New York'ta, Birleşmeş Milletler 68. Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genel Kurul'da ve bir haftalık ziyareti sırasında gerçekleştirdiği ikili görüşmeler sırasındaki izlenimlerini dönüş yolunda sohbet ettiği gazetecilerle paylaştı. ABD'ye olumlu ve verimli bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirten Gül, "Buralar dünyanın merkezi. Dolayısıyla buraları canlı, sağlam tutmak gerekiyor" dedi. Türkiye'nin son zamanlarda imajının ve algısının Amerika'da çok zedelendiğinin hatırlatılması üstüne "Görünen köy kılavuz istemez" karşılığını veren Gül, bu görüntünün nedenleri arasında televizyonların yaptığı yayınları ve menfi propagandayı da gösterdi. "Mısır'daki olayları bile bu kadar göstermediler" diyen Gül, "Türkiye'ye dönük olumsuz tavır ciddi ama düzeltilemez değil" dedi. Türkiye'nin içine kapalı bir ülke olmadığını söyleyen Gül'e göre, merkezlerdeki ilişkilere hakim kişilerin yaptıkları ziyaretler faydalı oluyor. Özellikle İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yle olan görüşmesini aktaran Gül, kendisine iyi bir başlangıç yaptığını, bunun önünü açacağını belirttiğini dile getirdi. ABD Başkanı Barack Obama ile Ruhani arasında gerçekleşen telefon görüşmesine değinen Gül, bunun önce yemekte bir araya gelmek şeklinde düşünüldüğünü fakat o sağlanamayınca bu yola gidildiğini belirterek şöyle devam etti: "Bu kadar buz bir üflemeyle erimez. Oturup konuşmaları gerektiğine inanıyorum. Aradaki sorunlar savaşla değil diplomasiyle giderilmeli. Daha önce böyle bir şey düşünemezdim. Ne Bush döneminde ne de Ahmedinecad döneminde. Bu adımın arkasını da düşünmüşlerdir." Amerika'yla İran arasında meydana gelen yakınlaşmanın Türkiye'nin çok lehine olacağını belirten Gül, şunları söyledi: "Komplekslerden arınmak lazım. Başkasının başarısından ürkerek iş yapılmaz. Bu görüşmelerle nükleer silah tehlikesinin giderilmesi Türkiye'yi rahatlatır. İkincisi, ekonomik olarak işimize çok yarar. Ambargo kalkar. Banka sistemi çözülür. Şimdi İran'la iş yapamıyoruz." Suriye konusuna da değinen Gül, bu konunun BM Güvenlik Konseyi çerçevesine girmesinin olumlu olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Suriye'deki radikal unsurlara yardım yaptığının Amerika'da kendisine çok hatırlatıldığının, bunu nasıl yorumladığının sorulması üzerine ise, bundan rahatsız olduğunu belirtti. Konunun tamamen bu noktaya indirgenerek diğer boyutlarının görülmediğini vurgulayan Gül, "Sınırı kapatsak dünya ayağa kalkar. O zaman sınırda yüz binlerce insan birikir. Vicdanımızın sızlaması dışında bu bir insanlık sorunu haline gelir. Bu konuda Türkiye'ye teşekkür edilmesi gerekirdi" dedi. Demokratikleşme adımlarıyla ilgili bir soru karşısında Gül, "Meclis açılışı konuşmamda demokratikleşmeyle ilgili bir bölüm olacak. Açıklanacak paketle ilgili değil, genel bir değerlendirme" şeklinde konuştu.
GÜL'LE KİTAPÇIDA TARİH SOHBETİ
New York'taki son gününde Gül, Barnes&Noble isimli kitapçıya gitti. 5. Cadde'de yürüyerek gittiği kitapçıda Gül'e gazeteci Fehmi Koru ve karikatürist Salih Memecan'la birlikte eşlik ettik. Cumhuraşkanı, 1. Dünya Savaşı'na özel ilgi duyuyordu. İngiliz casusu Lawrence ile ilgili bir kitabı alırken, o savaşın Osmanlı'ya etkilerini daha iyi anlamak gerektiğini vurguladı. Kendisine gösterdiğim, 100 nesnede dünya tarihini anlatan kitapla da yakından ilgilendi. Oturduğumuz kafede ise Gül, Necip Fazıl Kısakürek'le olan anılarını anlattı. Bir kitabının hazırlıklarını arkadaşıyla birlikte yaptıklarını belirten Gül, kitap çok satınca şairin kendilerine lokantada yemek yedirdiğini, ardından da birer takım elbise diktirdiğini anlattı. Gül, o elbiseyi annesinin yıllarca sakladığını söyledi.