Kocaeli'nde yetki belgesi olmadan yolcu taşımacılığı yapan sürücü F.A.'ya 2 bin 426 lira para cezası kesildi. Sürücü, zamanında tebligat yapılmadığını gerekçe göstererek cezaya itiraz etti. Gebze 1. Sulh Ceza Mahkemesi, itirazı yerinde gördü. Ancak Adalet Bakanlığı' kararın kanun yararına bozulması için itirazda bulundu. Yargıtay 7. Dairesi, F.A. ile ilgili kararı sonuca bağladı.
Yargıtay kararında şu ifadeler kullanıldı: "Mahkemece, 27.01. 1989 tarihli ve 20062 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren trafik para cezalarının tahsilinde ve takibinde uygulanacak esas ve usuller ile kullanılacak belgeler hakkında yönetmeliğin 10/a-b maddesi gereğince tebligat işlemlerine 7 iş günü içerisinde başlanmadığından bahisle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, belirtilen hükmün idarî işlemlerin sürüncemede kalmasını önlemek amacıyla idareye yönelik getirilmiş bir düzenleme olduğu, süresinde tebligat işlemlerine başlanmamış olmasının idarî karar tutanağını geçersiz kılmayacağı, mahkemesince olayın esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçeyle karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı ceza muhakemesi kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Gebze 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 22.05. 2012 gün ve 2012/417 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulmasına oy birliğiyle karar verildi."
Öte yandan, Yargıtay'ın kararını sosyal medyada değerlendiren Antakya Barosu'ndan bir avukat endişelerini dile getirdi. Bu konuda şunları kaydetti: "İdarenin, gıyapta yapılan tespite istinaden düzenlediği trafik idari para cezası tutanağını, süresi içerisinde tebliğe vermemesi, dolayısıyla olayın unutulmasını ve savunma yapılmasını zorlaştıracak veya imk'nsız hale getirecek olup, 'Anayasa, kanunlar ve uluslararası sözleşmeler' ile belirlenen 'savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı, hukuk devleti' ilkeleri ihlal edilmiş olacaktır. Mezkûr anayasal, yasal ve uluslararası sözleşmeler ile belirlenen ilkeler göz önüne alınmadan, sırf 'devlet, ceza tahsil etsin de nasıl olursa olsun' şeklindeki bir düşünce ise milyonlarca insanın ve sürücünün haksız yere mağduriyetine ve hukuka olan güvenini kaybetmesine yol açacaktır."