Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda düzenlenen anma etkinliğindeki konuşmasına Atatürk'ün vefatının 75. yılı olduğunu anımsatarak başladı.
Cumhuriyetin kuruluşunun 90. yıl dönümünün iki hafta önce kutlandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'En büyük eserim Cumhuriyettir' sözünü hatırlattı.
Birçok ülkenin cumhuriyet rejimini benimsediğini söyleyen Erdoğan, "Hiç kuşkusuz cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal'in keşfettiği dünyada ya da dünyada ilk kez uygulanan bir yönetim biçimi değildi. Bölgemizde o gün de bir çok ülke cumhuriyet rejimini benimsemişti. Ancak Gazi Mustafa Kemal, çağının cumhuriyetlerinden farklı olarak ülkeyi demokratik cumhuriyet fikrine hazırlamak gibi gerçekten önemli bir devrimi gerçekleştirmişti" diye konuştu.
Atatürk'ün, Ali Fethi Okyar'a bizzat talimat verip, onu teşvik ederek, yüreklendirerek Cumhuriyet Halk Partisi'nin karşısında ikinci bir siyasi partinin çıkmasını sağladığını dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Demokrasiye ilk adım böylece atılmıştı. Burası çok anlamlı. Cumhuriyetimizin daha 7. yılında kurulan bu yeni siyasi parti, milletten aslında çok büyük teveccüh görmüştü. Ne var ki Gazi Mustafa Kemal'in tam desteğine rağmenn dönemin hükümeti ve tek parti tarafından yapılan ağır baskılar neticesinde bu deneme akamete uğramış, Serbest Cumhuriyet Fırkası kendisini kısa sürede feshetmiş ve ilk demokrasi denemesi maalesef başarısız olmuştu. Gazi Mustafa Kemal en büyük eseri olarak baktığı Cumhuriyetin döneminin diğer tabela cumhuriyetlerinden farklı olması milleti yani cumhuru özellikle bütünüyle kucaklaması fikrini son nefesine kadar muhafaza etmiştir."
Atatürk'ün mensubu olduğu milleti çok iyi bildiğini ve yakından tanıdığını vurgulayan Erdoğan, "Gerek Kurtuluş Savaşına gerek Cumhuriyete giden yolda Mustafa Kemal milletinin tüm renklerini tüm farklılıklarını milleti millet yapan tüm dini, etnik ve mezhebi unsurları bir araya getirmeyi başarmış tüm mücadeleyi onlarla birlikte yürütmüştür. Cumhuriyetimizin böyle bir renklilik üzerine kurulması Cumhuriyetimizin herkese eşit mesafede durması, herkesi eşit olarak kucaklaması, Gazi Mustafa Kemal'in en önemli ideallerinden biriydi" dedi.
''GAZİ MUSTAFA KEMAL, BİR AYRIŞMANIN ARACI OLABİLECEK EN SON KİŞİDİR''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kurtuluş Savaşı'nın baş kumandanı ve Cumhuriyetimizin banisi olan Gazi Mustafa Kemal, bir ayrışmanın aracı olabilecek en son kişidir. 'Gazi Mustafa Kemal' isminin ya da sonradan üretilmiş sembollerin arkasına saklanarak toplumu kamplara ayırmaya çalışmak, Cumhuriyete ve milletimizin ortak değerlerine hakaret olduğu kadar, Gazi Mustafa Kemal'in aziz hatırasına da haksızlıktır'' dedi.
Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda düzenlenen anma etkinliğindeki konuşmasında, Gazi Mustafa Kemal'in vefatının hemen ardından ortaya çıkıp günümüze kadar da ulaşan birçok uygulamanın ve ideolojinin, Gazi'nin fikir, ideal ve hedefleriyle hiçbir bağlantısı, ilintisi ve ilişkisinin bulunmadığını söyledi.
Gazi Mustafa Kemal'in adının, son derece haksız biçimde yanlış birtakım uygulamalara paravan yapıldığını belirten Erdoğan, Atatürkçülük ya da Kemalizm ideolojisinin çoğu zaman Gazi'nin fikirlerinden sapma gösterdiğini, bu akımların Gazi'nin ideallerinin tamamen tersi bir istikamette, millete tepeden bakan, milleti dizayn etmeye çalışan, millet üzerinde baskı kurmaya çalışanların istismar aracı olduğunu bildirdi.
Atatürk'ün demokrasiye geçiş çabalarına rağmen Türkiye'nin tek parti istibdadına mahkum edildiğini, ancak 1945'te çok partili hayata geçildiğini, 1950'de de Cumhuriyetin demokrasiyle ancak kucaklaşabildiğini belirten Başbakan Erdoğan, ''1960 ve sonrasındaki her müdahale, Gazi Mustafa Kemal'in adı kullanılarak ama onun en büyük eseri olan Cumhuriyete kastedilerek, Cumhuriyet yaralanarak, millet adeta çiğnenerek yapılmıştır'' dedi.
''KİM OLDUĞU ÇOK İYİ BİLİNEN BİR LİDER''
''Gazi Mustafa Kemal, eserleriyle, yazıları, kitaplarıyla, fikirleriyle en önemlisi de dönemin belgeleriyle kim olduğu çok iyi bilinen bir liderdir'' diyen Erdoğan, arşivlerin bu noktada zengin olduğunu ifade etti.
Herkese göre farklı bir Atatürk olmadığını, herkesin kendi şahsi çıkarına, kendi ideolojisine dayanak olarak kullanacağı, keyfice istismar edeceği bir Atatürk bulunmadığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şunun altını çizerek ifade etmek isterim ki, Kurtuluş Savaşı'nın baş kumandanı ve Cumhuriyetimizin banisi olan Gazi Mustafa Kemal, bir ayrışmanın aracı olabilecek en son kişidir. 'Gazi Mustafa Kemal' isminin ya da sonradan üretilmiş sembollerin arkasına saklanarak toplumu kamplara ayırmaya çalışmak, Cumhuriyete ve milletimizin ortak değerlerine hakaret olduğu kadar, Gazi Mustafa Kemal'in aziz hatırasına da haksızlıktır.
Gazi Mustafa Kemal, onun eserleri ve onun mücadelesinden baskıcı, otoriter, tek tipçi, başkalarının fikir ve yaşam tarzlarına tahammülsüz, Türkiye'nin farklılıklarını kabullenemeyen bir ideoloji asla çıkmaz. Gazi Mustafa Kemal, istismar edilmeyi, semboller üzerinden tartışma aracı yapılmayı değil, fikirlerinin anlaşılmasını, duygularının hissedilmesini istemişti. En büyük ideali de İstiklal Savaşında muzaffer olabilmek yani Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarabilmekti. Bütün manialara, bütün yavaşlatma çabalarına rağmen Türkiye, Gazi'nin bu idealini anlamış, kavramış ve bu yolda çok önemli mesafe kat etmiştir.''
''BU SEVİYELERLE YETİNMEYECEĞİZ''
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 90. yıl dönümünde, Gazi'nin vefatının 75. seneyi devriyesinde Türkiye'nin, Gazi'nin gösterdiği hedef doğrultusunda, muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda çok önemli mesafeler kat ettiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, 29 Ekim 2013'te İstanbul'da büyük bir coşkuyla açılan Marmaray'ın muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda zincirin sadece son halkası olduğunu söyledi.
Finlandiya, İsveç ve Polonya ziyaretlerini anımsatan Erdoğan, görüştüğü liderlerin ''Bu Marmaray'ı nasıl gerçekleştirdiniz? Denizin altından bunu nasıl başardınız? Biz sizin bu tecrübenizden istifade etmek isteriz'' dediğini, kendilerinin de bununla ayrıca gururlandıklarını belirtti.
Türkiye'nin, inşa ettiği yollarla, barajlarla, konutlarla, üniversiteler, okullar, dersliklerle, hastanelerle, stadyumlarla, kültür merkezleriyle, yurtlarla bölgesinin ve dünyanın en hızlı kalkınan ülkeleri arasında bulunduğunu aktaran Erdoğan, ''Türkiye artık parasıyla, altı sıfırıyla değil, değerini bulan parasıyla, bayrağıyla ve pasaportu dünyada itibar gören, her bir vatandaşına dünyada saygıyla, gıptayla bakılan bir ülke konumuna yükselmiştir. Türkiye Kurtuluş Savaşı ve kurtuluş ruhuna uygun biçimde birbiriyle artık kucaklaşan, birbirine kenetlenen, kardeşliğini daha da yücelten toplumsal yapısıyla şimdi her zamankinden daha fazla umut vadeden bir ülkedir'' dedi.
Türkiye'nin bu seviyelerle yetinemeyeceğini, daha da ileriye gideceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Çünkü biz muasır medeniyetler seviyesine değil, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak zorundayız. Yükselmeye, daha iddialı hedeflere doğru yürümeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde, Gazi'nin aramızdan ayrılışının özellikle seneyi devriyesinde, onun ideal ve arzuları doğrultusunda muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmış bir Türkiye'ye doğru emin adımlarla ilerleyeceğiz.
Gazi'yi, onun ismini, onun hatırasını bir ayrıştırma değil, bütünleştirici bir değer halinde muhafaza ederek 76 milyon hep birlikte tek yürek olarak geleceğin Türkiye'sini inşa edeceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle vefatının 75. yılında bir kez daha Gazi Mustafa Kemal'i minnetle yadediyorum. Kurtuluş Savaşımız başta olmak üzere tüm şehitlerimize ebediyete intikal etmiş tüm gazilerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Gazi ve şehitlerimizin hatırasına gölge düşürmeden, onlardan aldığımız kutsal emaneti yücelterek kararlılıkla yolumuzda yürüyeceğimizi tekrar hatırlatıyorum.''