Kurtarılan Türk pilotlardan Murat Ağca, yaşadıklarını anlattı: Bir değil 8 kere kaçırıldık. 3 günde bir ev değiştirdik. Başıma silah dayadıkları an ilk aklıma gelense eşim ve çocuklarım oldu
Bizi tutsak alanlar "Türkiye çok güçlü bir devlet bizim için arabulucuk yapmasını istiyoruz, size zarar vermeyeceğiz" dedi. 37 adımlık bir bahçede yürüyerek sağlığımızı korumaya çalıştık
Lübnan'da kaçırılan ve 72 gün sonra serbest bırakılan Türk pilotlardan Murat Ağca, İstanbul Küçükçekmecede'ki evinde yaşadıklarını anlattı. Ağca, "Bir kez değil 8 kez kaçırıldık. İlk günlerde kaldığımız evdeki, 37 adımlık bahçede hayata tutunduk. Başıma silah dayadılar. Aklıma gelen ilk şey eşim ve çocuklarım oldu" dedi. Yardımcı pilot Murat Ağca, Halkalı'da ailesiyle geçirdiği ilk gününde evinin kapılarını gazetecilere açtı. Ağca kaçırılış hikâyesini ve yaşadıklarını anlatırken, sık sık kızı İdil'i öperek hasret giderdi.
'KAFAMA SİLAH DAYADILAR'
Kaçırıldıkları anı anlatan Ağca, herşeyin Beyrut'ta transferi sağlayacak araca bindikleri sırada olduğunu belirterek şunları aktardı: "Yaklaşık bir buçuk dakika sonra araç ani bir fren yaptı. Araç 100 metre kadar daha gittikten sonra durdu. Durduğumuzda ellerinde Kalaşnikoflar ve tabancalar olan 10 kadar silahlı şahıs olduğunu gördüm. Yüzlerinde siyah maske vardı. Arapça bağırarak araca doğru geliyorlardı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Kapıyı tekmelediler ve açtılar. Şoförün kafasına silah dayadılar. Hepimize silah doğrultup içeri girdiler. O sırada kaptanımız 'Sakın ateş etmeyin' diye onlara bağırdı. Kaptanı alıp götürdüler. Sonra beni aldılar. Ellerinde 10 bin voltluk şok aletleri vardı. Direnseydik muhtemelen o şok aletlerini kullanacaklardı. Gözlerimizi bağladılar. Bir eve soktular bizi. Eve girer girmez 'Diz üstü çök' dediler. Kafamı yere bastırıp silah dayadılar. O arada kaptanı içeri getirdiler. Bize önce meyve sonra da çikolata ikram ettiler."
'37 ADIMLIK BAHÇEMİZ VARDI'
Murat Ağca, maskeli kişilerin arasında İngilizce konuşan bir kişinin, ailelerinin kaçırıldığını söylediğini ve "Bizim devletimiz çok güçsüz. Kendi devletimizden yardım göremedik. Türkiye' çok güçlü bir devlet, bizim için arabuluculuk yapmasını istiyoruz. Korkmayın, size zarar vermeyeceğiz. 2-3 günlük bir işimiz var sizinle. Sonra sizi serbest bırakacağız" dediğini kaydetti. Murat Ağca şöyle devam etti: "Bir kez değil, tam 8 kez kaçırıldık. 3 günde bir ev değiştiriyorlardı. Gecenin 2-3'te bizi alıp başka yere götürüyorlardı. Her kaçırıldığımızda içimizde ölüm korkusu vardı. Silahlı çatışmanın içinde kalabileceğimizi düşünüyorduk. Arabanın içerisinde oturuyorduk ve böyle bir çatışma olsa yaşama şansımız yoktu." Hayatı boyunca hep uçtuğunu belirten Ağca, "Eskiden F-16 pilotuydum. Çok şükür hiçbir kaza yapmadan vatana hizmet ettim. Sonra da burada göreve başladım. Uçmak benim için her şey. Orada kurallarımız vardı. Hayatta kalmalıyız. Sağlığımızı çok iyi korumalıyız. O yüzden kaldığımız yerdeki 37 adımlık bahçede sürekli yürüyerek sağlığımızı korumaya çalıştık. Beynimizi ve kalbimizi esir alamadılar" dedi. Pilotun eşi Nur Ağca çok zor günler yaşadıklarını ve uzun süre yaşadıkları şoku atlatamadıklarını belirterek,
'TEK GÜVENCEMİZ DEVLETİMİZDİ'
Esaret altında geçirdikleri ilk günleri anlatmanın çok zor olduğunu belirten Murat Ağca süreçte en büyük güvencelerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu söylerek şöyle devam etti: "Bir odada tutulduk. Adım adım saydığımız bahçemiz vardı. 37 adımlık bahçede hayata tutunduk. Akşamları gelip 'Bir ihtiyacınız var mı?' diye soruyorlardı. Bizi kaçıranlar bize kötü bir muamele yapmadı. Güvendiğimiz tek şey devletimizdi. Devlet büyüklerimizden herhangi biri aradığında, bizde sevinç bir kat ise onlarda 10 kat oluyordu. Devletimizin bizi kurtarmasını sabırla bekledik." Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendilerini karşılamaya geleceğini bilmediklerini de anlatan yardımcı pilot Ağca, "Bu tamamen sürpriz oldu. Kızımız biraz haylaz. Başbakanımız havalimanında ona oyuncak vermiş" diye konuştu.