Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye-İngiltere arasındaki ilişkileri güçlendirmek maksadıyla kurulan ve bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen ve akademisyenlerin, işadamlarının ve medya temsilcilerinin katıldığı 'Tatlıdil Formu'na katılmak için geldiği İskoçya'nın başkenti Edinburgh'da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gül'ün açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Başörtüsü ve TBMM: Avrupa parlamentolarında başları örtülü Türkler varken, Avrupa üniversitelerinde bu kişiler öğrenci olabiliyordu. Bizde niçin olmasın diyorduk. Bu kararların arkasında başka bir şey aramamak gerek. Bu normalleşmedir. Söz konusu sorunun artık geride kaldığı kanısındayım. Partiler bunu gördüler ve ortak bir karar aldılar. Siyasetin konusu olmaktan çıkması gerekir, bu gelişmelerle birlikte çıkmıştır. Kadınları kıyafetleriyle değerlendirmek yanlıştır. Liyakat sisteminde bir insanın ölçüsü başarısıdır. Ayrıca halkın içinde böyle bir sorun yoktu. Hakim, savcı, polis gibi mesleklerde de başörtülü kadınların olup olmayacağını tartışmamak, kendi haline bırakmak lazım. Daha önce yaşanan Merve Kavakçı olayına girmek istemiyorum. Her şeyin bir zamanı var. O gün karşı çıkan siyasi kurumların bugün hep beraber destek verdikleri. Bugünkü gelinen nokta ile hepimizin gurur duyması gerekir.
Çözüm süreci: Herkes bugünkü durumun kıymetini görüyor. Herkesin korkusu geriye dönmek. Türkiye kendisine bu özgüveni sağlamışken, kendi meselelerini kendi iradesiyle hallederken bunu raydan çıkarmamak gerekir. Bir kabullenme dönemi oluyor. Halkın sağduyulu olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Böyle bir kulvara girmişken buradan devam etmesi lazım. Buralarda siyaset yapmamak ve taktik uygulamalara gitmemek gerekir.
Sayıştay Kanunu: Bu yasayı çıkarmak için çok uğraştık. Reform sürecinin en önemli yasalarından biri. Bu yasadan önce birçok kurum denetim dışıydı. Kamu kaynaklarının harcanmasında birçok alan karanlıktı. Emniyet, TSK, istihbarat teşkilatları denetim dışındaydı. Bütün bunlar denetim içine girdi.
Hakan Fidan: Dışarıda bir kişi bir yazı yazıyor, Türkiye'de Türkiye'deki bütün yazarlar onun yazısı üzerine yazı yazmaya başlıyor. O gazete kaç satar, bilinir mi?
Ödüller ve Ahmet Kaya: Bir heyetimiz var. Tüm potansiyel isimleri oturup konuşuyorlar. Sonunda kısa liste yapılıyor. Ben de söylüyorum şunları şunları da ekleyelim diye. Mümkün olduğu kadar kapsayıcı ve objektif bir seçimdir. Ahmet Kaya'yı arkadaşlar önerdi. Türkçe söylediklerini anlıyorum. Herkesin bir bamtelini yakalıyor. Herkes yapılanlardan utanıyor değil mi? Özür diliyorlar, utanıyorlar yaptıklarından. O dönem anormaldik. Belli bir iklim oluşunca, o iklimin içinde normal insanlar da olmayacak işleri yapıyor.
Kıbrıs: 50 yıldır devam eden bir dava olmaz. Rum lider 2004'te evet diyenlerdendi. O zaman hayır diyenlere mukabil evet diyenler şimdi iktidardaysa çözüme ulaşmamız lazım.
'Müttefikler arası dinleme ayıp oluyor'
Cumhurbaşkanı
Gül, dinleme skandalıyla ilgili olarak ise "Avrupa bu konuyla çalkalanırken, manşetler atılırken, Türkiye'de kimsenin ilgilenmemesine hayret ediyorum. Bunlar da soğuk savaşın yöntemleri. Asıl mesele müttefikler arasındaki dinlemeler. Bu durum da ayıp oluyor. Bu konuda güven sağlayıcı bir yapı oluşmazsa Çin de, Rusya da başkaları da başka yollara gider" dedi. Bu arada Cumhurbaşkanı Gül, dün York Dükü Andrew'in Tatlıdil çay partisine katıldı.