Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin El Kaide unsurlarına izin vermesinin söz konusu olmadığını belirterek, Irak'taki (Bağdat) Ebu Gureyb Hapishanesi'nden kaçanlar Suriye'de El Kaide saflarına katıldı. Esad baskıyı artırdıkça yakınlarını kaybedenler radikallere yöneldiler" dedi. İki günlük Irak seyahatinin dönüşünde gündemi değerlendiren Davutoğlu, şu mesajları verdi:
SURİYE'DE EŞİT SUÇLU YARATMA ÇABASI VAR: Suriye'de iki tarafı masaya getirmek için eşit suçlama mantığı var. Bir taraf kitle imha silahı kullanmış. Teyit edilmiş. Öyle bir hava yaratıyorlar ki iki taraf da eşit şekilde suçlu. Masaya El Kaide ya da Irak Şam İslam Devleti oturmayacak ki? Meşru Suriye muhalefeti, koalisyon oturacak. Suriye'de Amerika ve Rusya bir süreç başlatabilir ama nihayete erdiremezler. Türkiye, hazırlığında yer almadığı süreçlerin içinde olmaz.
KRİZ UZADIKÇA BATAKLIK BÜYÜDÜ: Suriye'de terör ve yaşanan olaylardan sadece El Kaide sorumluymuş gibi bir algıyı Irak ve İran'da yerleştirdiler. 2011'de El Kaide yoktu, 2012'de birkaç yüz oldu, 2013'te binlere çıktı. Nasıl? Esad baskıyı artırdıkça yakınlarını kaybedenler radikallere yöneldiler. Kriz uzadıkça bataklık büyüdü.
EBU GUREYB'DEN GELDİLER: Irak'taki (Bağdat) Ebu Gureyb Hapishanesi'nden kaçanlar Suriye'ye geldi. El Kaide unsurlarına Türkiye'nin izin vermesi söz konusu değil. Madem siz Suriye'ye geçen bazı El Kaide mensuplarını biliyorsunuz, ya ülkenizden çıkarmayın, engelleyin ya da bize verin biz gereğini yapalım. İsimleri verin diyoruz vermiyorlar. İstihbarat desteği vermiyorlar. Hem kendi üzerinize düşeni yapmayacaksınız hem de basın üzerinden Türkiye'yi suçlayacaksınız.
ÇÖZÜMDEN DÖNEN KAYBEDER: (Çözüm sürecine ilişkin nehir metaforu/sırat köprüsü benzetmesi): Ben hâlâ nehir metaforunu doğru buluyorum. Bu nehrin yarısından dönen kaybeder. Bir yanda gayet istikrarlı adımlarla ekonomisini güçlendiren diğer yanda demokratikleşme adımlarını atan Türkiye var. Böyle bir ülkenin vatandaşı olarak yükselmek de var, öbür tarafta gerilimli, çatışmalı bir ortamın parçası olmak da. Kürt kökenli vatandaşlarımız da Türkiye'nin bu yükselen grafiğinden istifade ediyor. Süreci işletmeyip, teröre dönmek önü görülemez bir tünelin içine girmek anlamına gelir. Tekrar çatışmaları isteyenleri tarih affetmez.