Amerikan
gizli belgelerine dalınca Soğuk Savaş döneminin kurt siyasetçisi Henry Kissinger'ın Kıbrıs satrancının başoyuncusu olan Başpiskopos Makarios'tan kurtulmak için de gizli plan yaptığını gördüm. Öyle anlaşılıyor ki Kissinger ABD'nin Doğu Akdeniz'deki hâkimiyetini tehlikeye sokmaya başlayan Makarios'tan kurtulmak istedi ama başaramadı. Belgeler, Kissenger'ın kartlarını Glafkos Klerides'ten yana oynadığını da gösteriyor. Klerides kim miydi? 50 yıl Rum siyasetinin başrol oyuncularından biri olan Klerides'le 1990'lı yılların ortasında Atina'da tanıştım. Sempatik, kıvrak zekâsı ve derin hukuk bilgisi olan bir siyasetçiydi. Rauf Denktaş'la da oldukça yakın dostular. Arkadaşlıkları okul yıllarına dayanıyordu. İkisi de İngiliz okulundan mezundu ve hukukçuydu. İki kurt siyasetçinin yolları ilk kez 1950'lerde İngiliz yönetimi altında, mahkeme koridorlarında kesişmişti. O sırada Denktaş savcıydı. Klerides ise EOKA'cıların avukatlığını yapıyordu. İki siyasetçi, adayı ikiye bölen Kanlı Noel'den sonra 1960'ların sonuna doğru müzakere masasına oturdular ve tam otuz dört yıl pazarlık yaptılar. İkisi de çetin müzakereciydi. Ama sorunu çözemediler. Kissinger'ın gizli planını Amerikan belgelerinden okumaya devam edelim.
***
17 Temmuz 1974
Washington'da saat 14.50
Londra'da saat 21.50
Türk jetlerinin Lefkoşa'yı bombalamaya başlamasına 55 saat kala...
ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger sabahki toplantının ardından İngiltere Dışişleri Bakanı James Callaghan'ı aradı. Callaghan Londra'ya gelen Başbakan Bülent Ecevit ve ekibiyle toplantıdaydı. Ecevit, Kıbrıs'ta 3 garantör devletten biri olan İngilizlerin darbeye seyirci kalamayacağını bildiriyor "Gelin ortak müdahale edelim" diyordu. Telefon bağlandığı zaman hatlardaki cızıltı o kadar fazlaydı ki Kissinger birkaç kez "Beni duyuyor musun" diye sormak zorunda kaldı. Callaghan "Dinleyen 17 kişi hattan çıkarsa seni daha iyi duyacağım" diye takıldı. Hatlar biraz düzelince Kissinger "Joe Sisco'yla Bob Ingersoll'u Londra'ya göndermeyi düşünüyorum. İlk elden Kıbrıs'taki duruma nasıl baktığımızı sana anlatsınlar" dedi. Kissinger Ecevit'i merak ediyordu: "Ecevit gece kalacak mı?" Callaghan "Muhtemelen sabah erkenden ayrılacak" diye yanıtladı ve Kissenger'ın sormasını beklemeden Makarios'un da Londra saatiyle 11.00'de hareket edip New York saatiyle 13.35'de BM'de olacağını söyledi.
KLERİDES'E NE DERSİN?
Makarios, İngilizlerin koruması altında adadan kaçmıştı. 19 Temmuz 1974 Cuma günü Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırmak için Londra'dan New York'a uçuyordu. Callaghan "Böylece sana da bir zaman kalıyor" dedi. Kissinger "O zaman ben de adamlarımı hemen sana gönderiyorum. Sonra da Atina ve Ankara'ya gidecekler" diye ekledi. Callaghan Avrupa'nın tutumunu anlatmaya başladı: "
Ortak Pazar ve NATO'daki Avrupalılar'a göre ideal çözüm Makarios'un geri dönüşü olacak. Bunu diplomatik yollarla yapabilecek miyiz? Bilemiyorum. Gelişmeleri izlemek lazım. Makarios'un dönüşünü başaramazsak durum daha gergin olur" [1] Avrupa'nın kartlarını Makarios'tan yana oynadığı çok açıktı. Kissenger'ın kafasında ise Glafkos Klerides vardı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki bitmeyen kavgayı sona erdirmenin yolunun Makarios'tan geçmediği belliydi. Daha akılcı bir siyasetçi olarak gördüğü Klerides belki NATO'da sürekli baş ağrısına olan Kıbrıs sorunu çözebilirdi. Callaghan'a "Klerides'e ne dersin" diye sordu. Callaghan tereddüt etmeden yanıtladı: "Hayır. Makarios'un önce dönmesini sağlamalıyız. Uzlaşma Makarios'un dönüşünden 3 ay sonra seçimlere gidilmesi olabilir." Kissinger'ın biraz canı skılmıştı, "Ama nasıl Makarios'u geri getireceksin ki" diye üsteledi. "Ne mi yapacağız?" dedi Callaghan "Tabii ki siz Yunan hükümetine baskı yapacaksınız" diye senaryosunu anlatmaya başladı: "
Türkler de bize ne yapacağımızı soracak? Eğer müdahale imkânı yoksa garantör devletlerden biri tek başına da müdahale edebilir. Tabii biz tek başımıza müdahale edebiliriz. Tabi siz Yunanlılara baskı yapmalısınız! Eğer 6 ay sonrasını düşünüyorsan da Makarios Sampson'dan çok daha iyidir." Callaghan'ın öyle ya da böyle darbeci Sampson'u sahneden silmeye kararlı olduğu açıktı. "Başarısız olma ihtimalimiz üçte bir hatta beşte bir" dedi. Kissinger da Sampson'dan kurtulma planını onayladı. Zaten tek kaygısı Sovyetler'in adaya ayak atmasını önlemekti. Callaghan Sampson'u devirmek için zaman kaybetmemekten yanaydı. "Eğer Yunanlılar Amerika'nın ağırdan aldığı hissine kapılırsa Ortak Pazar'ın ne yapacağına aldırmazlar. Yunanlılara baskı yapın" diye üsteledi. Ortak bir plan ortaya çıkmış gibiydi. Artık saate karşı yarış başlamıştı sanki. Kissinger, özel temsilcilere talimatını veriyordu ki yardımcısı odaya girdi, "Başkan telefonda" dedi. Başkan Camp David'ten arıyordu: "
Merhaba Henry Yunanlı dostlarımızla işler nasıl?" "Sorun Avrupalılar" diye söze girdi Kissinger: "Makarios'u geri getirmek istiyorlar ve bizden de Yunan hükümetine baskı yapmamızı istiyorlar." Kissinger telefonda Callaghan'ın Makarios'u geri getirme planını onaylamış gibi görünse de belli ki kafasındaki plan farklıydı: "
Önce temsilcimizi bölgeye gönderelim. Sonra da öyle bir uzlaşıyı zorlayalım ki ne Makarios ne de öteki adam (Sampson) yönetimi ele geçirebilsin. Yunanlılara baskı yapmamızı istiyorlar ama ya Yunan hükümeti devrilirse pozisyonumuz altüst olur." [2]
ÇOK KÖTÜ, MAKARİOS DÖNECEK
Kissinger, Makarios'un geri dönüşüne sıcak bakmadığını anlatmaya başladı: "Eğer herkes dönmesi için Makarios'un peşinde koşarsa ve geri dönüşünü Sovyetler sağlarsa bize direnme şansı kalmaz." Nixon "Tehlikeyi görüyorum. Yani Avrupalıların planını desteklemek zorundayız" diye onayladı. Kissinger, Kıbrıs satrancında ipleri Sovyetler'e kaptırmamak için taktik uygulamaktan yanaydı:
"Açıkça Makarios'a karşı çıkamayız ama olayları yavaşlatabiliriz. Avrupalılar sert oynamaktan yana. Biz de desteklemeliyiz. Önce planımızı uygulayalım. Tutmazsa Avrupalıların ortak görüşüne katılırız. Eğer Makarios geri gelirse Yunan subaylarını adadan atar. Komünistler daha güçlenir. Darbe Kıbrıs'ta dengeleri sola kaygıdır." Nixon da Rusların Kıbrıs'a ayak atmasından kaygıydı. "Ne kötü! Desene Makarios geri dönecek" dedi. Telefon görüşmesinin ardından Kissinger planını uygulamaya başladı. Joseph Sisco'yla Robert Ingersoll mekik diplomasisi için yola çıktılar. O sırada kimse Türk jetlerinin Lefkoşa'yı bombalamasına saatler kaldığını bilmiyordu.
[1] ABD Dışişleri Bakanlığı 1973-1976 Volume XXX Kissinger-Callaghan telefon görüşmesi tutanağı 17 temmuz 1974
[2] Amerikan Dışişleri Bakanlığı 1973-1976 Volume XXX Nixon-Kissinger telefon görüşmesi 17 Temmuz 1974 16.30