Türkiye'de Demokratikleşme paketi, Gezi eylemleri ve BJK-GS tartışmaları; Yunanistan'da faşistlerin "Altın Şafak" Partisi, Grevler ve ekonomik kriz tartışmaları derken 2004'ten bu yana rafa kaldırılan Kıbrıs sorununda önemli gelişmeler kaydediliyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, New York'ta, BM kürsüsünden Kıbrıs sorununa atıfta bulunup, "Güz döneminde -yani Ekim ayı gibi- Kıbrıs sorununun çözümünü öngören müzakerelerin yeniden başlatılması için gerekli ortamın uygun olduğunu" söylerken, Türk ve Yunan Dışişleri bakanları da New York'taki görüşmelerinde Kıbrıs sorununu ele aldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Yunan meslektaşı Evangelos Venizelos görüşmesinde, Kıbrıs Türk ve Rum toplumlarının "Birer müzakereci tayin etmeleri ve derhal çözüm müzakerelerine başlamaları" konusunda görüş birliği sağladıkları açıklandı. Basına verilen bilgilere göre, söz konusu tayin edilecek müzakerecilerin çözüm görüşmelerini Kıbrıs topraklarından başka; Ankara ve Atina'ya da giderek sürdürmeleri de söz konusu. 2004'te Annan çözüm planının Rum kesiminde yapılan halk oylamasıyla reddedilmesinden bu yana, Kıbrıs sorununun çözümü için ilk kez yapıcı bir ortamın yaratıldığı belirtiliyor.
GAZ FAKTÖRÜ
Çözüm arayışlarında Kıbrıs adasının güney doğusunda bulunan petrol ve doğal gaz yataklarının etkili olduğu değerlendirmeler arasında. İsrail ile G. Kıbrıs'ın ortaklaşa çıkaracakları doğal gazın Kıbrıs adasında depolandıktan sonra ya sıvılaştırılarak Avrupa ülkelerine tankerlerle ulaştırılacak; ya da daha ucuza mal olan Kıbrıs'tan Türkiye'ye döşenecek boru hatlarıyla Avrupa ülkelerine sevk edilecek. Türkiye yolunun tercih edilmesi için Kıbrıs sorununun mutlaka çözümünü ve İsrail-Türkiye ilişkilerinin düzelmesini gerektiriyor. Kıbrıs sorunu çözümü için bundan sonra atılacak adımların oldukça önemli olacağına dikkati çeken diplomatik çevreler şu değerlendirmeyi yapıyor: Kıbrıs sorunun çözümü ile doğal gazın getirilerinden Rumlar kadar Kıbrıs Türkleri de yararlanacak. Çözüm, Türk-Yunan ilişkilerini de düzeltecek ve bölgede daha fazla hidrokarbon aramaları yapılması için Ege ve Akdeniz'de Münhasır Ekonomik Bölgeler (MEB) belirlenebilecek. Türkiye'nin AB ve ABD gibi uluslararası ilişkilerinde sürekli ayağına takılan Kıbrıs sorunu ortadan kalkmış olacak ve doğal gazın Avrupa'ya dağılımında baş rol oynayabilecek.