Türkiye kurban eti dağıttığı sırada Kobani eylemleri bahanesi ile sokağa dökülen Vandalların saldırısı ile katledilen Diyarbakırlı Fatih Börü'nün yaşadığı vahşeti konuşuyor.
Daily Sabah yazarı Hilal Kaplan bugünkü yazısında Yasin Börü'nün yaşadığı vahşetten yola çıkarak Kobani olaylarının arka planını anlattı.
Türkiye'yi Kobani'ye sıkıştırmak
Yasin Börü, Diyarbakır'da yaşayan, 16 yaşındaki Kürt bir lise öğrencisiydi. Fakirlere yardım için kurulmuş bir sivil toplum örgütünde gönüllü olarak çalışıyordu. 7 Ekim günü, PKK'nın şehir milisleri (YDG-H) tarafından, çalıştığı STK'nın çatısından atıldı ve naaşının üzerinden arabayla geçildi. Ailesi yüzü paramparça olmuş oğullarını zor teşhis edebildi. Aylardır IŞİD'le Ak Parti'nin aynı olduğu tezini işleyen HDP, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bizim için IŞİD'le PKK aynıdır" sözünü öne sürerek 7-8 Ekim günlerinde, tabanını Türkiye'yi Kobanê'ye çevirmeye çağırdı. Yasin, PKK'nın şehir milislerinin iki gün içinde öldürdüğü onlarca sivilden sadece birisiydi.
SİLAHLI GÜÇLERİ KOBANİ'YE DEĞİL TÜRKİYE'YE GÖNDERDİLER
PKK milisleri, Yasin dışındaki STK gönüllülerinden birini silahla, birini aynı IŞİD gibi boğazı keserek ve birini de başını taşla ezerek öldürdü. Ardından PKK'ya yakın Kürtlerle, saldırdıkları Kürtler arasında çatışmalar yaşandı. Toplamda 38 kişi öldü. Eş zamanlı olarak PKK yöneticisi Cemil Bayık silahlı güçlerini Kobanê'ye değil, Türkiye'ye gönderdiklerini açıkladı.
TÜRKİYE 182 BİN MÜLTECİYİ KABUL ETTİ
Böylesi bir anda hükümetten Türkiye'nin iç barışını hedef alan PKK ile mücadele etmekten geri durması beklenebilir mi? Elbette bu gelişmelere paralel olarak çözüm süreci de ince bir çizgide ilerliyor ve hükümet de çözüme olan desteğini çekmiş değil. Ancak PKK'nın ülkede terör estirerek, Suriye'deki gücü YPG'ye yardım etmeye Türk hükümetini ikna etmesi pek de olası değil. IŞİD gibi PYD de Türkiye'nin terör listesinde olmasına rağmen, Türkiye IŞİD'le mücadeleyi öncelediği için şimdiye kadar 554 YPG savaşçısını kendi hastanelerinde tedavi etti. Sınırından yüzlerce kişinin YPG'ye katılmasına göz yumdu. Sivil katliamını önlemek için Kobanê ve çevresinden gelen182.000 mülteciyi kabul etti.
TÜRKİYE TEMKİNLİ YAKLAŞIYOR
Ancak Kobanê'ye ağır silah koridoru açmak veya peşmerge geçişini sağlamak gibi seçeneklere, IŞİD'in Türkiye'yi hedefe koymasını sağlayacağı için temkinli yaklaşılıyor. Örneğin IŞİD, misilleme olarak Suriye'de kendi sahasında kalan ve Türkiye toprağı sayılan Süleyman Şah Türbesi'ne saldırırsa, Suriye'deki oldukça karmaşıklaşmış vekâlet savaşına dalmış olacağız. Üstelik Suriye'ye girildiği takdirde sadece IŞİD değil, İran ve Suriye de bunu savaş ilanı olarak göreceklerini açıklamışken, ABD'de bile 'Meksika sınırından IŞİD'liler mi girdi?' paranoyası yaşanırken, Irak-Suriye'ye en uzun sınırı olan Türkiye'nin bu temkinliliği oldukça anlaşılır.
TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ KORUMAK ZORUNDAYIZ
Ancak yabancı basında çıkan pek çok makaleye bakılırsa Türkiye'nin tavrı sadece Kürt düşmanlığı ile açıklanabilir. Tim Arango imzalı, "Turkey hits Kurds not ISIS, defying Washington" başlığıyla New York Times'da çıkan son haber bunun mükemmel bir örneği. Başlığa bakan, Türkiye'nin Suriye'de savaşmakta olan YPG militanlarını vurduğunu sanabilir. Ancak gerçek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geçtiğimiz günlerde bir karakolu basmaya çalışan PKK'lıların, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda yerleştirdiği mevzileri vurması. Yani olay Kobanê'de değil, Türkiye'de geçiyor. Vurulan hedefler IŞİD'le savaşan YPG değil, Türkiye'yle savaşan PKK güçleri. Türkiye, kendi toprak bütünlüğüne yönelik saldırılara karşılık vermek için de Washington'dan izin alacak değil.
ŞANTAJA BOYUN EĞMEYECEĞİMİZİ GÖRMEMİLER
Benzer manipülatif çabalar artışta olmasına rağmen, Başbakan Davutoğlu'nun Türkiye'nin güvenliğini ve çıkarlarını hiçe sayarak hareket etmeyecekleri açıklaması geçerliliğini koruyor. Türkiye yerine, bir terör örgütü olan PKK'yı, küçük bir şehirde IŞİD'le mücadele ettiği için tercih etmeyi önerenler, Türkiye'nin bu şantaja boyun eğmeyeceğini görmeliler.
Kaynak: dailysabah.com