İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Kardeşlerim aziz milletim sevgili vatandaşlarım bu zafer gecesinde en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez gerçekleşen halk oyuyla cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkemize milletimize tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını rabbimden niyaz ediyorum.
Şahsımı Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'nci cumhurbaşkanı olarak tayin eden aziz milletime buradan şükranlarımı sunuyorum. Sandık başına giden her bir kardeşime teşekkür ediyorum. bize oy versin yada vermesin oyunu kullanan bu tarihi günde tarihin yapılmasına ve yazılmasına katkıda bulunan her bir vatandaşıma teşekkür ediyorum.
Yurt dışında bütün zorluklara rağmen sandığa gidip bu tarihi seçimde ilk kez oy kullanan kardeşlerime gümrük kapılarında oy kullanan kardeşlerime huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Bugün Avustralya'dan, ABD'ye, Güney Afrika Cumhuriyeti'nden Bosna Hersek'e kadar Türkiye için dualar eden tüm gönül dostlarına teşekkür ediyorum. Bugün bu seçimi kazanan sadece Recep Tayyip Erdoğan değildir. Bugün milli irade bir kez daha kazanmıştır. Bugün demokrasi bir kez daha kazanmıştır. Bugün şahsıma oy verenler kadar, şahsıma oy vermeyenlerde sevenlerimiz kadar sevmeyenlerimiz de kazanmıştır.
Bugün 77 milyon 81 vilayet kazanmıştır. Hiç kuşkusuz bugün yeni Türkiye öncü Türkiye kazanmıştır. Sadece Türkiye değil, bugün Bağdat'ta İslamabad'da Beyrut, Saraybosna Üsküp de kazanmıştır. Bugün Şam, Halep, Hama, Humus, bugün Ramallah, Nablus, Gazze, Kudüs de kazanmıştır.
Artık devletin ve milletin iki ayrı istikameti bulunmuyor. Bugünden itibaren aynı istikamete bakıyor. Bir olarak aynı rotada yürüyor. 12 Eylül 2010 tarihinde yüzde 58 oy oranıyla kabul edilen anayasa değişikliği 12 Eylül darbesinin izlerini hatırlayın silmişti. Bugün ise 27 Mayıs 1960 parantezi artık kapanmıştır. 27 Mayıs'ın bir vesayet aracı olarak Türkiye'ye dayattığı cumhurbaşkanlığı anlayışı artık tedavülden kalkmıştır. Biz 13 yıl önce 14 ağustos 2001'de Ak Parti'yi kurarken ne demiştik? Menderes gibi "yeter" demiştik. Yeter söz milletindir demiştik. Ama bir şey daha ilave etmiştik. "Yeter söz de milletin, karar da milletindir" demiştik. İşte şimdi söz de karar da milletin uhdesine geçti. Aracılar vasıtasıyla cumhurbaşkanı seçmediniz. Bizzat kendiniz seçtiniz. Önemli olan burası.
Ve dikkat ediyor musunuz oylarımız hep yükselerek sandıklardan çıktık. Hemen hemen her seçimde bir balkon konuşması yaptım. Aziz milletime seslendim. Her bir balkon konuşmamda gönül diliyle konuştum. Aziz milletimize her bir seslenişimde akıldan ziyade kalbin ve vicdanın kelimeleriyle seslendim. Kardeşlerim meydanlarda mikrofonların önünde balkonda ne söylediysem 12 yıl boyunca söylediğimin arkasında durdum. Sözüme vefanın mücadelesini verdim. Bu dokuzuncu seçim konuşmamda da gönlümün ruhumun vicdanımın hissiyatını sizlere aktarıyorum.
İşte onun için bütün kalbimle söylüyorum ki milletimiz içinde 77 milyonun her bir ferdi içinde bu seçimin mağlubu yoktur. Milletimiz içinde bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden vardır statüko kaybetmiştir. Elbette vesayet bugün en büyük mağlubiyetini yaşamıştır. Elbette kirli siyaset ve siyaset dışı güç odakları bugün ibretlik bir ders almıştır.
Biz her adımda kendi iç muhasebemizi yaptık. Yeni anayasa dedik değil mi? Kardeşlerim 326 milletvekiliyle anayasa uzlaşma komisyonunda üç kişiyle temsil edilmeyi kabul ettik. Üç diğer partinin toplamı 220 vekildi. Onlar ise 9 kişiyle temsil edildi. Biz neden bunu yaptık? İstedik ki derdimiz bağcıyı dövmek değil üzümü yemekti. Ne yazık ki başarılı olamadık. Neden? Çünkü uzlaşma olmuyordu. Ve en sonunda Meclis Başkanı açıklamasını yaptı. Burada bir şey vardı. Uzlaşma kendi inandıklarını karşıya dayatma değildir. 47 maddede uzlaşıldı. Altında imzalar var, daha sonra 60 madde var. dört siyasi partinin imzası var. hadi gelin bunu çıkaralım dedik yanaşmadılar. Üzüntüm var, böyle olmaz. Türkiye'de muhalefet siyaha beyaz deme sanatı değildir. Onun için inanıyorum ki muhalefet de kendisini çek edecektir.
Bugün kırgınlıkları unutma günüdür. Küslükleri elimizin tersiyle itme günüdür. Bugün zihnimizdeki bariyerlerden arınma, ön yargılardan kurtulma, dayatılmış korkulardan sıyrılma günüdür. Bugün yeni bir Türkiye kurulurken yeni bir başlangıç yapmanın kapılarını aralama günüdür. Buradan paralel yapının tabanındaki ihlaslı samimi saf ve temiz kardeşlerime de bir kez daha sesleniyorum. Onların da kendilerini ve kendilerine öğretilenleri sorgulamalarını bir kez daha rica ediyorum. ihlasla ve samimiyetle kendilerine yöneltecekleri her soru inanıyorum ki onların da bizi anlamaları, bizim mücadelemizdeki iyi niyeti görmelerini sağlayacaktır. Bizim davamız şahsi bir dava değil, Türkiye davasıdır.