Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Türkiye'nin istihbarat paylaşımı işbirliği çerçevesinde ilgili ülkelerden Suriye'ye geçme ihtimali olan kişilerin listesini talep ettiğini belirterek "Bu çerçevede şimdiye kadar 90 ülkeden yaklaşık 7 bin 833 kişilik bir liste oluşturuldu ve bu listenin içindeki 1056 kişi sınır dışı edildi" dedi.
Bilgiç, bakanlıkta düzenlediği haftalık basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Katar ziyaretini değerlendiren Bilgiç, aralık ayında Katar Emiri'nin Türkiye ziyaretinde alınan "Yüksek Stratejik Komite" kurulması kararının hayata geçirilmesi amacıyla mart ve nisan aylarında hazırlık toplantılarının yapılmasının benimsendiğini söyledi.
Sözcü Bilgiç, şöyle devam etti:
"Bakan Çavuşoğlu ABD öncülüğünde kurulan koalisyondan yaklaşık 20 ülkenin katılacağı yarınki DEAŞ ile mücadele toplantısına katılmak üzere bugün Londra'ya gidecek. Toplantıda askeri boyut, yabancı savaşçılar, DEAŞ'ın finansmanı ve insani boyut konuları ele alınacak. Toplantı sonunda bir bildiri yayımlanmayacak. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi ve Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi de toplantıya katılacak."
Tanju Bilgiç, 25 Ocak'ta Macaristan Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'yi ziyaret edeceği ve ardından Çavuşoğlu'nun 27 Ocak'ta "Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü" nedeniyle Polonya'ya gideceği bilgisini verdi.
Sözcü Bilgiç, basında yer alan Medeniyetler İttifakı projesinin rafa kaldırıldığı yönündeki haberlere ilişkin, İspanyol yetkililerin ve New York'taki Medeniyetler İttifakı sekreteryasının haberleri yalanladığını ve ayrıca İspanyol Büyükelçinin basın kuruluşlarına açıklama yaptığını anlattı. İspanya Dışişleri Bakanı'nın dün bir düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada, bu projenin önemine değindiğini hatırlatan Bilgiç, İspanya ile Medeniyetler İttifakı alanındaki işbirliğinin gelecekte de devam edeceğini vurguladı. Tanju Bilgiç, "Özellikle DEAŞ terörü, yükselen yabancı düşmanlığını göz önüne aldığımızda Medeniyetler İttifakı bu yaşadığımız sorunlara en azından bir çözüm önerisi getirebilecek çok önemli bir platform. Onun için bu ittifaka ilişkin çabalarımız son sürat devam etmeli" diye konuştu.
ABD Başkanı Barack Obama'nın şubat ayında yapacağı terörle mücadele toplantısına Türkiye'den katılım olup olmayacağı sorulan Bilgiç, bu konuda bilgisi olmadığını dile getirdi. "DEAŞ ile ilgili her türlü kısıtlı ya da geniş katılımlı toplantılar olabilir" diyen Bilgiç, Türkiye'nin bu konuda çok önemli bir oyuncu olduğunun altını çizdi.
Bir gazetecinin "Çavuşoğlu'nun Katar ziyaretinde Türkiye'nin Mısır ile diyaloğu konusu gündeme geldi mi" sorusunu yanıtlayan Bilgiç, Çavuşoğlu'nun ziyaretinde Katar ile hem ikili hem bölgesel hem de siyasi ilişkiler konusunda görüş alışverişinde bulunulduğunu ve ilişkilerin en üst düzeyde olduğunu söyledi. Bilgiç, "Katar'ın 3. ülkelerle ilişkilerine ilişkin yorum yapmam doğru olmaz fakat Türkiye'nin Mısır'a yönelik politikası belli. Katar'ın Türkiye ile Mısır arasında arabuluculuk yapması gibi herhangi bir husus gündeme gelmedi ama her konu olduğu gibi Mısır konusu da görüşüldü" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın Ermenilere taziye mesajı bir dönüm noktası
Sözcü Bilgiç, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine yönelik bir soru üzerine, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun önceki gün Hrant Dink'in öldürülmesinin yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımladığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemde Ermeniler için yayınladığı taziyenin bir dönüm noktası olduğuna dikkati çeken Bilgiç, şunları söyledi:
"Başbakanımızın mesajı da bu çizginin devamı niteliğindeydi. Geçen yıl siyasi bir perspektif çizilmişti. Bu yıl ise 'hem Ermenileri anlıyoruz hem de geleceğimize ilişkin ışık tutuyoruz' mesajı verildi. Ama asıl önemli husus, 1915 acısını istismara dayanan politikalara karşı net bir tavır koyuyoruz ve tarihten husumet çıkarma yerine duygudaşlık kurmanın ve insani ilişkilerin önemine dikkat çekiyoruz. Hem Erdoğan hem de Davutoğlu'nun açıklamaları, 1915 olaylarının yüzüncü yılının anılacağı 2015 yılına yönelik taktiksel değil, içten gelen adımlar. Bu açıklamalar aslında vicdani duruş ve insani bir perspektifi temsil ediyor."
İstihbarat paylaşımı işbirliği
Tanju Bilgiç, "IŞİD ile mücadelede Charlie Hebdo saldırısının ardından Türkiye'nin çok geçişken olduğuna dair eleştiriler oldu. Türkiye'nin sınır güvenliğine yönelik atacağı adımlar var mı" sorusuna ise "Türkiye DEAŞ terörünün pek çok yansımasını yaşadı. Türkiye'nin terörle mücadelesinden bir şüphe duyulmaması lazım. Türkiye özellikle bu örgüte karşı politikasını en baştan ortaya koydu" karşılığını verdi.
Türkiye'nin istihbarat paylaşımı işbirliği çerçevesinde ilgili ülkelerden Suriye'ye geçme ihtimali olan kişilerin listesini talep ettiğini ve bu çerçevede 90 ülkeden yaklaşık 7 bin 833 kişilik bir liste oluşturulduğunu ve bu listenin içindeki bin 56 kişinin sınır dışı edildiğini anlatan Bilgiç, Türk makamlarının sınır güvenliğini tam anlamıyla tesis etmek için pek çok adım attığını belirtti. Bilgiç, "Bizim ülkelerden talep ettiğimiz Suriye'ye geçme ihtimali olan kişilerin bilgisinin bize zamanında verilmesi ve bunların Türkiye'ye girişlerinin engellenmesi" diye konuştu.
Sözcü Bilgiç, istihbarat paylaşımı olmadan terörle mücadelenin olamayacağına dikkati çekerek Türkiye'nin sınır dışı ettiği kişilerin 3-5 ay sonra yine Türkiye sınırına geldiğini ifade etti. Her ülkenin kendi iç düzeni olduğunu ancak terör saldırılarının önlenmesi için koordineli çalışmak gerektiğini vurgulayan Bilgiç, yarınki toplantıda da bu konunun paylaşılacağını belirtti.
Türkiye'nin Suriye konusundaki politikasında değişiklik olmadığının altını çizen Bilgiç, şunları söyledi:
"Eli kanlı rejim Suriye'de kaldığı sürece yaratılan boşluktan terör örgütleri yararlanıyor. Onun için DEAŞ ile mücadelede terörü ortaya çıkaran temel nedenlerin kaldırılması gerek. O da Suriye'de halkın isteklerine cevap verecek bir demokratik rejimin tesis edilmesi demek. Esed rejimi orada kaldığı sürece bu ülkedeki istikrarsızlık devam edecek."
İsrail'i daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz
Bilgiç, İsrail ile ilişkilere yönelik bir soru üzerine, bu ülkeyle tazminat konusunda herhangi bir ileriye gidişin söz konusu olmadığına işaret etti. İsrail ile ilişkilerin düzelmesi için atmosferin sağlanamadığının ortada olduğunu dile getiren Bilgiç, "Her şeyden önce İsrail'i çok daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Uygun atmosferle bu konuların hepsi tekrar gündeme gelebilir. Ama şu aşamada öyle bir durum yok" değerlendirmesinde bulundu.
AP'nin ifade özgürlüğü eleştirisi
Bir gazeteci tarafından "Avrupa Parlamentosu'nun (AP) 15 Ocak'ta Türkiye'ye yönelik yayınladığı ifade özgürlüğü raporunu değerlendirmesi" istenen Bilgiç, şunları kaydetti:
"AP'nin Türkiye'ye ilişkin gazetecilere yönelik sistematik baskı yapıldığı yönündeki kararını reddediyoruz. Ne başlığı ne içeriğiyle mutabıkız. Raporda pek çok gerçek tahrif edilmiş durumda. Biz AB kurumlarına saygı gösteriyor ve iletişim kanallarının açık olmasını istiyoruz ancak bu karar hem tek taraflı bilgiler içeriyor hem de ön yargıyla yazılmış ve manipüle edilmiş bir karar. Türkiye'de ifade özgürlüğü yasalarla teminat altına alınmış durumda. Son dönemde meydana gelen olaylarda gazetecilerin takibata uğramasının nedeni gazetecilik faaliyetleri değil.
AP Türkiye'yi eleştiriyor ama aynı şekilde AB'nin özellikle bu çerçevede müzakere sürecinde açılmamış bazı başlıklar var. AP Türkiye'ye yardım etmek istiyorsa siyasi engelleri kaldırabilir ve hatta bu yönde görüş bildirebilir. Türkiye'de ifade özgürlüğüne ilişkin birçok önemli adım atıldı."
Yemen'deki gelişmeleri de değerlendiren Bilgiç, Sana'daki Türk Büyükelçiliğine yönelik herhangi bir güvenlik tehdidinin olmadığını söyledi.