SABAH, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde resmi konutuna ve çalışma ofisine konulan böceğin izini Ankara'dan Danimarka'ya kadar sürdü. Böceğin Emniyet'te Paralel Yapı adına gizli faaliyet gösteren şüpheliler tarafından Danimarkalı Cobham firmasından satın alındığı tespit edildi. Danimarka'nın Grenaa şehrine giden Özel İstihbarat Müdürümüz Abdurrahman Şimşek, böceğin Paralel casuslara satılış öyküsünün bilinmeyenlerini şirket yöneticilerinden öğrendi.
SABAH Danimarka'da, Paralel casusluğun düğümünü çözen çok önemli bulgulara ulaştı. Böceğin Emniyet'te Paralel Yapı adına gizli faaliyet gösteren şüpheliler tarafından Danimarkalı Cobham firmasından satın alındığı tespit edildi. Grenaa şehrine giden Özel İstihbarat Müdürümüz Abdurrahman Şimşek, böceğin Paralel casuslara satılış öyküsünün bilinmeyenlerini, şirket yöneticilerinden öğrendi. Şirket, Grenaa'da casus teknolojileri üzerine çalışan bir firma yerleşkesinden, çok çiftlik görüntüsü veren bir yerde kurulu. SABAH, böceği satan şirketin genel müdürü Henrik Mortensen ile görüştü. Dünyada pek çok gizli servise dinleme cihazı sattıklarını, ancak bunların hangi maksatlarla kullanıldığını bilmediklerini söyleyen Mortensen şöyle devam etti: "Biz profesyonel bir şirketiz. Bizde işinin uzmanı 20 mühendis çalışıyor. Cihazı, satın almak isteyen Türk Emniyet yetkilisine verdik. Cihazın kimin ofisine ya da evine hangi amaçla yerleştirildiğini bilemeyiz. Dünyanın pek çok ülkesinin gizli servisine cihaz satıyoruz. Ama sadece devlet kurumları ile çalışıyoruz. Bulunan böcekler bizim firmamıza ait. Buraya sizden önce Türkiye'den yetkililer geldi, bunu onlara da söyledik." Mortensen'in sözünü ettiği Türk yetkililer, böcek komplosunun izini Danimarka'ya kadar süren MİT ve Emniyet görevlileri. Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı yetkilileri, kayıp böceğin izini bulmak için casusluk filmlerinin senaryosunu aratmayan hummalı bir çalışma yürüttü. Önce Emniyet arşivinde böceklerin satın alınmasıyla ilgili bir kayıt olup olmadığı sorgulandı ama cihazın casusluk maksadıyla kullanılmasına daha en baştan karar verildiği için herhangi bir kayıt tutulmamıştı.
İstihbaratçılar bunun üzerine cihazın teknik özelliklerine bakarak nereden satın alındığını belirlemeye çalıştı. Buna göre cihaz, nano teknoloji ürünü, dijital, çift mikrofonlu, antenli, 220 voltla ve uzaktan kumanda ile çalışan bir cihazdı. Bu özelliklere haiz cihazları bulabilmek için Avrupa'da pek çok firma ile temasa geçen yetkililer, en sonunda Cobham firmasına ulaştı. Tam adı Cobham Surveillance Spectronic Products olan firma, Skindbjergvej 44 DK 8500 Grenaa- Danimarka adresinde bulunuyordu. Bu firmanın ismine ulaşılmasında gizli tanık Hançer 2014'ün ifadesi de önemli rol oynadı. Savunma ve güvenlik alanındaki bir şirkette çalışan Hançer 2014 ifadesinde, 2010 ve 2011'de Loke 1, 2, 3 model dinleme cihazlarının nereden alındığını faturalarıyla gösterdi. Satın alınmalarda 'TNP Enes' ibaresi yer alıyordu. TNP, 'Turkish National Police'in kısaltması, Enes ise satın alan kişinin ismi idi. Böylece şüphelilerden Enes Çiğci'ye, sonra da Ali Özdoğan, Serhat Demir, Sedat Zavar, İlker Usta ve diğer isimlere ulaşıldı… MİT ve Emniyet, Enes Çiğci, Ali Özdoğan ve Sedat Zavar'ın telefon trafiği ile yurda giriş çıkış kayıtlarına baktı ve Enes Çiğci'nin Danimarka'ya gittiği tespit edildi.
Firmanın o dönemdeki genel müdürü, yani Henrik Mortensen'in selefi olan Daniel Krebs, böcek iddianamesinde yer alan ifadesinde böceğin Türkiye'den kimler tarafından ve nasıl alındığını tüm detaylarıyla anlattı. Emniyet, 14 Temmuz 2014'te firmanın Danimarka'daki adresine gitti ve yeminli tercüman aracılığıyla şirket müdürünün ifadesini aldı. Bu ifadeler böcek düğümünü çözdü ve bu ay başında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianame son şeklini aldı.
Böcek iddianamesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan müşteki sıfatıyla yer alıyor. İddianamede şüpheliler, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacıyla temin etmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek ve kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmekle suçlanıyor. Davada yargılanacak şüpheliler şunlar: Ali Özdoğan, Serhat Demir, Ahmet Türer, Sedat Zavar, Enes Çiğci, İlker Usta, Hurşit Gölbaşı, Seyit Saydam, İbrahim Sarı, Harun Yavuz, Mehmet Yüksel, Zeki Bulut ve Hasan Palaz.
Başbakan'ın konutu ve ofisinde bulunan cihazlar, elektrik prizinin içinde beyaz plastik aksamla kamufle edilmiş olarak bulundu. Cihazın dış yüzeyindeki seri numarası silinmişti. Ancak cihazı koyanlar Danimarkalı şirketin cihazın içine de bir seri numarası koyduğunu ya bilmiyordu ya da cihazı, içindeki numarayı silmek için kırmayı göze alamamıştı. Cihazın yüksek teknolojik özelliklere haiz ve benzerlerinden çok daha pahalı olduğu tespit edildi. Buna göre cihazlar 70 bin euroya kadar varan fiyatlarla satılan son teknoloji ürünü cihazlardı. Erdoğan ofisine girdiğinde, görevden alınan koruma polislerinden biri elindeki kumandaya bastığı anda cihaz devreye giriyor ve dinleme başlıyordu. Bu sistemde alıcı da yine yakındaki birinin çantasındaydı ve verileri depoluyordu. Cihazın en önemli özelliği ise dinleme verilerini alıcıya bir kripto algoritması ile iletiyor olmasıydı.
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı, Danimarka'daki şirketten müşteri gibi cihaz siparişi verdi. Sipariş verirken Tayyip Erdoğan'ın konutu ve çalışma ofisindeki böceğin özellikleri sıralandı. Cihaz geldikten sonra konut ve ofiste bulunan böceğin bu firmadan alındığı neredeyse kesinleşti. Ancak son olarak firma kayıtlarındaki faturalara ulaşmak gerekiyordu. Bunun için Emniyet yetkilileri firmaya, "Denetime gireceğiz, müfettişlere göstermek üzere bize daha önceki alımlarımızın faturalarını gönderebilir misiniz" dedi. Firma bunun üzerine kendi kayıtlarındaki satış faturalarını çıkarmakla kalmadı, Enes Çiğci'nin daha önce kendileriyle yaptığı elektronik posta yazışmalarını bile gönderdi. Bu belgelere göre Danimarkalı firma Türkiye'ye toplam 8 adet böcek satmıştı. Bunlardan sadece 2'si Başbakanlık konutu ve ofisinde bulunmuştu, kalan 6 böceğin ise halen aktif dinlemede ya da uykuda olduğu sanılıyor.