Şimdi gözler, paralel yapıyla ilgili 'belge' isteyen AYM Başkanı Haşim Kılıç'ta…
Verdiği kararlarla son günlerde tartışılan Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) üyelerinin yıllardır dinlendiği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Anayasa Mahkemesi'ni de dinliyorlar" sözlerini doğrulayan tele kulak soruşturmasına göre AK Parti hakkında kapatma davası açıldığı sırada AYM üyeleri ve görevlilerinin telefonları sahte isimlerle İBDA-C Örgütü üyesi oldukları iddiasıyla dinlenmiş. Şimdi gözler paralel yapı ile ilgili 'belge' isteyen Haşim Kılıç'ta.
ERDOĞAN SÖYLEMİŞTİ
AYM'nin paralel yapı tarafından ne denli bir kuşatma altında olduğu kanıtlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın paralel örgütün, devletin bütün kurumlarına sızdığını belirterek, "Anayasa Mahkemesi'ni de dinliyorlar ve son zamanlarda atılan adımlar bizde bu soru işaretlerini doğuruyor. Çünkü her şeyleri şantaj, her şeyleri bunların montaj" sözlerinin ardından gözlerin çevrildiği Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç paralel yapılanmayı kabul etmediği yönünde açıklamalar yapmıştı.
KILIÇ BELGE İSTEMİŞTİ
Haşim Kılıç paralel yapının tüm oyunlarının deşifre olmasına rağmen "Bunun için mutlaka ortaya belgenin ve bilginin konması lazım. Belge ve bilgi olmadan insanlar itham edilerek çok ciddi yanlışlar yapılıyor. Hem kendi kurumum hem diğer kurumlar için söylüyorum imzasız, bir yığın dilekçe geliyor, 'şu şucu, bu bucu' diye. Fişlemeler yapılıyor" demişti. Kılıç'ın bu sözlerinin ardından çok çarpıcı bir gelişme yaşandı. 2008 yılında AK Parti hakkında kapatma davası açıldığı dönemde Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bazı üyeleri ile görevlilerinin telefonlarının sahte isimler ile İBDA-C örgütü üyesi oldukları iddiasıyla dinlendiği ortaya çıktı. HSYK Başmüfettişi Ali Rıza Karakan tarafından yürütülen telekulak soruşturmasında ortaya çıkan dinleme skandalında telefonu dinlenen üyelerden AYM'nin bugünkü Başkanvekili Serruh Kaleli, Ahmet Akyalçın da bulunuyor.
İŞTE DİNLENEN İSİMLER
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı tarafından 2007-2009 yılları arasında sahte isimlerle yapılan istihbari dinlemelerde AYM'nin de hedef alındığı ortaya çıktı. AYM çevreleri içinde hedef alınan isimler şunlar: n Nilgün Özgüldür (AYM'nin askeri üyesi Serdar Özgüldür'ün kardeşi Haluk Özgüldür'ün eşi) 10 Temmuz 2007'de İBDA-C örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlemeye alındı. n Serruh Kaleli (AYM Başkanvekili) 21 Temmuz 2008'de Mustafa Seyyid Azat sahte ismi ile İBDA-C örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlendi. n Ahmet Akyalçın (AYM Üyesi) 22 Nisan 2008'de Selami doğan sahte kimliğiyle İBDA-C örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlemeye alındı. n Emine Aydoğdu (AYM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü) 25 Nisan 2008'de Halil Kızılöz sahte ismi ile DHKP-C örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlendi.
HEDEF BÜYÜK PROJELER
Paralel yapı ve faiz lobisinin hedefinde ise büyük projeler var. 17 – 25 Aralık operasyonu ile 3'üncü köprü, 3'üncü havalimanı gibi büyük projelerin ihalelerini kazanan ve devletten bir kuruş almadan dev projelere başlayan işadamları da hedefteydi. Bu işadamlarının malvarlıklarını uydurma belgelerle dondurma kararı aldıran paralel yapı, Mega projelerin yapılmasını istemiyor. Çünkü projelerle Türkiye hem Avrupa'nın hem de dünyanın en önemli merkezleri haline gelecek. Özellikle 3'üncü havalimanı projesi tamamlandığında yıllık 150 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olacak. Yapım maliyeti 10 milyar 247 milyon euro olan proje 2017 yılında hizmete girecek.
Başta ulaştırma olmak üzere yapılan yatırımlar meyvelerini vermeye başlıyor. Yakın gelecekte Türkiye'nin dört bir yanı demiryolu ve köprülerle donatılacak, enerjide ise dev projeler bir bir hayata geçecek. İstanbul'un yeni havalimanı ise Türkiye'yi dünyada bambaşka bir seviyeye taşıyacak. İşte o mega projeler: 3. Köprü, 3. Havalimanı, Yüksek Hızlı Tren, Avrasya Tüneli, Galataport, Akkuyu Nükleer Santralı.
TÜRGEV'E SALDIRI BAŞLATTILAR
17-25 Aralık darbe operasyonlarıyla hükümeti devirmeye çalışan ancak hedefine ulaşamayan paralel yapının kirli hedefinde TÜRGEV de vardı. İstanbul merkezli vakfın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul belediye başkanlığı döneminde kurulması, vakfın çalışmalarını önemsemesi ve yönetim kurulunda Başbakan'ın iki çocuğu Bilal Erdoğan ile Esra Albayrak'ın bulunması TÜRGEV'i hızla operasyonun ve iddiaların konusu haline getirdi. Paralel yapı üyeleri, birçok öğrenciye eğitim imkanı sağlayan TÜRGEV'i adeta eğitim anlamında kendine rakip görüp saldırıya geçti. 25 Aralık dosyasına takipsizlik kararı verildi, TÜRGEV'e yönelik tüm çirkin iddialar çürüdü. Ancak paralel yapı ve muhalefet susmadı.
DARBECİ EVREN'İ İLK AYM BAŞKANI ZİYARET ETMİŞTİ
AYM üzerinde siyasi bir algı yaratan açıklamalarıyla gündemden düşmeyen Kılıç, ilk kez halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ı seçimden 6 ay geçmesine karşın tebrik ziyaretine gitmedi. Oysa aynı AYM, 12 Eylül darbesinden hemen sonra dönemin AYM Başkanı Şevket Müftügil başkanlığında Kenan Evren'i ziyaret etmişti.
YÜCE DİVAN İÇİN ÇİRKİN KAMPANYA
Dört eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmesini sağlamak isteyen paralel yapı AK Parti içine nifak sokarak zayıf bir koalisyon hükümeti hedefliyor. Yüce Divan'la aynı zamanda halen görevden alınan ve tutuklanan elemanlarının da serbest kalarak devlet içindeki görevlerine geri dönmesi hesaplanıyor.
YAYIN ORGANLARIYLA LİNÇ ETMEK İSTİYORLAR
Meclis'te dört eski bakanın Yüce Divan'da yargılanıp yargılanmadığının görüşüleceği 5 Ocak'taki toplantı öncesi paralel yapı ve onun ortağı olan ihanet çetelerinin yayın organları tarafından müthiş bir linç kampanyası başlatıldı. Kendilerine bağlı gazete ve televizyonlarda mahkemenin takipsizlik kararı verdiği soruşturma için dört eski bakanın Yüce Divan'da yargılanmalarını isteyerek adeta bir çamur atma ve iftira kampanyasıyla AK Parti içindeki vekillerin de oylama öncesi etkilenmesi amaçlanıyor.
HEDEFLERİ ZAYIF KOALİSYON HÜKÜMETİ KURMAK
AK Partili vekillerin etkilenmesi amacıyla Doğan medyayla ittifak kuran, paralel ihanet çetesi ve medyasının hedefi parti içine nifak sokarak 2015 seçimlerinde zayıf bir koalisyon hükümetiyle istediklerini elde etmek mi amaçlanıyor? 17-25 Aralık operasyonlarında hükümeti deviremeyen paralel yapı dört eski bakanın Yüce Divan'a sevk edilmesini sağlayarak oradaki sadık elemanları aracıyla çıkartacakları kararla bu bakanlara iftira atmak mı isteniyor?
GÖREVLERİNE GERİ DÖNMEK İSTİYORLAR
Hakkında soruşturma açılan veya görevden alınan emniyet ve yargı mensupları da bir Yüce Divan'a sevk kararı sonrası haklarındaki kararlara itiraz edecek bir zemine kavuşacak. Böylece paralel yapı halen görevden alınan veya tutuklu olan elemanlarının serbest kalmasını ve görevlerine dönerek tekrar devlet içine sızma faaliyetlerini yürütecek.
İFTİRA ATARAK ÇÖZÜMÜ SABOTE EDİYORLAR
Halk Bankası üzerinde hiç bir yetki ve sorumlulukları olmadığı halde bu banka üzerinden iftiraya uğrayan 3 Bakan'ın da Güneydoğulu olması sadece bir tesadüf mü?
KENDİ YURTLARINA ÖĞRENCİ BULAMIYORLAR
Paralel ihanet çetesi, dar gelirli ailelerin zeki çocuklarını devşirerek her türlü gayri hukuki ve gayri ahlaki işleri yaptırıyor. TÜRGEV ise bu noktada öğrencilere verdiği hizmetle onların sadece eğitim almasını sağlıyor. TÜRGEV nedeniyle ken-
di yurtlarına öğrenci bulmakta zorlanan paralel yapı onu da itibarsızlaştırmak istiyor.
İBDA-C kılıfıyla dinlemişler
AYM üyelerinin dinlendiği dönem olan 2008-2009 yılları arasında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından devletin en kritik isimleri ve kurumlarının dinlendiği ortaya çıkmıştı. Paralel yapının emniyet ayağındaki tepe isim olarak gösterilen Ramazan Akyürek'in İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde Genelkurmay Başkanlığı santral numaraları, Milletvekilleri, işadamları ve bürokratların bulunduğu 1000 kişinin İBDA-C örgütü üyesi oldukları iddiasıyla sahte isimlerle dinlendiği ortaya çıktı.
Düğmeye Halkbank'la bastılar
Hükümet'i hedef alan ve Halkbankası'nı da merkeze oturtan 17 ve 25 Aralık tarihli darbe girişimi, bu dönemde devreye sokuldu. Savcılık, soruşturmayı gerekçe göstererek "İran ile Halkbank üzerinden yapılan ticarete ilişkin tüm belgeleri" resmi bir yazıyla Halkbankası'ndan istedi. Tamama yakını ticari sır kapsamında olan çok sayıda belge, bu talep üzerine savcılığa gönderildi. Bakanları ve Halkbankası'nı da hedef alan 17 ve 25 Aralık tarihli operasyonda servis edilen iddialar ise süreç içinde yargı kararlarıyla asılsız çıktı ve bu iddialarla ilgili "takipsizlik" kararı verildi.
Kaynak: Akşam