Heyet adına yapılan açıklamada, son günlerde Kobani başta olmak üzere bölgede yaşanan gelişmeler ile "çözüm sürecinde müzakere aşamasına geçiş mekanizmalarının henüz kurulmamış olması"nın süreçte ciddi bir zorlanmayı beraberinde getirdiği savunuldu.
"Sürecin başından itibaren sağlanan çatışmasızlık ortamının kalıcı barışa evrilmesi için yoğun bir çaba içerisinde" olduğu ifade edilen heyetin, son dönemdeki gelişmeler ışığında son bir hafta içinde önce Kandil'de terör örgütü KCK ile birkaç gündür de Ankara'da hükümet ve devlet yetkilileriyle uzun süren toplantı ve görüşmeler gerçekleştirdiğine dikkat çekildi.
Hükümet yetkilileriyle gerçekleştirilen toplantılarda "Kobane başta olmak üzere Türkiye'nin Rojava politikası ve çözüm sürecine yansımaları", "Sekreterya ve İzleme Heyeti başta olmak üzere müzakere mekanizmalarının kurulması, yol haritasının taraflar arasında ortaklaşması" ve "Son haftalarda kitlesel demokratik gösterilere yönelik güvenlik güçlerince yapılan orantısız müdahaleler ve asayiş uygulamalarının ortaya çıkardığı sorunlar" başlıklarının hayati öneme sahip olduğunu vurgulandı.
Açıklamada, şu değerlendirme yapıldı:
"Yaptığımız görüşmeler ışığında çözüm sürecinin devamıyla ilgili iradi kararlılıktan hızlı somut adımlara geçmenin önemli olduğu; bu bağlamda çözüm süreciyle ilgili tıkanıklıkların aşılması için önümüzdeki günlerin son derece hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulamak isteriz. Türkiye'nin Rojava'da yaşanan gelişmeler karşısında devreye koyduğu insani yardımların ötesinde, Kobane'deki katliam tehlikesinin bertaraf edilmesi için etkin bir tutum içerisinde olması gerekmektedir. Rojava'daki gelişmelerin normalleşmesi sürecin ve tarihi ortak geçmişin yüklediği sorumlulukların yerine getirilmesiyle mümkündür. Bunun için hükümetin kendisinden beklenen politik tutumu netleştirmesi hayati önemdedir. Bu tutum salt çözüm sürecinin geleceğini değil, aynı zamanda bölgesel barış, istikrar ve halkların demokratik geleceğini de belirleyecek temel faktörlerden birisi olacaktır. Özellikle Kobane'deki katliam girişimlerine karşı Suruç başta olmak üzere tüm ülkede yükselen demokratik duyarlılık ve dayanışmaya dönük hamlelerin engellenmeye çalışılması olası katliamların vebaline ortak olmak anlamına gelecektir. Yapılması gereken, bu dayanışma duygusuyla Kobane halkının yanında yer alan halklarımızı engellemek değil, bu dayanışmanın dayandığı demokratik zemine saygı duyup bu zemini geliştirme ve güçlendirme imkanlarını yaratma konusunda ortaklaşmaktır. Unutulmamalıdır ki Rojava'daki katliam girişimleri etkisiz kılınmazsa bu durum başta ülkemiz olmak üzere bütün bölgeyi yıllarca sürecek bir felaketin eşiğine getirecektir."
"HDP heyetinin, İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan'la yapacağı görüşmenin taşıdığı önemin açık olduğu" belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"Bugüne kadar süreç ve bölgesel gelişmelerle ilgili yaşanan tüm zorlanmaları önceden öngören ve bunlara karşı sürekli yol gösterici uyarılarda bulunan Sayın Öcalan'ın gerek Rojava'da yaşanan gelişmeler gerekse de sürecin seyriyle ilgili ortaya koyacağı temel yaklaşımlar, bütün bölgenin demokratik geleceği açısından tarihsel bir öneme sahip olacaktır. Bu husustaki değerlendirmelerimiz yaptığımız tüm bu görüşmelerde paylaşılmıştır. İmralı Adası'na heyetimizin yapacağı ziyaret için gerekli resmi başvurular yapılmıştır."