Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK), boşanma nedeniyle gelir veya aylık bağlandıktan sonra boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen kişileri bir süredir takip ederken, SGK Başkanı Yadigâr Gökalp de geçtiğimiz günlerde "2008'den bu yana 14 binden fazla kişinin aylığını kestik" açıklaması yaptı. SGK söz konusu kişiler hakkında savcılığa 'dolandırıcılık' iddiasıyla ihbarda bulundu. Ancak savcılıklar Yargıtay'ın verdiği emsal karar gereği SGK'nın sahte olarak nitelendirdiği boşanmalarla ilgili takipsizlik kararı vererek şikâyetleri genellikle reddediyor. İki kurum arasında ortaya çıkan çelişki, krize dönüşünce SGK yönetmelik değişikliğine gitti. Bu değişiklikle boşanma nedeniyle gelir veya aylık bağlandıktan sonra boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmaktan vazgeçildi. Geçtiğimiz günlerde "Fazla Veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" isimli yönetmelikte yapılan değişikliğin ardından SGK İl Müdürlükleri artık bu durumda bulunan kişilerle ilgili savcılıklara şikâyet dilekçesi göndermiyor. SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürü Cevdet Ceylan, Yargıtay kararı gereği dolandırıcılık yapıldığı şüphesiyle gönderdikleri dosyalara savcılıkların takipsizlik kararı verdiklerini belirten Ceylan, "Biz de adalet teşkilatından da gelen talep üzerine yönetmelik değişikliği yaptık. Yaklaşık 2 aydır suç duyuruları yapılmıyor. Hem kurumun hem de yargının iş yükünü hafiflettik" dedi. Ceylan, 14 bin kişinin maaşını kestiklerini ve bunların ortalama aylığının 700 lira olduğunu söyledi. Devletin aylık zararı 9 milyon 800 bin lira olarak hesaplanıyor.
YARGITAY NE DİYOR?
Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 20 Haziran 2012 tarih ve 2012/39626 sayılı kararında, şikâyet edilen kişilerin kesin bir kararla boşandıklarına ve kişilerin böyle bir kararın varlığına rağmen bir arada yaşayıp yaşamama hususunda özgür iradeleri ile davranabileceklerine yer verilirken hak sahibine maaş bağlanıp bağlanılmaması hususunun SGK'nın takdirinde bulunduğu ve usulsüz yapılan bir ödeme ve zarar var ise bunun idare tarafından Hukuk Mahkemelerinde açılabilecek davalar yoluyla tazmin edilebileceği fakat dolandırıcılık suçundan işlem yapılamayacağı kaydediliyor.
'DAVA AÇILMALI'
Ceza Hukukçusu Av. Polat Küçük savcılıkların hileli boşanmalarla ilgili dava açması gerektiğine dikkat çekti ve son kararın mahkemeye ait olduğunu belirtti. Küçük şunları söyledi: "Yargıtay 15. Ceza Dairesi diyor ki dolandırıcılık suçunun oluşması için gerekli şartlar var, bunlar olmadan ceza verilemez. Savcılar da bu kararı dayanak gösterip takipsizlik veriyorlar. Burada bir hile var mı boşanma gerçek mi, yetim maaşı için mi? Delilleri ve durumu inceleyip karar vermek mahkemenin işi. Vatandaşın vergilerinin nereye gittiğini takipsiz bırakmak doğru değil."