Avukat Vural Ergül, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçede, şüpheli olarak yer alan savcılar Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Cihan Kansız, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Zekeriya Öz ve Nihat Taşkın ile kimlikleri, sorumlulukları tespit edilecek hakim ve savcıların örgütlü olarak bir araya geldiklerini ve örgüt talimatları doğrultusunda hareket ettiklerini savundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Ergenekon soruşturması kapsamında, firari şüpheli Tuncay Güney'le ilgili yakalama kararı çıkartıldığını hatırlatan Ergül, davada yargılanan Vedat Yenerer'in avukatı olduğu dönemde Güney hakkında mahkemede talep, beyan ve suç duyurusunda bulunduğunu anlattı.
Ergül, 2008 yılı nisan ayından itibaren gerek başka bir ad altında gerekse kendi adıyla Güney'le internet ortamında yazıştığını, birçok kez çeşitli televizyon programlarına konuk olduğunu ve Güney'le ilgili kitap yazdığını aktararak, şunları kaydetti:
"Ergenekon mahkemesi zabıtlarına da geçirdiğim üzere Tuncay Güney ile halen zaman zaman internet üzerinden yazışmaktayım. Güney son olarak, kendisiyle yaptığım yazışmalarda, işkence altında alınan mülakatı üzerinden çok sayıda insanın tutuklandığını, mağdur edildiğini, birçok haksızlığa kendisinin beyanlarının esas alındığını, tüm bunları sona erdirmek üzere 2001 mülakatının gerçek mahiyetini açıklamak istediğini söylemiş, bunun üzerine de tarafımca mahkemesinden savunma tanığı olarak internet ortamında skype veya bir başka program üzerinden teknik vasıtalarla dinlenilerek kayda geçirilmesine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkeme tarafından talebim kabul görmemiştir."
GÜNEY'İN İLETİŞİM BİLGİLERİNİ SAVCILIĞA VERDİ
Yakalama kararının ardından Güney'le internet üzerinden ve telefonla görüştüğünü bildiren Ergül, Güney'in ifade vermek istediğini söylediğini anlattı.
Ergül, bilgisi dahilinde Güney'in elektronik posta adresi ve telefon numarasını da savcılığa sundu.
Avukat Ergül, şikayet ettiği savcıların İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2002/64 esas sayılı dosyasından arandığını bildikleri Güney'in yerini bildirmediklerini, üç yıla yakın bir süre boyunca taleplere rağmen ifadesini almadıklarını öne sürerek, savcıların "hiçbir işlem yapmayarak ve üstelik birinden diğerine tefrik suretiyle taşıdıkları soruşturma dosyaları ile yargıdan kaçırmak suretiyle de suçluyu kayırmak, açıkça suç delillerini gizlemek, delil uydurmak, görevi ihmal, görevi kötüye kötüye kullanmak, adli makamları iğfal, suç tasnii" suçlarından soruşturularak, sorumlulukları ölçüsünde cezalandırılmaları için kovuşturmaya geçilmesini talep etti.