye'den çok daha farklı olacak, çok daha güzel bir Türkiye olacak."
Yalçın Akdoğan, bunun için sosyal restorasyon, bütünleşme projesini hayata geçirmeye çalıştıklarını, kardeşlik hukukunu, eşit yurttaşlığı geliştirmenin, gönül bağlarını güçlendirmenin çabası içinde bulunduklarını vurguladı.
-"Asla geleceğinizden endişe etmeyin"
Millet olma şuurunun önemine dikkati çeken Akdoğan, "Bizler ortak bir geçmiş ve ortak bir gelecek ülküsüyle hareket etmeliyiz. Diyarbakır'ın tarihi Bursa'nın tarihinden, Konya'nın tarihi Van'ın tarihinden ayrı düşünülemez. Hakkari'nin geleceği de Edirne'nin geleceğinden ayrı düşünülemez. Bu birlik ve beraberlik ruhunu da kimse yok edemez" ifadesini kullandı.
Çocuklara özellikle Çanakkale'yi gezmelerini öneren Akdoğan, şunları kaydetti:
"Çanakkale'deki şehitlikte yan yana yatan o gencecik fidanlar... O mezar taşlarını okuyun, Türkiye'nin her bir şehrinden, güneydoğudan, doğudan, Akdeniz'den, başka ülkelerden gencecik fidanlar orada yan yana yatıyor. Bu vatan için, bu millet için, bu medeniyet değerleri için mücadele eden insanlar. Asla geleceğinizden endişe etmeyin, asla karamsarlığa kapılmayın, umut yolculuğundan vazgeçmeyin, kendinize güvenin, devletinize güvenin."
Akdoğan, çocuklara TRT'nin radyosunu hediye edeceğini dile getirerek, "Hep güzel şarkılar dinleyeceksiniz inşallah bu radyodan, hep güzel haberler işiteceksiniz. Kardeşlik türküleri dinleyeceksiniz. Evinize döndüğünüzde bu radyolarınızı açtığınızda büyüyen, kalkınan, gelişen, demokratikleşen, barışın, sevginin, kardeşliğin hakim olduğu bir Türkiye'nin haberlerini alacaksınız" dedi.
Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, daha sonra çocuklara hediyelerini verdi. Öte yandan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in çocuklarla görüşmesinin, program değişikliği nedeniyle iptal edildiği bildirildi.