Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki kaos ortamından yararlanarak, 'PKK-PYD, IŞİD'e karşı savaşıyor ve meşrulaşıyor' diye düşünen HDP'lilere "Buna güvenmeyin" uyarısında bulundu. Başbakan, 2015 seçimlerinin Kılıçdaroğlu ve Bahçeli için son şans olduğunu savundu. Kayseri ve Kahramanmaraş'taki ziyaretlerinin ardından uçakta sorularımızı yanıtlayan Davutoğlu, şu mesajları verdi:
HDP VE DÜŞEN MASKELER: HDP'nin şehitlerden sonraki açıklaması çok çirkin ve maskeyi düşürüyor, bir şeyi deşifre ediyor. Şuna güvenmemeleri lazım: 'Nasıl olsa Suriye'de kaos var, PKK ve PYD, IŞİD'e karşı mücadele ediyor diye meşrulaşıyor.' Aslında ne kadar gayrimeşru oldukları bu son cinayetlerle ortaya çıktı. Türkiye'ye rağmen Türkiye'nin sınırlarında hiçbir şey olmaz. Şiddet ortamını tahrik etmeye kalkışırlarsa Kobani'de de başka yerde de yalnız kalırlar. Onun için herkesin muhasebe yapma zamanı.
YERLİ AKIL DEĞİL: (Cumhurbaşkanı'nın sınırlarımızda başka bir oyun oynanıyor' sözü için) Gelişmelerin arkasındaki aktörleri doğru okumak lazım. Yerli akıl değil. Son saldırılar ve Kobani ile yerli süreci dış aktörlerle irtibatlandırarak yabancılaştırmayı hedefliyorlar.
ŞEHİT FOTOĞRAFLARI: Çok dikkatli olunması gereken günlerdeyiz. Basın özgürlüğü tamam. Ama şehitlerin olay yeri fotoğrafının yayımlanmaması lazım. İnsan üzülüyor. Onların da aileleri var. Hiçbir Batı gazetesinde böyle bir fotoğraf göremezsiniz. Halkı galeyana getirmenin ne anlamı var? Tam da o cinayeti işleyenlere koz vermek.
MARAŞ'TAKİ DEDE: Maraş'ta, 'Bir dede sizi görmek istiyor' dediler. 'Gelsin' dedim. Elimi tuttu, 'Ben Alevi dedesi Mehmet Yıldırım. 'Hak Muhammed Ali yareniniz olsun. Hazreti Hüseyin ile ilgili söylediklerinizi dinledim. Allah ülkemize, size zeval vermesin' dedi. Şu son terör olayları olmasa Diyarbakır'da da bu havayı görürsünüz. Türkiye bu tür olaylara karşı dirençli. Bu son saldırı bu direnci kırmak istiyor.
ALEVİ AÇILIMI: Çözüm süreci aslında sadece Kürt meselesiyle ilgili değildi. 100 yıllık süreçte açılan yaraları kapatma süreci aynı zamanda. Onun için Alevi çalıştaylarını da başlattık. Raporları inceliyorum. Eskiden devlet; Süryanileri, Ortodoks Rumları, Ermenileri, Alevileri, Milli Görüşçüleri, Süleymancıları potansiyel tehdit görürdü. Devlet bunların hepsiyle barışmak zorunda.
MAHÇUPYAN TERCİHİ: Etyen Mahçupyan'ı başdanışman yaptım. Ermeni kimliği dolayısıyla atamış değilim. Gerçek bir aydın, gerçek vicdan sahibi bir isim. Etyen Mahçupyan, Cumhuriyet tarihi döneminde devlette en üst düzey unvan almış biri olacak. Bunların hepsi tamir süreci. Ulus devlet oluşumu esnasında, kimlerin gönülleri kırıldıysa şimdi kimler devletle aidiyet bağı kurmak istiyorsa Başbakan olarak görevim, bu aidiyetin zayıfladığı herkesle yeni bir bağ kurmak.
ALEVİ BAŞBAKAN: (Bir Alevi Başbakan olamaz algısı için): Yok böyle bir şey. Birisi böyle desin önce ben karşı çıkarım. Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken mezhebi kimliğini öne çıkarmak aklımdan dahi geçmedi, çıkarmadım. O, bizim Sünnicilik yaptığımız iddiasında. Beşar Esad ile hukukumuz iyiyken, birlikte tatil yaparken de Sünni idim. Sünniliği 4 senede keşfetmedim ki. Bizi dışarıda mahkum etmek için uluslararası çevrelerle işbirliği içinde bir şey atfetti. Söylemekten dilimde tüy bitti. Neo Osmanlıcılık gibi düşüncemiz yok.
BAŞARI KRİTERİ: Başarı olduğunda herkes tarafından hissedilir. Olmadığında da 'ben başarılıyım' desen de bir anlamı yok. Meydan okuyarak söylüyorum: 'Niye Kılıçdaroğlu meydanlara çıkmıyor?' Normalde benim rahat rahat Ankara'da oturup işimi yapmam, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin meydanlara çıkıp beni rahatsız etmesi lazım. Niye onlar meydanlarda yok da biz varız? Çünkü benim için siyaset bir süreç. Halkla teması kaybettiğin zaman siyasetin bitmesi lazım. Bazen halkın içine girmek istiyorum arkadaşlar izin vermiyor. Çünkü neredeyse muhabbet linci oluyor. Başarının ölçüsü alanda halkla yüzleştiğin zaman ortaya çıkıyor zaten.
'MUHALEFET LİDERLERİ İÇİN 2015 SON ŞANS'
(2015 seçimi Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin son şans mı?): Başaramazlarsa öyle olması gerekir. Muhalefette başarısızlıkta bir süreklilik var ama lider devam ediyor. AK Parti'de başarıda süreklilik var. Buna rağmen üç dönemi getiriyoruz. Başarılı olursam 3 dönem sonra ben de bitireceğim. 2015 seçimleri ise vaktinde yapılacak.