Çankaya Köşkü'ndeki ödül töreninde konuşan Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, sanatın muhalif kimliğinin, Cumhuriyet tarihi boyunca devlet makamları tarafından hiçbir zaman onaylanmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen bir törenle sahiplerine verildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün her yıl kültür ve sanatın farklı dallarında verilmesi talimatı verdiği altı ödül arasında en dikkat çeken, müzik alanında Büyük Ödül'ün merhum Ahmet Kaya'ya verilmesi oldu. Geçtiğimiz yıllarda ödüle layık görülenler 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda açıklanırken, bu yıl Ahmet Kaya'nın doğum günü olan 28 Ekim'de ilan edilmesi, Cumhurbaşkanlığı'nın merhum Ahmet Kaya'ya bir jesti olarak yorumlanmıştı.
Fransa'ya gitmek zorunda kalan ve orada 2000 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden sanatçı Ahmet Kaya adına ödülünü eşi Gülten Kaya aldı. Sanatın muhalif kimliğinin, 90 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca devlet makamları tarafından hiçbir zaman onaylanmadığını söyleyerek başladığı konuşmasında, Gülten Kaya, ''Aksine, uygar dünyanın özgürleştirmeye çalıştığı kültür sanat alanı, bizim topraklarımızda hep merkezileştirmeye çalışılarak devlet denen yapıya sadakati istendi. Dolayısıyla muhaliflere maalesef çok büyük bedeller ödetildi.'' şeklinde konuştu.
''BU ÖDÜLLE AHMET KAYA'NIN ÖZLEDİĞİ DÜNYAYA BİR ADIM DAHA YAKLAŞIYORUZ''
Ahmet Kaya'nın bu ülkenin bir yurttaşı ve sanat adamı olduğunu vurgulayan Gülten Kaya, ''Sanırım bu ödülün en şaşırtıcı yanı da buydu.'' diyerek, sözü susturulmuş ve kalbi incitilmiş bir sanat insanı dediği Ahmet Kaya'nın Paris'te paylaştığı görüşleri dile getirdi. Ahmet Kaya'nın, hayattayken aldığı son ödül töreninde konuşmasına insan hakları diye başlayıp, Türkiye halkları diye bitirdiğini kaydeden Gülten Kaya, ''Bana düşen, onu etkileyen, sarsan, var eden, ona şarkı yazdıran değerler adına bu ödülü almaktır. Onun kurduğu insanlık düşüne, değiştirmek istediği ve özlediği dünyaya bu ödülle tek bir adımla yaklaşıyorsak bundan eşim adına da kendi adıma da onur duyarım. Bu nedenle ben bu ödülü onun değerlerini, bu topraklarda yaşamış ve onun gibi incitilmiş, kırılmış tüm kadim kültürlere eşim şahsında bir vefa selamı olarak algılayıp 'Aleykümselam', bizden de 'merhaba' demeye geldim.'' diyerek, ödülün insanları demokrasiye bir adım daha yaklaştırması temennisinde bulundu.
2013 CUMHURBAŞKANLIĞI BÜYÜK ÖDÜLLERİ KİMLERE VERİLDİ?
1995'ten bu yana verilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerine bu yıl aşağıdaki isimler layık görüldü:
(Merhum) Ahmet Kaya: Müzik alanında, müziği, yorumu ve söylemiyle farklı görüşlerden çok sayıda insanı bir araya getirdiği için.
Prof. Dr. Bekir Karlığa: Belgesel dalında, 'Batıya Akan Nehir' belgeseli ile insanlık tarihinin Doğu'dan Batı'ya yürüyüşünü güçlü bir görsellik ve zengin bir anlatımla aktarmadaki başarısı ve bu doğrultuda medeniyetler arası uzlaşıya getirdiği bakış açıları için.
Prof. Dr. Fuat Sezgin: İslam bilim ve teknoloji tarihi alanında yaptığı çalışmalardan dolayı.
Prof. Dr. Daron Acemoğlu: Sosyal bilimler dalında, klasik büyüme ve kalkınma teori ve modellerine farklı bir perspektifle yaklaşımı nedeniyle.
Prof. Dr. İskender Pala: Türk edebiyatının geniş kitlelerce benimsenmesine ve toplumda kültür tarihine yönelik ilginin oluşmasına sağladığı katkılar için.
Tarihi Kentler Birliği: Kültür ve Sanat Kurumu olarak doğal ve kültürel çevre konuları ile kentlerdeki kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında gösterdikleri yoğun çabalar ve kent kültürü alanındaki toplumsal farkındalığın artmasında sergiledikleri başarılı çalışmalarından dolayı.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü; daha önceki yıllarda Ara Güler, Yıldız Kenter, Nuri Bilge Ceylan, Sezai Karakoç, Selim İleri gibi isimlere verilmişti.