Ahmet Taşgetiren ve Ahmet Kekeç bugünkü köşelerinden, Charlie Hebdo' dergisinin Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in karikatürünü yayınlamasının ardından başlayan olaylar sonrası Cumhuriyet ve Sözcü Gazetelerinin de çirkin karikatürü yayınlamasına destek veren Pensilvanya Medyası'nı topa tuttu.
İŞTE TAŞGETİREN'İN YAZISINDAN ÖNEMLİ BÖLÜMLER
ÇOK ÇETİN BEDELLER ÖDENMİŞTİ
Cemaat demek, islami hassasiyet ekseninde oluşan bir yapı demekti. Böyle bir yapının hizmet üretebilmesi için, sistemden alan kazanmak, bunun için de çetin siyasi mücadeleler içinden geçmek gerekti. Bunu Türkiye'deki her islami hizmet yapısı bilirdi, söz konusu Cemaatin kendisi de bilirdi. Bunun için, eşlere baş açtırmak, gerektiğinde alkol kullanmak, eşin dansa kaldırılmasına razı olmak gibi Müslümanlık çerçevesini zorlayan ne çetin bedeller ödenmişti.
BAŞINIZA VURAN ODAKLARLA EL ELE TUTUŞTUNUZ
Şimdi kalkıp, yanı başınızda aynı mücadelelerin içinden geçmiş yapılarla savaşa tutuşuyordunuz, bunun basiretle ilgisi olabilir miydi? Bir kere, karşı safa geçtiğinizde nerelere savrulacağınızı tahmin etmek ise neredeyse imkansızdı. Adeta tarihinizi tersinden yazmaya başlamış olmaktaydınız. Bu ülkede ve dünyada, İslam'ın ayağa kalkma mücadelesini gözleyen ve her ayağa kalkış denemesinde başına vurmaya hazır odaklarla el ele tutuştunuz.
CHARLİE OLUP, HAZRETİ PEYGAMBER'E SÖVENLERİN YANINDA OLDUNUZ
Şu Charlie Hebdo hadisesinde aldığınız tavra bakınca insan "Allah Allaaah" demekten kendini alamıyor, bu ne savruluş Ya Rabbim! "Charlie değilim" diyemediniz, "Ben Charlie'yim" diyenlerin sözümona özgürlük mücadelesine yan çıktınız. Sizin basın özgürlüğü mücadeleniz ne zamandan beri Hazreti Peygamber'e hakaret edenlerin sövme özgürlüğü ile iç içe geçiyor Allah aşkına? Sorayım: Hocanıza sövülmüş olsaydı yine de sövme özgürlüğünden yana mı olurdunuz? Tayyip'e vurma adına şeytanla işbirliği yapar mısınız, diye sormaktan kendimi alamıyorum? Hikmet Çetinkaya ki, yıllar yılı Hocanıza demediğini bırakmamış bir insandır, bugün onun Peygamberimize hakaret karikatürünü yayınlamasının arkasında duruyorsunuz.
NE DİYEYİM, BRAVO MU?
Cumhuriyet'le, Sözcü ile yan yana bir camia medyası.En ağır hakaretleri yapabilme yarışında Camia aktörleri... Dünyaya Türkiye kötülemesi taşıyan bir Camia misyonu. Evet, CHP ile, yer yer BDP ile el ele oldunuz, Amerika ile, Avrupa ile, İsrail ile el ele oldunuz, daha gideceğiniz epeyce yol var. Bir kere ana limandan, yani milletin ana mecrasından koptunuz, arkanıza taktığınız samimi insanlar adına üzülüyorum.
YÜREĞİ GAZZE İÇİN YANACAKLARIN İÇİNE İSRAİL'E SEMPATİ KURDU DÜŞÜRDÜNÜZ
Bir Tayyip Erdoğan'ın sırtını dayadığı dünyaya bakın, bir de sizin.Ömrü billah CHP'ye oy vermeyecek olan insanlara CHP'ye oy attırdınız. Yüreği Gazze için yanacak olanların yüreğine İsrail'e sempati kurdu düşürdünüz.Evet, bir yerlerde Cemaatin ölümüne karar verildi ise onun mezar kazıcıları bizzat Cemaatin bünyesinde bulundu. Ben islami birikim adına hayıflanıyorum, bizim bünyemizden koptu bir uzuv. Hala İslam'ın insan kaynağı çürüyor bu zeminde. Yazık, binlerce kere yazık
İŞTE KEKEÇ'İN BUGÜNKÜ YAZISINDAN ÖNEMLİ BÖLÜMLER
NEFRET SUÇU İŞLEYEN, FAŞİZMİ YÜCELTEN BİR DERGİ
İhsan Yılmaz, Türkiye'nin İslamcılaştırılmadığını da bilir. Çocukların İmam Hatip'e yönlendirilmediğini de bilir. Hele, İran tipi "otoriter uygulamalara" gidilmediğini herkesten iyi bilir. Fakat bu bilgiler onu yalan söylemekten alıkoymaz. Alıkoymuyor... Şimdi de, Peygamberimiz hakkında iğrenç karikatürler yayınlayan Charlie Hebdo dergisinin Türkiye'de neşrini savunuyor... Yanlarındaymış! Sürekli nefret suçu işleyen bir dergi bu... Müslümanlar hakkında olmadık karikatürler yayınlayan bir dergi. Peygamberimizi türlü kılıklarda resmeden ve İslam dünyasının "kutsal" bildiği değerlerle (bu değerler arasında Hazreti Meryem ve Hazreti İsa da var) alay eden bir dergi. Dahası, alt göndermeleriyle sürekli faşizmi yücelten bir dergi...
SÜRÜKLENDİĞİN(İZ) YER İYİ BİR YER DEĞİL
İhsan Yılmaz, bu derginin Türkiye'de neşredilmiş olmasından rahatsız değil. Ve yüksek dayanışma duygularıyla, "
naşir" Cumhuriyet gazetesine sesleniyor: "
Yanınızdayım..."
İhsan Yılmaz'a şunları söylemek isterim.
Erdoğan nefretiyle sürüklendiğin(iz) yer, iyi bir yer değil muhterem. İslam dünyasıyla aynı hassasiyeti paylaşmayabilirsin (
nitekim cemaatiniz paylaşmıyor), bir "
demokrat" olarak faşizmi yücelten karikatürlerden rahatsız olmayabilirsin, Peygamber Efendimize reva görülenleri (
o aşağılık karikatürleri) "
ikincil" mesele sayıp üzerinde durmayabilirsin.
Fakat aşağılanan din (
senin ifadenle) yalnızca AKP'lilerin dini değil. İncitilen Peygamber (
o sevgililer sevgilisi), yalnızca AKP'lilerin Peygamberi değil. Bu kadar mı düşürecektiniz kendinizi? Değerlerinize bu kadar mı yabancılaşacaktınız? Hanenize ve dininize yapılan saldırılara karşı bu kadar mı vurdumduymaz olacaktınız?